abdulbasıt muhammed abdüssamed mısır’ın güneyinde said bölgesinin armand şehrinde 1 ocak 1927 tarihinde doğmuştu. 10 yaşına geldiğinde ise küçük bir kur’an hâfızıydı. kur’an’ı armand şehri ve kina çevresindeki civar şehirlerde okumaya başladı. sonra güzel sesiyle dinleyicilerin beğeni ve takdirlerini toplayarak bütün “said” bölgesinde ve ülkenin güneyinde ünü arttı. 7 kıraati şeyh muhammed selim’in rivayetinde kina’da öğrendi, ardından da kıraat—i aşere’yi tamamlayıp kahire’ye gitti. 1950 yılında seyyide zeyneb’in töreninde bulundu.
aslında abdüssamed’in meşhur olmasının hikâyesi mısırlı diğer ünlü hafızlarınkinden pek farklı değildir. dar bir çevre haricinde hiçkimsenin tanımadığı genç okuyucu tevafuken devletin bir büyüğünün önünde ya da kalabalık bir yerde okur ve adı ağızdan ağıza dolaşmaya başlar.
bir arkadaşı zeynebi camii’ne kur’an okuması için abdüssamed’i davet eder. kendisinden 10—15 dakika okuması istenir. ama o cemaatin beğeni ve takdirlerinden dolayı okumasını sürdürür ve 2 saati aşan bir tilavette bulunur. dönemin başbakanı da o anda dinleyiciler arasındadır. okuyuşunu çok beğenir. ve onun mısır radyosuna katılmasını ister. radyoda bir imtihan yapılır. üstün başarı gösterince radyonun resmi kur’an okuyucusu olur. en genç okuyucu kendisidir. dönem ise 50’li yılların başıdır. o devir ünlü “kârîlerin” yani, okuyucuların bol olduğu bir devirdir.
oğulları tarık ve hişam abdüssamed’i ünlü hafız’ın mısır’da vefat ettiği evde ziyaret ettik. babasının 30 yıl kadar kahire şâfi camii’nde kur’an okuduğunu belirten tarık abdüssamed, “insanlar sabah erken vakitte camiye gidiyor, yer bulmaya, onun yakınında oturmaya çalışıyorlardı” diyor.
.. ve davetler
şeyh abdüssamed’e dünyanın dörtbir tarafından davetiyeler gelir. abdulbasıt islam aleminin şerefli mescidlerinde kur’an okumuştur. 1952’de babasıyla hac farîzasını yerine getirmek üzere suudi arabistan’a gider. mekke ve medine’de kur’an okur. mescid—i aksâ’da, yine kudüs’te halil mescidi’nde, irak’ta ve başka bir çok arap ülkesinde okur ve ödüller alır. cezayir, endonezya, fas, hindistan, pakistan, malezya ve avrupa ülkelerinin çoğu onun davetli olarak ziyaret ettiği yerlerdir.
abdüssamed türkiye’yi de ziyaret eder. 15 gün kadar türkiye’de kalır. sultanahmet camii’nde kur’an okur. islam aleminin diğer coğrafyalarında olduğu gibi ülkemizde de coşkuyla karşılanır. ankara’yı da içine alan bu ziyaret çok verimli geçen ziyaretlerinden birisi olur...
cehennemi okurken ağlardı
abdulbasıt abdüssamed’in en önemli özelliklerinden birisi de nefesini tutmada çok maharetli olmasıdır. ünlü hafız uzun süre nefes almadan ayetleri tiz seste okuyabilmektedir. bu özelliği de cemaati mest etmekte, ayeti bitirir bitirmez coşmasına vesile olmaktadır.
çocuklarının anlattığına göre, abdüssamed kur’an okumaya başlamadan önce kendisini ciddi olarak hazırlar, pek kimseyle konuşmaz, kalben ve ruhen hazır hale gelmeye çalışırdı.
büyük kur’an üstadı mustafa ismail’de gördüğümüz gibi abdulbasıt abdüssamed’de de okuduğu ayetlerden etkilenme çok yüksek boyutlardadır. özellikle cehennemle ilgili ayetleri okurken gözleri yaşlarla dolu bir abdüssamed vardır dinleyicilerin karşısında.
tarık abdüssamed onun bu hali için, “babam, kur’an okurken çok etkilenirdi. cennet ve cehennem ayetlerinde gözleri yaşlarla dolardı. cehennem azabı ve ehlinden bahsolunan ayetlerde çok duygulanır, etkilenir ve gözleri yaşlarla dolardı” diyor.
