cemal hünal, engin altan düzyatan, gürgen öz, sedef avcı, sinem kobal, burcu kara, begüm kütük, kubilay pembeklioğlu, mert yavuzcan ve jansetin oynadigi yerli film. dun vizyona girmi$. filmin fragmani izlendigi zaman zaman gecirmek icin ideal ancak fazla umutlar baglanmamasi gereken bir film oldugu hemen anla$iliyor. eglencelik, cekirdek gibi bir $ey.
fragmani icin ve internet sitesi icin;
http://www.romantikkomedi.com/
romantik komedi
izlendiğinde birşey kaybedilmeyecek bir film.
ve filmden çıkardıklarım:
1-sedef avcı meğer ne güzel kadınmış, şimdiye kadar hep o kadar da güzel olmadığını düşünmüş ve savunmuştum. hepsini geri alıyorum. duru bi güzellik var kendisinde zira.
2-sinem kobal ne yaparsa yapsın, afedersiniz kıçını da yırtsa iyi bir oyuncu olmayacak. her zaman gereksiz olarak kalacak ve heryerde bayağı görünmekten geri duramayacak. rica ediyorum mükemmel bi oyunculuk izlemiş gibi filme gidenler şu kızı övüp durmasınlar, hayır izlemeyenler de bir şey var sanacak, sanıyor da.
3-cemal hünal her daim yakışıklı, deli ve asi aşık rollerinin adamı olarak yer alacak oyunculuk mecraalarında herhalde. bu ne abi ıssız adamdaki sahneleri copy-paste yapsalardı bir şey değişmezdi. hiç bir şey de anlamazdık. hem bir oyuncu masrafından da kurtulurlardı.
4-engin altan düzyatan her haliyle muhteşem ve ilelebet de öyle kalacak gibi gözüküyor. geleceğin büyük jönü geliyor sanırım. kendisinin oyunculuğuna tek laf edemem. yakışıklılığının ötesinde çok başarılı bir oyunculuk da sergiliyor filmde. diğer çömezlere ders verir gibiydi filmin her sahnesinde. ayrıca o ses tonu yüzünden filmin birçok yerinde daldım gittim, kaçırdım bir çok espriyi.
5-gürgen öz aynı sempatikliğiyle beyaz perdede gönlümüzü her daim şenlendirmeli. filme gitmemdeki 2 etkenden biriydi zaten. role çok gitmiş ve filmde en çok güldüren adam da oydu. seviyoruz abi, bayılıyoruz, daha ne diyelim.
6-film bitti diye hemen çıkıp gitmemek gerek. zira sonunda çekim hatalarını vermişler. en çok da orada güldüm diyebilirim. özellikle gürgen’le engin altan’ın ps sahnesinin kamera arkası bi harikaydı. gürgen’in doğaçlamada ne kadar iyi olduğu görülebilir rahatça. çok samimi ve eğlenceliydi o bölüm.
7-sinem kobal ve sedef avcı yüzünden gitmekten vazgeçenlere sesleniyorum; sizinle aynı bakış açısındaydım ama engin altan ve gürgen için gitme isteğim daha ağır basınca kendimi sinemada buldum. ha noldu, iyi oldu. evet kobal’a bir kez daha ifrit oldum ama onun sahnelerini gözü yarı açık bırakarak izlerseniz hiçbir şey olmuyor. ya da ne biliyim o sırada diğer oyunculara odaklanın.
8-genel anlamda tüm erkek oyuncular mükemmel ve tüm erkek karakterler istisnasız çok başarılı oyuncular, bunun yanında bir kaçı haricinde kızlar da hep tırt oyuncular. illa bi terazi dengesi kurmak mı istemişler anlamadım. yani kızlar da başarılı, güzide bayan oyuncularımızdan olsaydı nolurdu ha nolurduuu.
9-metropol insanını anlatan filmlerin klişesi olarak bir kez daha reklam ajansı ofisi milletin dibini düşürüyor. hayır arkadaş, sonra herkes özenip reklamcı olmak isteyecek, gerçekten hevesli olanlar arkada kalacak, ben ondan korkuyorum.
