penceremde deniz vardı

zenana
(bkz: tolga burkay)

bir sabah uyandım baktım
her yanım yelken her yanım martı
gozlerım masmavıydı ellerim bembeyazdı
penceremde deniz vardı

kocamandı ay gunese inat
yıldızlar dans ederdi gokyuzunde
yuregimi yakamozlar yıkardı
penceremde deniz vardı

ruzgarlar eserdi guneyden
bulutlar inerdi ustume
gozlerim dolardı aglardım
kuslar konardı ellerime
karall
gercekten seviyormusun? ask var mi demiyorum! demiyorum!
var mi sevgi?
hani su hilkatin sebebi gibi olanindan, gerceginden, sehvetle karismayanindan !
al o zaman basini ,basina daya camin penceren olsun...
iyi dinle bu da sana ders olsun, ders olsun, ders olsun.

mübarek yüzü sevgisinin aynasi olsun.
gönlün tezahürü olan seviginin bekcisi,
basi yüzü didari...
gösterir icini sana o zaman o yüz, o cehre, o didar.
gercekse eger gercek taklidi degilse günümüzdeki kadar ...

sonra bak gözlerine gör onda ictekini
sana terennüm eden o zarif bestesini
duy ac kulaklarini hisset denizini...

bir derin nefes daha al bir daha bogul
sonra sevgiyi kitle kalbine akabinde saliver
bir derin nefes daha al bir daha bogul
bogulup diriliyorsan sevgiyle tekrar
anla o zaman gercek denizdesin !!!

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol