saat 05:30.uyandım.perdeyi aralayıp pencereyi açtım.hafif serin bir rüzgar değdi hemen tenime.başımı yukarıya kaldırıp gökyüzüne baktım.maviyi andıran bir renk hakimdi.ama yıldızları pek seçemiyordum.gerekli banyo ihtiyaçlarımı karşıladıktan sonra giyindim.saat 06:00da dışarı çıktım.hava bir ton daha aydınlanmıştı.metroydu,otobüstü işe gitmek için epey yol aldım.biraz aceleyle ofise girdim.köşedeki simitçi yoktu.bayramdı.pek çok kişi çalışmayacağından tezgahını açmamıştı.bir bardak çay elimde diğeriyle çantamı masaya bırakıp bilgi-sayar-mış-ı açtım.
gözüm dışarıyı takıldı birden.kirli gri bir renge bürünmüştü gökyüzü.iç karatıcıydı.kalbimi ve beynimi açmalıyım,derin bir nefes alarak,akşam izlediğim soğuktu ve yağmur çiseliyordu filminde ekrem boranın söylediği o şarkıyı hatırlamaya çalıştım;
ayrılık yaman kelime
benzetmek azdır ölüme
kim uğrarsa bu zulüme
aman aman...
gündüzü olurmuş gece.
sanırım bir sadettin kaynak eseri,gerçeği googleda bulurduk kime ait olduğunu ve makamını ama teknolojiyi karıştırmak istemiyorum,böylesi bir lezzete,makamı da hüzzam olabilir.çünkü hüzünlü bir melodisi var.
mırıldanıyorum ve dolaşıyorum olmadık insanlarla olmadık yerlerde ve kendimi hiç bilmediğim bir yerde ağaçların arasında yapraklarla üstü örtülmüş bir gölün kenarında buluyorum.iki ağacın arasında duran banka oturuyorum.ıslaktı ve üşüyordum;ama yüreğim sıcaktı.gramofon tadında çok uzaklardanmış gibi duyuluyordu şarkı hala.uçuyordum,dalların arasına konuyordum.yapraklardan bir damla alıp içiyordum,sıcacıktı.
ters giden bir şeyler var gibiydi böylesi bir sabahın en aydınlık yuzune erişmiş olmanın huzuruna erecekken pat,diye telefonum çaldı!
iyi günler ben ... nasıl yardımcı olabilirim.
kirli sabahın aydınlik yuzu
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?