10-öyle çooook orjinal bir film denemez, yani klasik hollywood fimlerini andırıyor ama eğlenceli sonuçta. benim gibi sevdiği oyuncu için gidenler memnuniyetsizlikle geri dönmezler en azından.
ve filmden çıkardıklarım:
1-sedef avcı meğer ne güzel kadınmış, şimdiye kadar hep o kadar da güzel olmadığını düşünmüş ve savunmuştum. hepsini geri alıyorum. duru bi güzellik var kendisinde zira.
2-sinem kobal ne yaparsa yapsın, afedersiniz kıçını da yırtsa iyi bir oyuncu olmayacak. her zaman gereksiz olarak kalacak ve heryerde bayağı görünmekten geri duramayacak. rica ediyorum mükemmel bi oyunculuk izlemiş gibi filme gidenler şu kızı övüp durmasınlar, hayır izlemeyenler de bir şey var sanacak, sanıyor da.
3-cemal hünal her daim yakışıklı, deli ve asi aşık rollerinin adamı olarak yer alacak oyunculuk mecraalarında herhalde. bu ne abi ıssız adamdaki sahneleri copy-paste yapsalardı bir şey değişmezdi. hiç bir şey de anlamazdık. hem bir oyuncu masrafından da kurtulurlardı.
4-engin altan düzyatan her haliyle muhteşem ve ilelebet de öyle kalacak gibi gözüküyor. geleceğin büyük jönü geliyor sanırım. kendisinin oyunculuğuna tek laf edemem. yakışıklılığının ötesinde çok başarılı bir oyunculuk da sergiliyor filmde. diğer çömezlere ders verir gibiydi filmin her sahnesinde. ayrıca o ses tonu yüzünden filmin birçok yerinde daldım gittim, kaçırdım bir çok espriyi.
5-gürgen öz aynı sempatikliğiyle beyaz perdede gönlümüzü her daim şenlendirmeli. filme gitmemdeki 2 etkenden biriydi zaten. role çok gitmiş ve filmde en çok güldüren adam da oydu. seviyoruz abi, bayılıyoruz, daha ne diyelim.
6-film bitti diye hemen çıkıp gitmemek gerek. zira sonunda çekim hatalarını vermişler. en çok da orada güldüm diyebilirim. özellikle gürgen’le engin altan’ın ps sahnesinin kamera arkası bi harikaydı. gürgen’in doğaçlamada ne kadar iyi olduğu görülebilir rahatça. çok samimi ve eğlenceliydi o bölüm.
7-sinem kobal ve sedef avcı yüzünden gitmekten vazgeçenlere sesleniyorum; sizinle aynı bakış açısındaydım ama engin altan ve gürgen için gitme isteğim daha ağır basınca kendimi sinemada buldum. ha noldu, iyi oldu. evet kobal’a bir kez daha ifrit oldum ama onun sahnelerini gözü yarı açık bırakarak izlerseniz hiçbir şey olmuyor. ya da ne biliyim o sırada diğer oyunculara odaklanın.
8-genel anlamda tüm erkek oyuncular mükemmel ve tüm erkek karakterler istisnasız çok başarılı oyuncular, bunun yanında bir kaçı haricinde kızlar da hep tırt oyuncular. illa bi terazi dengesi kurmak mı istemişler anlamadım. yani kızlar da başarılı, güzide bayan oyuncularımızdan olsaydı nolurdu ha nolurduuu.
9-metropol insanını anlatan filmlerin klişesi olarak bir kez daha reklam ajansı ofisi milletin dibini düşürüyor. hayır arkadaş, sonra herkes özenip reklamcı olmak isteyecek, gerçekten hevesli olanlar arkada kalacak, ben ondan korkuyorum.