abdulbasıt abdüssamed’in türkiye’de de çok dinlenen tekvin suresi meşhurdur. o sureyi okuyuşunda daha bir başkadır abdüssamed. tizle başladığı sureyi birkaç defa tekrarlar ve her tekrarlayışında ayrı bir güzellik, ayrı bir başkalık katar. hatta denebilir ki o, bu sureyle hafızalarda yer etmiştir. acaba abdulbasıt abdussamed bu sureyi nerede ve ne zaman okumuştu. oğlu tarık abdüssamed’e sorduk:
“o sureyi 1952’de, suriye’nin halep şehrinde okudu. yine kısa sûreler vardır. tekvin, duha, inşirah, fatiha ve bakara’nın ilk ayetleri. bu kaseti suriye’de çekilmiştir. o an cemaat çok coşkuludur. babamın da ilk gidişidir suriye’ye. insanlar çok beğenmiş ve coşmuşlar. o kaset şu an tüm dünya müslümanları tarafından takdirle karşılanan ve dinlenen bir kaset. o kaset şeyhin şöhret bulduğu nadir kasetlerin başında gelir.”
onun dizinde yetişmiş, kur’an ezberlemiş çokça öğrencisi var. tarık abdüssamed, “merhum babamın kur’an’ını dinleyip müslüman olan insanlar var”diyor.
onu dinlediler ve müslüman oldular
abdüssamed 1960 yılında güney afrika’ya gider ve bir ay kalır. burada ilginç bir hadise yaşanır. 100 kişiyi aşan bir grup abdüssamed’in kur’an okuyuşundan etkilenir ve onun vesilesiyle islamiyet’i kabul eder. okuduğu kur’an’la başkalarının islamiyet’e girmesine vesile olan ender hâfızlardan birisidir.
abdüssamed’in kasetleri dünyanın dörtbir tarafında... acaba şöhret abdüssamed’i etkilemiş miydi? oğluna göre abdüssamed’i abdüssamed yapan tevazuu, alçak gönüllülüğü ve insanlar arasında bir insan olması... çoğu zaman halkla içiçe ve tabii olması çevresinde hayretle karşılanıyordu. bu hasletlerdir ki onu dünyaca ünlü bir kârî yaptı.
o devrin kur’an üstadı şeyh mustafa ismail ile de abdüssamed’in arası gayet iyidir. birbirlerini ziyaret ederler, birbirlerine karşı sevgi, saygı ve muhabbet duyarlar, devamlı iyi ilişkilerde bulunurlar. dini münasebetlerde, toplantı ve oturumlarda biraraya gelir, bol bol hoş sohbetler ederler.
abdüssamed’in diğer oğlu hişam abdulbasıt muhammed abdüssamed 1987 yılında babasıyla birlikte amerika ziyaretlerini şöyle anlatıyor: “1987 yılında babamla birlikte abd ziyaretinde bulundum. orada bir islam merkezinin açılışı vardı. bu münasebetle babam kur’an okudu. orada gördüğüm tabloya, kur’an’a ve okuyucusuna karşı muhabbete belki mısır’da rastlamadım. açılıştan sonra 1.5 ay kadar orada kaldık. her gün babama civar şehirlerden, washington’dan, chicago’dan, new jersey’den ve çeşitli yerlerden kur’an okuması için davetler geliyor, babam da icabet ediyordu.”
abdulbasıt abdüssamed’i en çok sevindiren olayların başında batı ülkelerinin kur’an’a ve okuyucusuna karşı olan hüsnü teveccühü ve muhabbeti geliyordu. oralarda insanların toplanıp kur’an dinlerken, coşup takdirlerini belirtmeleri, hususan gençlerin kur’an’a karşı uyanıklığı onu mesrur ediyordu.
abdüssamed şöyle der: “tecvid tatlı sese hazırdır. tatlı sesiniz varsa kur’an’ı kerim’i tecvid etmez misiniz?”
abdüssamed 30 kasım 1988’de vefat etti. kahire’de satılan 26 kaseti, normal okuyuşuyla 22 kasetlik hatim seti vardır. bir de tecvidli olarak 53 tane hatim kaseti var.
ölümünün üzerinden yıllar geçmesine rağmen onun sesinin kasetlerden, radyolardan, televizyonlardan yükselmesi, çarşıda pazarda gezerken bile abdüssamed’in o yanık ve tiz sesinin duyulması evlatlarını sonsuz bir mutluluğa sürüklüyor. günler aylar geçiyor ve biz abdüssamed’i televizyon, radyo ve kasetlerden hâlâ dinliyoruz... hatta köşebaşındaki kur’an kaseti satan seyyar satıcıda, çarşıdaki büyük dükkanlarda, törenlerde abdüssamed kur’an okumaya devam ediyor.
edit: açılan bir başlık üzerine bilgilendirmek üzere alıntı yapılmıştır.
abdulbaşıt muhammed abdussamed
allah ona muhteşem bir gırtlak verdi ve o da bu nimeti allahın razı olacağı şekilde kullandı.allah ondan razı olsun.
öyle müthiş bir sese sahiptir ki insanı imana getirir kurana aşık eder onu dinlemeden ölmemek lazım.
11 çocuğunun hepsi hafız olmuştur..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?