varoluşculuk

broken
jean paul sartre’nin varoluşçuluk nedir sorusuna verdiği cevap şudur:"insan özünü kendi yaratır, özünü kendi yaratan tek nesne insandır. insandan başka her nesnede yapış varoluştan önce gelir. önce varolup sonra kendini yaratan sadece insandır. yalnız insandır ki önce varlaşır, sonra özünü yaratır ; nasıl olacağını, neye yarayacağını kendisi çizer. insan varolmadan önce tanımlanamaz, çünkü varolmadan önce hiçbir şey değildir. ancak varolduktan sonra bir şey olacaktır, hem de kendisini nasıl yaparsa öyle olacaktır. yani insan insanlığını kendi yapar. demek ki bu yapış keyfe bağlı bir yapıştır.öyleyse bu keyifsel özgürlük de ölümün ötesindeki hiçlik karşısında boşuna bir çabalamadan ibarettir. "
firambogaz
yirminci yüzyılın ilk yarısının sonlarına doğru fransa’da ortaya çıktı. öncelikle bir felsefi akımdır. en önemli temsilcileri martin heidegger, karl jaspers, jean-paul sartre, gabriel marcel ve maurice merleau-ponty olmuştur. felsefi bakımdan temelleri ise bunlardan önce nietzsche, kierkegaard ve husserl gibi düşünürler tarafından atılmıştır. varoluşçuluk 4 temel fikri savunur:
1. varoluş her zaman tek ve bireyseldir. bu görüş bilinç, tin, us ve düşünceye öncelik veren idealizm biçimlerinin karşıtıdır.
2. varoluş, öncelikle varoluş sorununu içinde taşır ve dolayısıyla varlık’ın anlamının araştırılmasını da içerir.
3. varoluş insanın içinden bir tanesini seçebileceği bir olanaklar bütünüdür. bu görüş her türlü gerekirciliğin karşıtıdır.
4. insanın önündeki olanaklar bütünü öteki insanlarla ve nesnelerle ilişkilerinden oluştuğundan varoluş her zaman bir "dünyada var olma"dır. bir başka deyişle insan her zaman seçimini sınırlayan ve koşullandıran somut tarihsel bir durum içindedir.
varoluşçuluğun etkileri çağdaş kültürün çeşitli alanlarında görüldü. kierkegaard’ı izleyen franz kafka, das schools, şato, der prozess, dava adlı eserlerinde insanın varoluşunu bir türlü ulaşamadığı istikrarlı, güvenli ve parlak bir gerçeklik arayışı olarak betimledi. çağdaş varoluşçuluğun özgün temaları, sartre’ın oyunları ve romanlarında, simone de beauvoir’in yapıtlarında, albert camus’nün roman ve oyunlarında, özellikle de l’homme revolte (başkaldıran insan) adlı denemesinde işlendi.
krokan
sartre ile anılan varoluşçuluk, aslında 17 yy’dan beri vardır. pascal’la başladığı söylenmesinin yanı sıra incil’de de vorolüşçuluğun izleri bulunduğundan pascal’ı da varoiuşçuluğun kurucusu olarak saymak doğru olmaz.
varoluşçuluk diğer birçok felsefe akımının tersine bireyin kendısını esas tutarak nesnellikten kaçınır.özneldir.
varoluşçuluk; (bkz: sartre) (bkz: nietzsche) (bkz: camus) (bkz: heidegger)(bkz: kierkegaard) isimleriyle anılır.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol