kult kitap. oguz atay klasigi.
tutunamayanlar
kitapta gecen tanimi soyledir;
tutunamayan(disconnectus erectus):
beceriksiz ve korkak bir hayvandir. insan boyunda olanlari bile vardir. yalniz penceleri ve ozellikle tirnaklari cok zayiftir. dik arazide, yokus yukari hic tutunamaz. yokus asagi, kayarak iner.(bu arada sik sik duser).tuyleri yok denecek kadar azdir. gozleri cok buyuk olmakla birlikte, gorme duygusu zayiftir.bu nedenle tehlikeyi uzaktan goremez. erkekleri, yalniz birakildigi zaman acikli sesler cikarirlar. disilerini de ayni sesle cagirirlar. genellikle baska hayvanlarin yuvalarinda(onlar dayabildikleri surece) barinirlar ya da terkedilmis yuvalarda yasarlar. belirli bir aile duzenleri yoktur. dogumdan sonra ana, baba ve yavrulari ayri yerlere giderler. toplu olarak yasamayi da bilmezler ve dis tehlikelere karsi birlestikleri gorulmemistir. belirli beslenme duzenleri de yoktur. baska hayvanlarla birlikte yasarken onlarin getirdikleri yiyeceklerle gecinirler.kendi baslarina kaldiklari zaman genellikle yemek yemeyi unuturlar. butun huylari taklit esasina dayandigi icin, baska hayvanlarin yemek yedigini gormezlerse, aciktiklarini anlamazlar.(bu sirada cok zayif dustukleri icin avlanmalari tavsiye edilmez.) icguduleri tam gelismemistir. kendilerini korumayi bilmezler. fakat - gene taklitcilikleri nedeniyle- baska hayvanlarin dovusmesine ozenerek kavgaya girdikleri olur. simdiye kadar hicbir tutunamayanin bir kavgada baska bir hayvani yendigi gorulmemistir. bunula birlikte hafizalari da zayif oldugu icin, sik sik kavga ettikleri, bazi tabiat bilginlerince gozlenmistir. (ayni bilginler, kavgaci tutunamayanlarin sayisinin gittikce azaldigini soylemektedirler.) din kitaplari, bu hayvanlari yemegi yasaklamissa da , gizli olarak avlanmakta ve etleri kacak olarak satilmaktadir. tutunamayanlari avlamak cok kolaydir. anlayisli bakislarla suzerseniz, hemen yaklasirlar size. ondan sonra tutup oldurmek isten bile degildir.insanlara zarali bazi mikroplar tasidiklari tespit edildiginden, belediye saglik mudurlugu de tutunamayan kesimini yasak etmistir. yemekten sonra insanlarda gorulen durgunluk, hafif sikinti, sebebi bilinmeyen vicdan azabi ve hic yoktan kendini suclama gibi duygulara sebep olduklari, hekimlerce ileri surulmektedir. fakat ayni hekimler, tutunamayanlarin bu mikroplari, kasaplik hayvalara da bulastirdiklarini ve bu sikintidan kurtulmanin ancak et yemekten vazgecmekle saglanabilecegini soylemektedirler. hayvan terbiyecileri de tutunamayanlarla uzun sure ugrasmis ve bunlari sirklerde calistirmak istemislerdir. fakat bu hayvanlarin, beceriksizlikleri nedeniyle hicbir huner ogrenemediklerini gorunce vazgecmislerdir. ayrica birkac sirkte halkin karsisina cikartilan tutunamayanlar, onlari guldurmek yerine mahzun etmislerdir.(halk giselere saldirarak parasini geri istemistir.) filden sonra, din duygusu en kuvvetli olan hayvan olarak bilinir. oldukten sonra cennete gidecegi bazi yazarlarca ileri surulmektedir. fakat toplu, ya da tek gittikleri her yerde hadise cikardiklari icin, bunun pek mumkun olmayacagi sanilmaktadir. baslari daima one egik gezindikleri icin, cesitli engellere takilirlar ve her taraflari yara bere icinde kalir. onlari bu durumda goren bazi yufka yurekli insanlar, tutunamayanlari ev hayvani olarak beslemeyi de denemislerdir.fakat insanlar arasinda barinmalari -ev duzenine uymamalari nedeniyle- cok zor olmaktadir. beklenmedik zamanlarda sahiplerine saldirmakta ve evden kovulunca da bir turlu gitmeyi bilmemektedirler. evin kapisinda gunlerce , acikli sesleriyle bagirarak ev sahibini canindan bezdirmektedirler. (bir keresinde, ev sahibi dayanamayip kacmissa da , tutunamayan, sahibini kovalayarak, gittigi yerde de ona rahat vermemistir.) sehirlere yakin yerlerde yasadiklari icin, onlari sehrin icinde , citle cevrili ve yalniz tutunamayanlara mahsus bir parkta oturarak, sayilarinin azalmasini onlemeyi dusunmenin zamani artik gelmistir."
