yazar ilhan selçuk, eski rektör prof.dr.kemal alemdaroğlu ve işçi partisi genel başkanı doğu perinçekin de aralarında bulunduğu 14 kişinin terörle mücadele kapsamında bu sabah itibariyle gözaltına alındığı operasyondur.
ergenekon operasyonu
polis tarafından ,sabah saat 04.00-04.30 sıralarında ip, ulusal kanal ve aydınlık dergisinin istanbul ve ankaradaki merkezlerine eş zamanlı olarak operasyon düzenlenmiş bulunmakta.
ip genel başkanı doğu perinçek ,ulusal kanal genel yayın yönetmeni ferit ilsever,cumhuriyet gazetesi imtiyaz sahibi ilhan selçuk,eski iü rektörü prof dr kemal alemdaroğlu,aydınlık dergisi genel yayın yönetmeni serhan bolluk, perinçekin koruması yusuf beşerik, iş adamı ibrahim benli ve gazeteci adnan akfırat gözaltında bulunmakta.gözaltına alınan diğer kişiler ise yusuf tuncer, aydın gergin, mahir çayan güngör ve aykut tokat.
ip genel başkanı doğu perinçek ,ulusal kanal genel yayın yönetmeni ferit ilsever,cumhuriyet gazetesi imtiyaz sahibi ilhan selçuk,eski iü rektörü prof dr kemal alemdaroğlu,aydınlık dergisi genel yayın yönetmeni serhan bolluk, perinçekin koruması yusuf beşerik, iş adamı ibrahim benli ve gazeteci adnan akfırat gözaltında bulunmakta.gözaltına alınan diğer kişiler ise yusuf tuncer, aydın gergin, mahir çayan güngör ve aykut tokat.
sıra size gelecek...
tüm bu olanlara şaşırmayın.
bunlar olacaktı.
çünkü karşı devrimdir bu...
niçin anlamıyorsunuz?..
*
türkiye’nin son yıllarda yaşadığı hiçbir zaman sıradan siyasi çekişmeler değildi.
rejimdi ortada olan.
laik cumhuriyeti yıkıp, abd’nin bop projesi kapsamında "ilımlı islam" modelini kurmak isteyenler, masum maskeleriyle gelip saf kitleleri arkalarına alarak, önce siyasi iktidarı, yerel yönetimleri, bürokrasiyi... peşinden bağımlı-bağımsız örgütleri-kurumları-kuruluşları ellerine geçirdiler.
sonra en dibinden tepesine kadar devleti...
sizler her sabah uyandığınızda bir başka parçanın "elden gittiğini" gazetelerden okumadınız mı?
ya da o "kanlı mı olacak, kansız mı?" sinyalini nasıl anlamadınız?
adım adım geliyordu karşı devrim.
*
ve uyuyordu türkiye.
gaflet de vardı, ihanet de...
kimisinde; batı medeniyetinden nefret eden dincilerin, türkiye’yi ab’ye taşıyacağını umacak kadar ahmaklık...
kimisinde; kendi çıkarını türkiye’nin geleceğinden daha önde görecek kadar alçaklık...
ama en çok; küçük pis hesaplar, değmez çıkarlar, basit ikbal beklentileri içinde olan aydınlar yaktılar türkiye’nin canını. biz onlara "aydınların ihaneti" diyorduk bu köşelerde.
*
olan oldu.
bu gördükleriniz; direnen, cumhuriyet devrimine ihanet etmeyen, boyun eğmeyen, yürekli, yiğit insanların temizlenmesi aşamasıdır.
daha çok şey göreceksiniz.
daha sabahlar çok beter haberlere gebe...
sinmeyen, pısmayan, çocuklara sözü ve yüreği olan, vatana sevdalı insanların başlarına örülen entrikaları ve kirin-pasın içine sürüklenişlerini daha çok duyacaksınız.
hálá anlamayan-görmeyen varsa...
uzun sürmez...
sıra gelecek.
tüm bu olanlara şaşırmayın.
bunlar olacaktı.
çünkü karşı devrimdir bu...
niçin anlamıyorsunuz?..
*
türkiye’nin son yıllarda yaşadığı hiçbir zaman sıradan siyasi çekişmeler değildi.
rejimdi ortada olan.
laik cumhuriyeti yıkıp, abd’nin bop projesi kapsamında "ilımlı islam" modelini kurmak isteyenler, masum maskeleriyle gelip saf kitleleri arkalarına alarak, önce siyasi iktidarı, yerel yönetimleri, bürokrasiyi... peşinden bağımlı-bağımsız örgütleri-kurumları-kuruluşları ellerine geçirdiler.
sonra en dibinden tepesine kadar devleti...
sizler her sabah uyandığınızda bir başka parçanın "elden gittiğini" gazetelerden okumadınız mı?
ya da o "kanlı mı olacak, kansız mı?" sinyalini nasıl anlamadınız?
adım adım geliyordu karşı devrim.
*
ve uyuyordu türkiye.
gaflet de vardı, ihanet de...
kimisinde; batı medeniyetinden nefret eden dincilerin, türkiye’yi ab’ye taşıyacağını umacak kadar ahmaklık...
kimisinde; kendi çıkarını türkiye’nin geleceğinden daha önde görecek kadar alçaklık...
ama en çok; küçük pis hesaplar, değmez çıkarlar, basit ikbal beklentileri içinde olan aydınlar yaktılar türkiye’nin canını. biz onlara "aydınların ihaneti" diyorduk bu köşelerde.
*
olan oldu.
bu gördükleriniz; direnen, cumhuriyet devrimine ihanet etmeyen, boyun eğmeyen, yürekli, yiğit insanların temizlenmesi aşamasıdır.
daha çok şey göreceksiniz.
daha sabahlar çok beter haberlere gebe...
sinmeyen, pısmayan, çocuklara sözü ve yüreği olan, vatana sevdalı insanların başlarına örülen entrikaları ve kirin-pasın içine sürüklenişlerini daha çok duyacaksınız.
hálá anlamayan-görmeyen varsa...
uzun sürmez...
sıra gelecek.
#750219 on sicak olarak sunayim da mazallah ac kalkmasin kimse sofradan..
bu sofra kurtlar sofrasi..sozum kurtlara degil yanlis anlasilmasin onlar kapacagini kapmis..geriye kalan artiklarla ugrasanlaradir sozum..
bir zamanlar susurlukta bir sofra dagildi da artiklari yedi duvele yetecekken curutuldu..o artiklarin kimisi soframizin spesiyali oluverdi..kim yapti diye sormayin cakal dedigin artik yer..
masada bos yer cook..daha cook spesiyal bezeyecek o sofrayi..
bu sofra kurtlar sofrasi..sozum kurtlara degil yanlis anlasilmasin onlar kapacagini kapmis..geriye kalan artiklarla ugrasanlaradir sozum..
bir zamanlar susurlukta bir sofra dagildi da artiklari yedi duvele yetecekken curutuldu..o artiklarin kimisi soframizin spesiyali oluverdi..kim yapti diye sormayin cakal dedigin artik yer..
masada bos yer cook..daha cook spesiyal bezeyecek o sofrayi..
ilhan selçuku aldılar gözaltına. 83 yaşındaki adamı gecenin dördünde yatağından aldılar. öyle ya, sabah kaçacaktı yurtdışına!!!
kemal alemdaroğlu... zamanında savaşsaydı türban için, şimdi yök başkanıydı. şimdiki kuklanın yerinde...
doğu perinçek... deniz gezmişin vasiyetine elinden geldiğince sahip çıkmış. yönetimdeki beceriksizler, başı kesik tavuk gibi sağa sola koşturup ne yapacaklarını bilmezken, isviçrede mahkum olma pahasına ülkesini savunmuş.
içimden çok ağır küfür etmek geliyor xıv. louisee. ilhan selçukun louiseine...
kemal alemdaroğlu... zamanında savaşsaydı türban için, şimdi yök başkanıydı. şimdiki kuklanın yerinde...
doğu perinçek... deniz gezmişin vasiyetine elinden geldiğince sahip çıkmış. yönetimdeki beceriksizler, başı kesik tavuk gibi sağa sola koşturup ne yapacaklarını bilmezken, isviçrede mahkum olma pahasına ülkesini savunmuş.
içimden çok ağır küfür etmek geliyor xıv. louisee. ilhan selçukun louiseine...
karsilikli hesaplasmalarda, taraf olmus operasyona donmustur.
kimse araştırır mı bilmem ama ergenekon ismi son 60 yıldan beri vardır bu ülkede. vaktiyle, türkiye’de sol ve aydınlıkçı hareketleri bastırmak üzere kurulmuş sözüm ona “komünizmle mücadele dernekleri”nin aksiyoner para militer gruplarının adı idi ergenekon. yani gladio’nun tükiye kolu idi. devletin içindeki derin devlet olarak faaliyet gösterirdi ve emirlerini nato ve amerika’dan alırdı. bir çok ünlü isim vardı bu örgütün içinde. mesela zamanın erzurum müftüsü fettullah gülen, komünizmle mücadele derneklerinin doğu şubesi idi. yani ergenekonun içinde idi. susurlukçular, tekikçiler v.b
devleti yönlendiren güçlerin sola karşı tetikçisi idi ergenekon. ama doksanlardaki kendi içindeki bölünme ile dinciler ile milliyetçi gruplar ayrıldı. örneğin fettullah gülen kolu, tüm emniyet içinde güçlü bir şekilde örgütlendi. milli eğitimi ele geçirdi. yargıya sızdı. iktidar bile oldular. bugün devlet içindeki ve özellikle eminyetteki en güçlü örgütlenme fettullah gülen örğütlenmesidir. ama ergenekonun bu kolu ile kimse ilgilenmez.
ikinci kol ise, mafya ilişkileri ile birlikte gelişen güç idi. bu gücü de uzun yıllar devlet besledi, ta ki dinciler devlette tek hakim olup bu kolu yok etmek isteyinceye kadar. işte savaş burada çıktı. yani güç dengelerinde ve rant savaşımındaki büyük kavga.
ergenekon kavgası, fettullah gülen ekibi ile onun dışında kalan sözde milliyetçi yasadışı grupların mücadelesidir. ama her ne olursa olsun her iki gücünde ağa babası amerikadır ve her ikiside sola karşı örgütlenmedir.
peki yaşanan tutuklanmalar. savcılar elbette görevini yapacaktır. bu kapsamda herkes sorgulanabilir, bilgilerine başvurulabilir. ama bunu bir hınç mekanizmasına dönüştürmek isteyen dinci ergenekonculara da dikkat etmelidir.
bu son tutuklama ve ifade alma alma yöntemindeki gibi fettullah ekibi laikliğe duyarlı atatürkçü kesimin önde gelenlerini ergenekon gibi silahlı çetelerin içine sokmaya çalışıp zayıflamatmak, toplum içinde küçük düşürmek isteyecektir. içeri alınanlarından bazıları birkaç gün içinde bırakılacaklardır. ama şu mesaj verilmeye çalışılmıştır: bu ülke de asayiş bizden sorulur. biz istediğimizi istediğimiz biçimde yaparız. herkes ayağını denk alsın.
ergenekonun dinci kanadı, diğerini yok ederken arada ulusalcı, kemalist öğelerin gerçek temsilcilerini de götürerek o alanı da zayıflatmak istemektedirler. ömürleri boyunca ergenekona karşı mücadele vermiş bir yazarı gece yarısı almanın başka açıklaması olamaz.
devletin içinde olduğu söylenen örgütlenmenin soruşturmasında şu ana kadar hiçbir devlet görevlisine uzanmamış olması da bir o kadar traji-komiktir. şu ana kadar görünen devletin içinde gizli bir örgüt kuran ve hiçbiri devlet görevlisi olmayan kişilerdir. devletin içindeki kolları olmayan devlet içindeki gizli güçler.
bu içeri almalar o kadar önemli değildir. savcı aldığı ifadeler ışığında soruşturma yapmaktadır. şık olmasa da, herkesi sorgulama hakkına sahiptir. ama ergenekonun asıl büyük kolu olan fettullah gülen’e kadar uzanacak mıdır? asıl merak konusu budur.
devleti yönlendiren güçlerin sola karşı tetikçisi idi ergenekon. ama doksanlardaki kendi içindeki bölünme ile dinciler ile milliyetçi gruplar ayrıldı. örneğin fettullah gülen kolu, tüm emniyet içinde güçlü bir şekilde örgütlendi. milli eğitimi ele geçirdi. yargıya sızdı. iktidar bile oldular. bugün devlet içindeki ve özellikle eminyetteki en güçlü örgütlenme fettullah gülen örğütlenmesidir. ama ergenekonun bu kolu ile kimse ilgilenmez.
