surdurulebilirlik

doğa ile insan arasında ihtiyacın kadarı kuralına göre işlemesi gereken ama günümüzde anlamını yitirmiş kavram.

bm çevre ve kalkınma komisyonu’nun 1987 yılı tanımına göre: "insanlık, gelecek kuşakların gereksinimlerine cevap verme yeteneğini tehlikeye atmadan, günlük ihtiyaçlarını temin ederek, kalkınmayı sürdürülebilir kılma yeteneğine sahiptir."
son 20 yıl içinde insanoğlu dünya sürdürülebilirlik vasfını ne kadar zorladı bilinmez.. ama üzerinde yaşadığımız topraklarda zaman, daha sıcak, daha kurak, doğal ya da insan ürünü felaketlerden nasibini daha da alarak ilerliyor.. sürdürülebilirlik, ya da sürdürülemezlik.. sadece bir tercih..

ilkokulda öğrendiğimiz bir şarkı vardı hani
bir dünya bırakın biz çocuklara.. diye.. korkarım bizim çocuklarımıza bırakacağımız bir dünya bile olmayacak..

sürdürülebilirliğe yatırılacak olan para, devletlerin bu konuda aldığı önlemleri uygulamaması nedeniye şirketlere verdiği cezadan daha büyük olduğu sürece önem teşkil etmeyecek konudur. yani sen çevreyi kirletiyorsun diye 5 milyon dolar ceza veriyorsun şirkete fakat adam, gerekli tesisleri kurmak için 500 milyon harcayacaksa şirketler bu cezaları küçük bir ayrıntı olarak görmeye devam edecekler.

2003 yapımı the corporation isimli belgeselde bu konu nedeniyle ceza alan şirketlerin arasında hangi devlerin olduğunu görebilirsiniz.

orada çok dikkat çekici bi cümle var. "felakette fırsat vardır." doğaya verdiğimiz zarardan para kazanabilen şirketler olmadığı sürece zarar vermeye devam edilecek.

yıl 2016 olduğuna göre herhalde o liste biraz daha kabarmıştır.