1992 senesinde tüysüzler tarafından kurulan, yıllarımı geçirdiğim okul. erhan ürüsü, yusuf çepili, yunus veziri benim için unutulmazdır. 1997–2000 arasında tam 3 senemi dolu dolu geçirdim. ama şimdiki aklım olsa daha fazla eserdim diye düşünüyorum. bazı konularda çok sığ bir okul. bence türkiye’deki her okul istese bütün öğrencilerini ingiltere’ye götürebilir. ama bunu mazeretmiş gibi göstermek pek de hoş değil. en güzel liselere, üniversitelere öğrenci hazırladığı, gönderdiği doğrudur. ama iyi bir devlet üniversitesi kazanan sayısı çok azdır. bazıları yeditepe, bilgiye gider. kimisi de koç, sabancı.
sınıflardaki öğrenci sıralarının tek kişilik olması, öğrenci hayatında kopya sistemini hem azaltıyor hem arttırıyor. ki ben hayatımda hiç kopya çekmeyen ve kopya çekmekten çok aciz biri olarak, bu sıralarda hep korka korka kopya çekiyordum. çünkü sınıfta o kadar azdık ki, öğretmenin gözü kapalı olsa, muhakkak bir titreşim hisseder.
güzel öğretmenleri vardı. çok da seksi öğretmenleri. hatta ben matematik hocama âşıktım fakat evliydi. sonradan boşandığını öğrendim fakat o zamanlar kız arkadaşım vardı benim, o yüzden bir etki olmadı, tepki de vermedim doğal olarak. aynı seksilikte ve güzellikte bir de sosyal bilgiler hocası vardı. tülay hocaydı. bir etek giyerdi bütün sınıf ağzımız açık kalır mıydık? kalırdık. fakat tek falsosu, konuşurken suratımı tükürükle boğmasıydı. acaba önde oturduğum için miydi? diye düşünüyordum. fakat arkaya geçsem de tükürük yerini buluyordu. kasıtlı mı? diye düşünmeye başladım sonra. tükürük bana gelene kadar birçok kişiye geliyormuş.
yusuf çepil, sert bakışları ile güldüğü zaman insanın içine ister istemez su serperdi. disiplin kurulu başkanıydı. başkandı.
vakti zamanında arkadaşlarla sıra sıra izlediğimiz patlarsan yanarsın adlı filmdeki görüntüleri sınıftaki kızlara gösteremeye çalışıyorduk. ama sadece elle. yani çıplaklık yok. bundan değil de bu gürültüden rahatsız olan vatandaşlık hocası bizi disiplin kuruluna sevk etmeden önce tam kapı girişinde bana bir tane tokat atmıştı. hayatımda yediğim ilk tokattı.. ve yediğim tokatı şans eseri kapının arasından bütün arkadaşlarım gördü. utanmadım. çünkü yaptığımdan da utanan birisi değildim. gayet normaldi. çünkü çocuktum.
disiplin kurulu başkanı yusuf çepil bize " ne yapıyorsunuz kızlara siz " diye sorduğunda " hocam, one, two, three, four " , , lakin onlardan yanıt gelmeyince aklıma " go " kelimesi geldi.
" hocam yani one, two, three, four, go. bunda bir şey yok yani " der demez herkes beni teyit etmeye başladı. yusuf çepil, erhan ürüye dönerek " hocam bunlar alman filmi izlemiş, belli " diyince kahkahayı patlattılar. tabi biz de olayın gevşekliği ile gülmeye başladık. içimiz rahatlamıştı ama uyarı almıştık.
bana tokat atan vatandaşlık hocası beni bir gün sonra öğretmenler odasına çağırıp ve özür dilemişti. ben de " hocam ne önemi var " demiştim. bir gün sonra hoca okulda yoktu. evet, bir gün sonra dersi yoktu ama iki gün sonra da yok değildi. ikinci gün gelmemişti. çünkü hocanın tayini çıkmıştı. maalesef sorun bende değil. çünkü böyle özel bir kurumda tokat atmanın cezası ağır olur. hem benim açımdan da unutulmaz bir anı olmuştu.
acısıyla, tatlısıyla farklı farklı arkadaşlıklar edindiğime inandığım bir yuva oldu burası. çok havalı insanlar vardı. izmit göt kadar bir şehir zaten. herkes kimin ne olduğunu biliyordu fakat herkesin zenginim rolü oynaması çok saçmaydı. kompleksi hocaları da vardı, öğrencileri de. o yüzden, özellikle yeni nesilin kültür ve bilgi birikimine hiç güvenmediğim için, orada okuyanlara dikkatli olmalarını tavsiye ediyorum. arkadaşlarını da iyi seçmelerini öneriyorum. çünkü birbirini ezmeye çalışan, üstün görünmeye çaba gösteren bir sürü insan var. atafen’den mezun olup, izmit’ten ayrılıp, istanbul’a yerleştiğim için çok mutluyum.
böyle insanların arasında okuyup, oradan mezun olduğum için aslında şanslıyım. çünkü bunlar bana bir ders oldu. çünkü ben " düşman kelimesinin anlamını, arkadaş sıfatı taşıyanlardan öğrendim ."
özel atafen koleji
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?