ikinci kol ise, mafya ilişkileri ile birlikte gelişen güç idi. bu gücü de uzun yıllar devlet besledi, ta ki dinciler devlette tek hakim olup bu kolu yok etmek isteyinceye kadar. işte savaş burada çıktı. yani güç dengelerinde ve rant savaşımındaki büyük kavga.
ergenekon kavgası, fettullah gülen ekibi ile onun dışında kalan sözde milliyetçi yasadışı grupların mücadelesidir. ama her ne olursa olsun her iki gücünde ağa babası amerikadır ve her ikiside sola karşı örgütlenmedir.
peki yaşanan tutuklanmalar. savcılar elbette görevini yapacaktır. bu kapsamda herkes sorgulanabilir, bilgilerine başvurulabilir. ama bunu bir hınç mekanizmasına dönüştürmek isteyen dinci ergenekonculara da dikkat etmelidir.
bu son tutuklama ve ifade alma alma yöntemindeki gibi fettullah ekibi laikliğe duyarlı atatürkçü kesimin önde gelenlerini ergenekon gibi silahlı çetelerin içine sokmaya çalışıp zayıflamatmak, toplum içinde küçük düşürmek isteyecektir. içeri alınanlarından bazıları birkaç gün içinde bırakılacaklardır. ama şu mesaj verilmeye çalışılmıştır: bu ülke de asayiş bizden sorulur. biz istediğimizi istediğimiz biçimde yaparız. herkes ayağını denk alsın.
ergenekonun dinci kanadı, diğerini yok ederken arada ulusalcı, kemalist öğelerin gerçek temsilcilerini de götürerek o alanı da zayıflatmak istemektedirler. ömürleri boyunca ergenekona karşı mücadele vermiş bir yazarı gece yarısı almanın başka açıklaması olamaz.
devletin içinde olduğu söylenen örgütlenmenin soruşturmasında şu ana kadar hiçbir devlet görevlisine uzanmamış olması da bir o kadar traji-komiktir. şu ana kadar görünen devletin içinde gizli bir örgüt kuran ve hiçbiri devlet görevlisi olmayan kişilerdir. devletin içindeki kolları olmayan devlet içindeki gizli güçler.
bu içeri almalar o kadar önemli değildir. savcı aldığı ifadeler ışığında soruşturma yapmaktadır. şık olmasa da, herkesi sorgulama hakkına sahiptir. ama ergenekonun asıl büyük kolu olan fettullah gülen’e kadar uzanacak mıdır? asıl merak konusu budur.
(bkz: tuncay guney)
bu sabah, 1. ordu ve ege ordusu eski komutanı em.org. hurşit tolon, eski jandarma genel komutanı ve add gen. bşk. em.org. şener eruygur, cumhuriyet gazetesi ankara temsilcisi mustafa balbay ve ato bşk. sinan aygün ergenekon soruşturması çerçevesinde gözaltına alınmış.
demokrasiyi sadece oy çokluğundan ibaret gören, düşüceyi ve muhalif söylemleri demokrasi değilde bir suç olarak görenlerin operasyonudur.kapatılma davasında söylendiği gibi "millet bunu unutamaz, hesabını vereceksiniz" lafları bu kez kendi beyinlerine(!) balyoz gibi inecektir.
muhalif söylem ve düşüncelerin içinde; danıştay baskını, cumhuriyet gazetesi’ne atılan bombalar, bombaların menşei ve ümraniye’de bir gecekonduda ele geçen (aynı seriden) el bombaları... "yakında hukuk dışına çıkacağımız günler gelebilir" gibi pek demokrat(?) sözler de var mıdır acaba?
birileri, demokrasinin tek parti, açık oy gizli tasnif demek olmadığını hala öğrenemedi. çetelerin de demokratik bir hukuk devletinde yeri olmadığını... öğrenmenin yaşı yok.
malum oy çokluğunu belirleyen millet mi unutmayacak, yoksa "halk plajlara hücum etti, vatandaş denize giremiyor" zihniyetinin çağdaş versiyonu mudur bu muhalif ve demokrat(?) söylemler?
