nutuktan...
biz erzurumda kongre kararlarının her tarafça anlaşılmasını ve topyekûn uygulanmasını sağlayıcı tedbirleri almaya çalışırken, bize «karakol cemiyetinin teşkilât-ı umumiye nizamnamesi, ve karakol cemiyetinin vezaif-i umumiye talimatnamesi diye basılı birtakım kâğıtların, bütün orduya, komutan, subay, herkese dağıtıldığı bildirildi.
bu yönetmeliği okuyan bana en yakın komutanlar bile, bu teşebbüsün benden geldiğini sanarak, birçok şüphe ve kararsızlıklara düşmüşler. benim bir yandan kongrelerle açıkça ortak millî faaliyetlerde bulunurken, bir yandan da esrarengiz ve korkunç bir komite kurmaya çalıştığım zannına kapılmışlar. gerçi, bu örgütün ve teşebbüslerin elebaşıları istanbulda bulunuyorlarmış; fakat, teşebbüslerini benim ad ve hesabıma yapmakta imişler.
karakol cemiyetinin genel kuruluş tüzüğüne göre, genel merkez üyeleri, sayıları, toplantı yer ve toplanış şekilleri, seçim usulleri ve görevlendirilmeleri kesinlikle gizli tutulur.
bir de, en ufak bir sırrı açığa vuran, karakol cemiyetine bir tehlike getiren, hattâ tehlikeye yol açabilecek bir şüphe uyandıran kimseler derhal idam edilir.
genel görev yönetmeliğinde de bir «millî ordudan» söz ediliyor ve «bu ordunun başkomutanı, büyük kurmay heyeti, ordu, kolordu ve tümen komutanları ile kurmayları seçilmiş ve tayin edilmiş olup gizli tutulur. bunlar görevlerini gizli olarak yaparlar» açıklaması okunur.
efendiler, derhal komutanları uyararak, bu tüzük ve yönetmelik hükümlerini asla uygulamamaları gerektiğini ve bu teşebbüsün kaynağını araştırmakta olduğumu bildirdim.
sivasa varışımdan sonra, oraya gelen kara vasıf beyden anladım ki, bu işi yapan kendisi ve bazı arkadaşları imiş.
herhalde, bu hareket tarzı doğru değildi. herkesi idam ile tehdit ederek bilinmeyen bir merkezin, bilinmeyen bir başkomutanın, bilinmeyen birtakım komutanların emirlerine uymak mecburiyetinde bırakmaya kalkışmak çok tehlikeliydi.
gerçekten de, bütün ordu mensuplarında biribirlerine karşı bir güvensizlik ve korku başladı. söz gelişi, herhangi bir kolordu komutanının, «benim komuta etmekte olduğum kolordunun acaba bilinmeyen gizli komutanı kimdir? bu gizli komutan ne vakit ve nasıl komutayı ele alacak ve bana ne gibi bir işlem uygulayacak gibi haklı birtakım kuruntulara kapılması ihtimalden uzak değildi.
sivasta kara vasıf beye bu gizli merkezin, gizli başkomutanın ve gizli büyük kurmay heyetinin kimler olduğunu sorduğum zaman, hepsi siz ve arkadaşlarınızdır, karşılığını vermişti. bu beni büsbütün şaşırtmıştı. böyle bir karşılık elbette akla yatkın olamazdı. çünkü, bana asla böyle bir örgütlenmeden kimse söz etmiş ve iznimi de almış değildi.
bu derneğin, sonradan, özellikle istanbulda yine aynı adla faaliyetini sürdürmeye çalıştığı anlaşıldıktan sonra, kuruluşunda ve bununla ilgili olarak bize vermek zorunda kaldıkları bilgilerde samimiyet bulunabileceği iddia edilemez.
devamı için:
(bkz: avrupa dan dönen ferit paşa ya çektiğim şifre)
karakol cemiyeti
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?