oguz atay-tutunamayanlar
tutunamayan(disconnectus erectus):
beceriksiz ve korkak bir hayvandir. insan boyunda olanlari bile vardir. yalniz penceleri ve ozellikle tirnaklari cok zayiftir. dik arazide, yokus yukari hic tutunamaz. yokus asagi, kayarak iner.(bu arada sik sik duser).tuyleri yok denecek kadar azdir. gozleri cok buyuk olmakla birlikte, gorme duygusu zayiftir.bu nedenle tehlikeyi uzaktan goremez. erkekleri, yalniz birakildigi zaman acikli sesler cikarirlar. disilerini de ayni sesle cagirirlar. genellikle baska hayvanlarin yuvalarinda(onlar dayabildikleri surece) barinirlar ya da terkedilmis yuvalarda yasarlar. belirli bir aile duzenleri yoktur. dogumdan sonra ana, baba ve yavrulari ayri yerlere giderler. toplu olarak yasamayi da bilmezler ve dis tehlikelere karsi birlestikleri gorulmemistir. belirli beslenme duzenleri de yoktur. baska hayvanlarla birlikte yasarken onlarin getirdikleri yiyeceklerle gecinirler.kendi baslarina kaldiklari zaman genellikle yemek yemeyi unuturlar. butun huylari taklit esasina dayandigi icin, baska hayvanlarin yemek yedigini gormezlerse, aciktiklarini anlamazlar.(bu sirada cok zayif dustukleri icin avlanmalari tavsiye edilmez.) icguduleri tam gelismemistir. kendilerini korumayi bilmezler. fakat - gene taklitcilikleri nedeniyle- baska hayvanlarin dovusmesine ozenerek kavgaya girdikleri olur. simdiye kadar hicbir tutunamayanin bir kavgada baska bir hayvani yendigi gorulmemistir. bunula birlikte hafizalari da zayif oldugu icin, sik sik kavga ettikleri, bazi tabiat bilginlerince gozlenmistir. (ayni bilginler, kavgaci tutunamayanlarin sayisinin gittikce azaldigini soylemektedirler.) din kitaplari, bu hayvanlari yemegi yasaklamissa da , gizli olarak avlanmakta ve etleri kacak olarak satilmaktadir. tutunamayanlari avlamak cok kolaydir. anlayisli bakislarla suzerseniz, hemen yaklasirlar size. ondan sonra tutup oldurmek isten bile degildir.insanlara zarali bazi mikroplar tasidiklari tespit edildiginden, belediye saglik mudurlugu de tutunamayan kesimini yasak etmistir. yemekten sonra insanlarda gorulen durgunluk, hafif sikinti, sebebi bilinmeyen vicdan azabi ve hic yoktan kendini suclama gibi duygulara sebep olduklari, hekimlerce ileri surulmektedir. fakat ayni hekimler, tutunamayanlarin bu mikroplari, kasaplik hayvalara da bulastirdiklarini ve bu sikintidan kurtulmanin ancak et yemekten vazgecmekle saglanabilecegini soylemektedirler. hayvan terbiyecileri de tutunamayanlarla uzun sure ugrasmis ve bunlari sirklerde calistirmak istemislerdir. fakat bu hayvanlarin, beceriksizlikleri nedeniyle hicbir huner ogrenemediklerini gorunce vazgecmislerdir. ayrica birkac sirkte halkin karsisina cikartilan tutunamayanlar, onlari guldurmek yerine mahzun etmislerdir.(halk giselere saldirarak parasini geri istemistir.) filden sonra, din duygusu en kuvvetli olan hayvan olarak bilinir. oldukten sonra cennete gidecegi bazi yazarlarca ileri surulmektedir. fakat toplu, ya da tek gittikleri her yerde hadise cikardiklari icin, bunun pek mumkun olmayacagi sanilmaktadir. baslari daima one egik gezindikleri icin, cesitli engellere takilirlar ve her taraflari yara bere icinde kalir. onlari bu durumda goren bazi yufka yurekli insanlar, tutunamayanlari ev hayvani olarak beslemeyi de denemislerdir.fakat insanlar arasinda barinmalari -ev duzenine uymamalari nedeniyle- cok zor olmaktadir. beklenmedik zamanlarda sahiplerine saldirmakta ve evden kovulunca da bir turlu gitmeyi bilmemektedirler. evin kapisinda gunlerce , acikli sesleriyle bagirarak ev sahibini canindan bezdirmektedirler. (bir keresinde, ev sahibi dayanamayip kacmissa da , tutunamayan, sahibini kovalayarak, gittigi yerde de ona rahat vermemistir.) sehirlere yakin yerlerde yasadiklari icin, onlari sehrin icinde , citle cevrili ve yalniz tutunamayanlara mahsus bir parkta oturarak, sayilarinin azalmasini onlemeyi dusunmenin zamani artik gelmistir."