kapatma davasında yargıya saygı, hukuka saygı diyenler sözkonusu bu operasyon olunca, ne yargı dinliyor ne hukuk.
sanki gözaltına alan bir eşkiya grubu... bu ülkenin polisi, cumhuriyetin savcısından aldığı talimatla yürütülen bir soruşturma kapsamında gözaltına alıyor sadece. suçsuz olan alnının akıyla beraat eder, suçu olan cezasını çeker.
sandıkta yenemediğini ve ona oy veren milyonlarca kişiye hakaret, iftira edip kumpas kuranlar konjonktürün değiştiğini öyle ya da böyle anlayacak. türkiye, herkesin kendi inancına göre yaşadığı, örgütlendiği, çetelerin temizlendiği çağdaş bir ülke olacak. birgün birileri çok utanacak.
birileri, demokrasinin tek parti, açık oy gizli tasnif demek olmadığını hala öğrenemedi. çetelerin de demokratik bir hukuk devletinde yeri olmadığını... öğrenmenin yaşı yok.
malum oy çokluğunu belirleyen millet mi unutmayacak, yoksa "halk plajlara hücum etti, vatandaş denize giremiyor" zihniyetinin çağdaş versiyonu mudur bu muhalif ve demokrat(?) söylemler?
kapatma davasında yargıya saygı, hukuka saygı diyenler sözkonusu bu operasyon olunca, ne yargı dinliyor ne hukuk.
sanki gözaltına alan bir eşkiya grubu... bu ülkenin polisi, cumhuriyetin savcısından aldığı talimatla yürütülen bir soruşturma kapsamında gözaltına alıyor sadece. suçsuz olan alnının akıyla beraat eder, suçu olan cezasını çeker.
sandıkta yenemediğini ve ona oy veren milyonlarca kişiye hakaret, iftira edip kumpas kuranlar konjonktürün değiştiğini öyle ya da böyle anlayacak. türkiye, herkesin kendi inancına göre yaşadığı, örgütlendiği, çetelerin temizlendiği çağdaş bir ülke olacak. birgün birileri çok utanacak.
başıma bir şey gelmeyecekse
bir - ergenekon soruşturmasının ikinci gözaltı dalgasının babalarından ato başkanı sinan aygün, "atatürk’ü sevmekle suçlanıyorum" diye bir açıklama yapmış... benim aklıma ise "başıma bir iş gelmeyecekse atatürk’ü sevmiyorum" diyen türbanlı kızımız geldi... ikisini bir arada düşündüğümde "ne iş yahu? atatürk’ü sevmek de suç, sevmemek de" şeklinde bir özet geçiyorum, başıma bir şey gelmeyecekse...
iki - hani cem yılmaz’ın, "vizontele" filminde "zeki müren de bizi görecek mi?" şeklinde sorduğu tarihi sorunun bir benzerini, "abdurrahman yalçınkaya da gözaltına alınacak mı?" diye sorabilir miyiz? hadi diyelim ki sorduk... başımıza bir iş gelir mi?
üç - "sevgili günlük... bugün de darbeyi yapamadık" şeklinde günlük tutan emekli oramiral özden örnek paşa gözaltına alınan paşalar arasında yer almadı... başıma bir şey gelmeyecekse sormak istiyorum: neden?
dört - gözaltına alınan iki paşadan biri olan hurşit tolon paşa, türk popüler kültür tarihine "sezen aksu’ya posta koyan paşa" olarak geçmişti... sezen aksu’nun bir 30 ağustos günü rumca şarkı söylemesine itiraz eden hurşit paşa, "30 ağustos’ta rumca şarkı söylemek terbiyesizliktir" demişti... hurşit paşa’nın en zor gününde bu vakayı anımsattığım için başıma bir şey gelir mi? mesela bana en hafifinden "zalim" der misiniz?
beş - cumhuriyet gazetesi’nin ankara temsilcisi mustafa balbay’ın, her ne kadar acayip sekter görüşlere sahip olsa da, "fırlamalık yapan bir yeniyetme" tavrının yol açtığı sevimlilik nedeniyle "gözü dönmüş darbeci" olacağına zerre kadar inanmıyorum... inanamıyorum... bu inancımı korumak istiyorum, tabii başıma bir iş gelmeyecekse...