10-öyle çooook orjinal bir film denemez, yani klasik hollywood fimlerini andırıyor ama eğlenceli sonuçta. benim gibi sevdiği oyuncu için gidenler memnuniyetsizlikle geri dönmezler en azından.
yönetmeni ketche bu bile iyi demek için yeterli. ulan fragmandan bile anlamam gerekirdi kendimden utandım.
gevrek türk filmlerinin çok çok üstünde gevrek film.
gevrek türk filmlerinin çok çok üstünde gevrek film.
dvd’si cikmi$, sinemada izleyemeyenler icin guzel bir firsat zira kacirilmamasi gereken, kipir kipir bir yaz filmi olmu$. ismi uzerinde, hem romantik hem de a$k dolu bir film.
daha onceden cikarimlar yapilmi$ film ile alakali, formati bozmaksizin bend e kendi cikarimlarimi yapayim.
sinem kobal: ba$arisiz, cok ba$arisiz. yerine milyonlarca insan konulabilirdi ve azimsanamayacak olcudeki insan da sinem kobal’dan cok daha iyi bir performans sergileyebilirdi $uphesiz. muhtemelen sari saclari ve ince beli icin secilmi$tir bu role, vitrin olsun diye yani.
sedef avcı: kendisini ezel’den biliriz ama esasen cok az biliyormu$uz. filmde gercekten gorulmeye deger bir performans sergilemi$ o gulec yuzu ile. filmin izlenmeye deger olmasindaki en buyuk paylardan biri ona ait.
cemal hünal: ıssız adam’la girdi hayatimiza, cok da iyi yapti. bu filmde de ba$arili, bu filmde de yaki$ikli ama yuzunde garip bir $ey farkettim, ne oldugunu halen cikartamadim. mimiklerinde sanki biraz monotonluk mu seziliyordu neydi. biraz daha canli oynayabilirdi ama yine de performansi izlenmeye deger.
gürgen öz: makina zirvesinde kendisi ile tani$ma firsati bulmu$tum, cok mutevazi, cok $eker gibi bir adamdi. filmde de tam aksine picin allahi karakterini oynami$, cok da ba$arili olmu$. her daim komik bir adam, mimikler yeter. goz rengini filmde cok on planda tutmu$lar, o kadar olmasaymi$ iyiymi$.
engin altan: olmasaymi$ daha iyi olurmu$. cok donuktu, hic enerji veremedi izlerken, oysa yerine bir ba$kasi konmu$ olsaydi filmin engin altan’li bolumleri de keyifle izlenir olurmu$. ba$ka filmlerde artik in$allah.
begüm kütük: soyisminden hareketle diyerek ba$lamak isterdim cumleye ama hic gerek yok, tamamen bir kutuk misali oynami$. oynamami$ da kendi kendine soylenmi$ desek daha isabetli olur. boyhle bir film icin cok hatali bir secim olmu$ kendisi, olmasaymi$ negzel olurmu$.
nihayetinde eglenceli zaman gecirmek icin, ozellikle bu mevsimde bicilmi$ kaftan. senarist sex and the city’den biraz fazla etkilenmi$ sanki ama olur o kadar.
azicik da konudan bahsedelim.
modern hayata ait uc genc kizin i$ ve a$k hayatina dair atilimlari ve kar$ilarina cikan 3 bekar, ba$arili ve yaki$ikli erkek. kizlardan biri zaten evlenir ve kalan iki kiz da a$kin serin sularina dogru yelken acarlar.
daha onceden cikarimlar yapilmi$ film ile alakali, formati bozmaksizin bend e kendi cikarimlarimi yapayim.
sinem kobal: ba$arisiz, cok ba$arisiz. yerine milyonlarca insan konulabilirdi ve azimsanamayacak olcudeki insan da sinem kobal’dan cok daha iyi bir performans sergileyebilirdi $uphesiz. muhtemelen sari saclari ve ince beli icin secilmi$tir bu role, vitrin olsun diye yani.
