nutuktan...
efendiler, yahya kaptanın öldürüldüğüne şüphe kalmamıştı. bu gerçek bilindikten sonra, onu öldürmüş olan hükûmetin, kanunî kovuşturmaya başlamış olması, cinayeti işleyenlerin meydana çıkamayacağına delil değil miydi? fakat efendiler; zaman, her şeyin, her gerçeğin, tarih önünde samimî olarak incelenmesine imkân hazırlar.
saygıdeğer efendiler, hükûmeti ve istanbuldaki teşkilâtımızın başkanlarını böyle çirkin bir cinayetin işlenmesinde vasıta olmaya yönelten sebep ve etkenlerin incelenmesinin, gerçekten ibret verici sonuçlar getireceğine inandığım içindir ki, ilk bakışta önemsiz gibi görülebilecek bir olayı delillere ve belgelere dayandırarak açıkladım.
bu açıklamamla, milletin gözünde, gerçeği açıkça ortaya koyabilecek bir ortamın doğmasına yardım edebildiysem, vicdanî görevlerimden birini yapmış olduğuma inanacak ve gönül huzuru duyacağım.
efendiler, bu olayı incelerken iki noktayı gözönünde bulundurmak yararlı olur. o noktalarda:
birincisi: sait mollanın üyesi bulunduğu gizli örgüt ve gebze, kartal bölgelerinde bu örgüte bağlı şahsî çetelerin oynadığı rol ile, bu rolü bizim adamlarımıza yüklemekte ve vatansever geçinen kimseleri aldatıp kandırmada gösterilen ustalık ve başarı.
ikincisi: istanbul teşkilâtımızın başkanlarıdır ki, bunlar, bizim yani heyet-i temsiliyenin emrinde ve onun verdiği direktif ve bilgilere göre hareketle yükümlü bulunuyorlardı.
bunların, bu yükümlülüğü ancak samimî olarak yerine getirdikleri takdirde, asıl hedefe doğru yanılmadan yürümenin mümkün olabileceğini de kabul etmeleri gerekirdi.
oysa, bu kimseler, kendi akıl ve tedbirlerini, heyet-i temsiliyenin uyarılarına rağmen yüksek görmekten geri durmamışlar ve hareket serbestliklerine engel olunmasını bir haysiyet meselesi yaparak sinirlenmişler ve bu sakat duygunun etkisiyle, aldatılmaya kadar varmışlardır (belge: 212).
şimdi efendiler, vicdan ve şefkat sahibi olanların yüreklerini gerçekten kan ağlatan bir telgrafı daha merhametli gözlerinizin önüne sererek bu konu ile ilgili açıklamalarıma son vereceğim:
4960 istanbul, 14.1.1920
ankarada kuva-yı milliye başkanı
mustafa kemal paşa hazretlerine,
eşim yahya kaptan, sırf yüksek şahsiyetinizle olan ilgisi dolayısıyla ve kanun karşısında suçlu olmaksızın teslim olduğu halde, gebze jandarma yüzbaşısı nail ve üsteğmen abdurrahman efendiler tarafından alçakçasına şehit edildi.
bütün tavşancıl halkı olayın tanığıdır. hakkın yerini bulması için adliye ve dahiliye nezaretlerine başvuruldu. iki tane yetimle perişan bir durumdayız.
bu konuda yüksek teşebbüs ve yardımlarınızı bekliyoruz, emir sizindir.
karagümrükte keçecilerde
karabaş mahallesinde 19 numarada yahya kaptan
eşi şevket hanım
devamı için:
(bkz: 1919 sonbaharı nda karşılaştığımız bazı olaylar)
vicdani görevlerimden biri
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?