alti - gözaltına alınanlar arasında yer alan erol mütercimler’in bir zamanlar fethullah gülen ekibine yakın durduğunu, hatta stv’de programlar yaptığını anımsatmak isterim... tabii başıma bir şey gelmeyecekse...
yedi - mehmet altan abimiz bana "ahmetçiğim, darbecilere karşı mücadele ve direnişte yumuşama olmaz" demeyecekse... ve tabii başıma bir iş gelmeyecekse... raconu şöyle kesiyorum: ergenekon davasında bir yıldır iddianamenin ortaya çıkmamasını ve neyle suçlandıklarını bilmeyen insanların bir yıldır "mahpushane türküleri" söylemek durumunda kalmasını insani açıdan kabul edilemez buluyorum...
sekiz - ergenekon soruşturmasında gözaltına alma saatinin birkaç saat ileri alınması, polisin ve savcının insafa gelmesi olarak mı yorumlanmalı? yoksa "deve dişi gibi paşalara kıyak" olarak mı yorumlanmalı? sorduğum için başıma bir iş gelir mi?
dokuz - başbakan tayyip erdoğan’ın eski özel doktoru ve eski özel kalem müdürü turhan çömez de hedefteymiş! başıma bir iş gelmeyecekse sormak istiyorum: turhan çömez, sorguda sırf gıcıklık olsun diye "tayyip erdoğan da ergenekoncu’dur" dese, erdoğan da gözaltına alınır mı?
on - bu memlekette "paşalara dokunulmaz" tarzında bir yargının var olduğunu belirtsek ve dünkü "gözaltı dalgası" ile en azından bu yargının tepetaklak olduğunu yazsak... başımıza bir iş gelir mi?
ahmet hakan
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/9329161.asp?yazarid=131&gid=61&sz=34352&hid=9330679
bir - ergenekon soruşturmasının ikinci gözaltı dalgasının babalarından ato başkanı sinan aygün, "atatürk’ü sevmekle suçlanıyorum" diye bir açıklama yapmış... benim aklıma ise "başıma bir iş gelmeyecekse atatürk’ü sevmiyorum" diyen türbanlı kızımız geldi... ikisini bir arada düşündüğümde "ne iş yahu? atatürk’ü sevmek de suç, sevmemek de" şeklinde bir özet geçiyorum, başıma bir şey gelmeyecekse...
iki - hani cem yılmaz’ın, "vizontele" filminde "zeki müren de bizi görecek mi?" şeklinde sorduğu tarihi sorunun bir benzerini, "abdurrahman yalçınkaya da gözaltına alınacak mı?" diye sorabilir miyiz? hadi diyelim ki sorduk... başımıza bir iş gelir mi?
üç - "sevgili günlük... bugün de darbeyi yapamadık" şeklinde günlük tutan emekli oramiral özden örnek paşa gözaltına alınan paşalar arasında yer almadı... başıma bir şey gelmeyecekse sormak istiyorum: neden?
dört - gözaltına alınan iki paşadan biri olan hurşit tolon paşa, türk popüler kültür tarihine "sezen aksu’ya posta koyan paşa" olarak geçmişti... sezen aksu’nun bir 30 ağustos günü rumca şarkı söylemesine itiraz eden hurşit paşa, "30 ağustos’ta rumca şarkı söylemek terbiyesizliktir" demişti... hurşit paşa’nın en zor gününde bu vakayı anımsattığım için başıma bir şey gelir mi? mesela bana en hafifinden "zalim" der misiniz?
beş - cumhuriyet gazetesi’nin ankara temsilcisi mustafa balbay’ın, her ne kadar acayip sekter görüşlere sahip olsa da, "fırlamalık yapan bir yeniyetme" tavrının yol açtığı sevimlilik nedeniyle "gözü dönmüş darbeci" olacağına zerre kadar inanmıyorum... inanamıyorum... bu inancımı korumak istiyorum, tabii başıma bir iş gelmeyecekse...
alti - gözaltına alınanlar arasında yer alan erol mütercimler’in bir zamanlar fethullah gülen ekibine yakın durduğunu, hatta stv’de programlar yaptığını anımsatmak isterim... tabii başıma bir şey gelmeyecekse...