sedef avcı: kendisini ezel’den biliriz ama esasen cok az biliyormu$uz. filmde gercekten gorulmeye deger bir performans sergilemi$ o gulec yuzu ile. filmin izlenmeye deger olmasindaki en buyuk paylardan biri ona ait.
cemal hünal: ıssız adam’la girdi hayatimiza, cok da iyi yapti. bu filmde de ba$arili, bu filmde de yaki$ikli ama yuzunde garip bir $ey farkettim, ne oldugunu halen cikartamadim. mimiklerinde sanki biraz monotonluk mu seziliyordu neydi. biraz daha canli oynayabilirdi ama yine de performansi izlenmeye deger.
gürgen öz: makina zirvesinde kendisi ile tani$ma firsati bulmu$tum, cok mutevazi, cok $eker gibi bir adamdi. filmde de tam aksine picin allahi karakterini oynami$, cok da ba$arili olmu$. her daim komik bir adam, mimikler yeter. goz rengini filmde cok on planda tutmu$lar, o kadar olmasaymi$ iyiymi$.
engin altan: olmasaymi$ daha iyi olurmu$. cok donuktu, hic enerji veremedi izlerken, oysa yerine bir ba$kasi konmu$ olsaydi filmin engin altan’li bolumleri de keyifle izlenir olurmu$. ba$ka filmlerde artik in$allah.
begüm kütük: soyisminden hareketle diyerek ba$lamak isterdim cumleye ama hic gerek yok, tamamen bir kutuk misali oynami$. oynamami$ da kendi kendine soylenmi$ desek daha isabetli olur. boyhle bir film icin cok hatali bir secim olmu$ kendisi, olmasaymi$ negzel olurmu$.
nihayetinde eglenceli zaman gecirmek icin, ozellikle bu mevsimde bicilmi$ kaftan. senarist sex and the city’den biraz fazla etkilenmi$ sanki ama olur o kadar.
azicik da konudan bahsedelim.
modern hayata ait uc genc kizin i$ ve a$k hayatina dair atilimlari ve kar$ilarina cikan 3 bekar, ba$arili ve yaki$ikli erkek. kizlardan biri zaten evlenir ve kalan iki kiz da a$kin serin sularina dogru yelken acarlar.
filmin 3 te 2sini izledim hala bi atraksiyon yok. sex and the city nin etkileri ise çok fazla.
lakin yönetmenler lafım size kızların dostu gay arkadaş tiplemesi olmuyor türk filmlerinde napsanız da.
lakin yönetmenler lafım size kızların dostu gay arkadaş tiplemesi olmuyor türk filmlerinde napsanız da.
pek cok turk filminin yaninda cidden izlenebilecek kadar guzel bir film. misal turk filmi denince recep ivediki es gecmek anlamsiz olur. bir recep ivedikle kar$ila$tirildigi zaman dunya klasiklerine girecek duzeydedir mesela ama kalkip bu extreme ornegi baz alip bir e$kiya ile, ne bileyim bir gönül yarası ile kar$ila$tirma gafletine du$meyin yumrugu yersiniz agziniza yuzunuze. sonra gormedim duymadim bilmiyordum olmasin.
(bkz: vah$etin sesleri)
(bkz: vah$etin sesleri)
negatif önyargıyla yaklaştım ilk etapta kendisine fakat öyle zannettiğim gibi bir film değilmiş. sıkılmadan izlenen, hatta bayağı keyifle izlenen bir film. oyuncu kadrosu çok iyi bir kere.
tek beğenmediğim nokta filmin sonudur; aceleyle toparlanmış sanki biraz. son sahnelerin filmin geri kalanı kadar özenle hazırlanmadığı belli oluyor.
tek beğenmediğim nokta filmin sonudur; aceleyle toparlanmış sanki biraz. son sahnelerin filmin geri kalanı kadar özenle hazırlanmadığı belli oluyor.
cuma gunu kanal d ekranlarinda yayinlanacakmi$ tv de ilk kez ibaresi ile.
pek tercih etmediğim film türlerinden biri. (bkz: tiki)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?