oguz atay-tutunamayanlar
oguz atayin kitabi kesinlikle her eve lazim ama analamyanlarda az degil 800 sayfadir. (bkz: oguz atay )
insanin hayata bakis acisini degistirebilecek etkiye sahip oldugunu dusundugum,tutunamamanin nasil bir sey oldugunu pek guzel gozler onune seren oguz atay saheseri.
ezik,yurdum insani,itilip kakilan,ne yapsa yaranamayan,ayrik otu...
oguz atay’in saheseri romanın kahramanında herkes kendinden bişeyler bulacaktır.
cok guzel acayip egleceli bir danimarka izlanda yapimi dagur kári filmi..orjinal adi voksne menneskerdir bi de
disconnectus erectus.
-mis gibiymis gibi davranamayan, yasayamayan,kendisiyle yasamin gereklilikleri arasinda sikisip kalmis, isimgucumyerindegerisindenbananegillerden olamayan,ugur ozakinci’nin tabiriyle ayrik otu diye niteleyebilecegimiz bir insanin oykusu.
okuduktan sonra bir daha asla eskisi gibi olamayacaginiz bir kitap.
kotu bir ruh hali icerisindeyken okunmamasi gereken kitap.
okuduktan sonra bir daha asla eskisi gibi olamayacaginiz bir kitap.
kotu bir ruh hali icerisindeyken okunmamasi gereken kitap.
bir vaz geçişin öyküsü baş yapıt, intihara sebep ayrık bir roman.
oğuz atay romanı.romanlarla arası iyi olmayan zappatista bu kitabı çok sever çünkü kitapta kendisini bulur.
bu kitabı taparcasına seven insanların yanında ilk 60-70 sayfada sıkılıp bırakan ve bir daha eline almayan çok insan tanıdım. ancak bu kitabı okuyup bitirdikten sonra hayata kaldığı yerden devam edebilme acizliği gösteren bir kişiye hiç rastlamadım. hayatı yaşayanların kitabı tutunamayanlar... hem tutunanların hem tutunamayanların...
"hayattan çıkarı olmayanlar unutulacaklardır..."
kitabı okuduktan sonra bir düşünün; gerçekten selim misiniz turgut mu?
"hayattan çıkarı olmayanlar unutulacaklardır..."
kitabı okuduktan sonra bir düşünün; gerçekten selim misiniz turgut mu?
1970 yılında trt roman ödülünü kazanmı$tır.
kelimeleri, daha önce öyle kötü yerlerde kullanmış oluyoruz ki, kirletir diye korkuyoruz duygularımaza dokunursa...(s.110)
şimdi ben bu kitap için doğru kelimeleri nasıl bulayım...
şimdi ben bu kitap için doğru kelimeleri nasıl bulayım...
(bkz: dikey limit)
çagdas turk romanının en iyi orneklerinden biridir. hatta bence en iyisidir. tugla gibi kalin olmasi okunmamasini gerektirmez. okurken anlamak icin cile cekecek olsaniz da takdire sayan basarili bir eser.
bulundukları yerde çekim kuvveti varsa bu kuvvete yenik düşenlerdir.
her insan her kitabı okumaya layık değildir. bazı kitaplar vardır ki, her insanın diline düşemeyecek kadar değerlidir. türk edebiyatında tutunamayanlar bunların başında gelir. ((bkz: kime göre neye göre)). kitabın üzerine bir söz söylemeye kendimi layık görmüyorum. lakin kitap okunduktan sonra "bunun üzerine daha ne söylenebilir ki?" diyor insan
(bkz: voksne mennesker)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?