yedi - mehmet altan abimiz bana "ahmetçiğim, darbecilere karşı mücadele ve direnişte yumuşama olmaz" demeyecekse... ve tabii başıma bir iş gelmeyecekse... raconu şöyle kesiyorum: ergenekon davasında bir yıldır iddianamenin ortaya çıkmamasını ve neyle suçlandıklarını bilmeyen insanların bir yıldır "mahpushane türküleri" söylemek durumunda kalmasını insani açıdan kabul edilemez buluyorum...
sekiz - ergenekon soruşturmasında gözaltına alma saatinin birkaç saat ileri alınması, polisin ve savcının insafa gelmesi olarak mı yorumlanmalı? yoksa "deve dişi gibi paşalara kıyak" olarak mı yorumlanmalı? sorduğum için başıma bir iş gelir mi?
dokuz - başbakan tayyip erdoğan’ın eski özel doktoru ve eski özel kalem müdürü turhan çömez de hedefteymiş! başıma bir iş gelmeyecekse sormak istiyorum: turhan çömez, sorguda sırf gıcıklık olsun diye "tayyip erdoğan da ergenekoncu’dur" dese, erdoğan da gözaltına alınır mı?
on - bu memlekette "paşalara dokunulmaz" tarzında bir yargının var olduğunu belirtsek ve dünkü "gözaltı dalgası" ile en azından bu yargının tepetaklak olduğunu yazsak... başımıza bir iş gelir mi?
ahmet hakan
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/9329161.asp?yazarid=131&gid=61&sz=34352&hid=9330679
altından ne çıkacağı büyük merak uyandıran, her gün birilerinin gözaltına alındığı birilerinin salıverildiği, yok dabeymiş yok devleti ele geçirmekmiş gibi faaliyetlerde bulundukları iddia edilen, bu ülkede vatan severliği de ayaklar altına serdiren bir sözde örgüte yapılan operasyon.
ayrıca postal seviciliği akımı doğuran operasyondur.
ayrıca postal seviciliği akımı doğuran operasyondur.
bol miktarda postal sevicinin olduğu ülkemizde, demokrasi sevicileri arttırmasını ümit ettiğimiz operasyondur.
sinan aygunun de gozaltina alindigi operasyon.bakalim sira kimde.
dün akşam skyturkte serdar akinanın sıranın ertuğrul özkök ve aydın doğanda olduğunu belirttiği, programa katılan fatih altaylı nın da ikinci ismi teyit ettiği operasyondur.
(bkz: gbkz manyağı olmak) (buna da gbkz verecektim. korktum.)
(bkz: gbkz manyağı olmak) (buna da gbkz verecektim. korktum.)
yaklaşık 2500 sayfalık iddianameyle rekorlar kitabını zorlayan operasyon...
asker,gazeteci,bilim adamı,overlokçu vs... derken, neredeyse iddianamede tüm türkiyenin içinde bulunabileceği ilginç bir operasyondur...
bu topraklarda yıllardır süregelen amerikan yanlısı politikaların son rötüşlarının da sergilendiği operasyon...
asker,gazeteci,bilim adamı,overlokçu vs... derken, neredeyse iddianamede tüm türkiyenin içinde bulunabileceği ilginç bir operasyondur...
bu topraklarda yıllardır süregelen amerikan yanlısı politikaların son rötüşlarının da sergilendiği operasyon...
onceleri 8 milyon belgeden bahsediliyordu.daha sonra dort milyona indi.
az once siyaset meydaninda $u $ekilde minik bir hesap yapildi.
belge sayisini 6 milyon olrak du$unelim ve her bir belgeye sadece 1 saniye bakalim.evet sadece 1 saniye bakalim.
her bir belgeye sadece 1 saniye baksak ve araliksiz 6 milyon belgeyi incelemeye kalksak net iki sene tutuyormu$.
pehey.
az once siyaset meydaninda $u $ekilde minik bir hesap yapildi.
belge sayisini 6 milyon olrak du$unelim ve her bir belgeye sadece 1 saniye bakalim.evet sadece 1 saniye bakalim.
her bir belgeye sadece 1 saniye baksak ve araliksiz 6 milyon belgeyi incelemeye kalksak net iki sene tutuyormu$.
pehey.
6 milyon belgeyi tek bir kişinin okuyacağı hesaplaması yapılınca garip sonuçlar çıkması tabii ki muhtemel olan operasyon.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?