birazdan beraberce inceleyeceğimiz ayetlerden de anlayacağınız üzere "kun feyekun" yani "ol der oluverir" tabiri kuran-ı kerimde yalnızca "bir anda oluşlar" için kullanılmamış, belirli aşamaların ardından gerçekleşen oluşlar - yaratışlar için de kullanılmıştır.
aşağıda vereceğimiz ayetlerden özellikle ikisi, konuyu en güzel şekilde açıklar ve özetler mahiyettedir. öncelikle, ali imran suresi 59. ayet incelendiği vakit, burada hz. ademin topraktan var edilme süreci anlatılır ve sonrasında iş "hayat verme" konusuna geldiğinde "ol dedik oluverdi" denilir.
yine meryem suresi 35. ayet incelendiğinde, hıristiyanların ve yahudilerin allaha "oğul" isnat etmesine karşı çıkış, "allah, ol der o da oluverir" sözü üzerinden yapılmaktadır.
bu iki ayetten anlaşılan şudur:
allah, şahsının ve makamının gereği, bir işi bizzat kendisi yapmak zorunda değildir. hizmetkar olarak yarattığı meleklerine (ademin topraktan şekillendirilme süreci) ya da cansız varlıklara (fussilet suresi 11) emretmesi yeterlidir. ancak meleklerin ve diğer yaratılmışların haddini aşan ve ancak allahın hükümranlığında olan konularda, örneğin "hayat verme" konusunda, işi bizzat allah yapmaktadır. allahın bu işi yapması ise sadece: "ol der oluverir" kolaylığındadır. allah için yorulmak, zorluk, meşakkat yoktur.
şimdi ayetler:
bakara suresi 117. ayet: "göklerin ve yerin yaratıcısı odur. bir şeyin olmasını istediğinde ona sadece "ol!" der -ve o şey hemen oluverir."
ali imran suresi 47. ayet: "meryem, -ey rabbim!- dedi, -bana hiçbir erkek dokunmadığı halde nasıl oğul sahibi olabilirim?- melek cevap verdi: -işte öyle! allah dilediğini yaratır; bir şeyin olmasını istediğinde sadece "ol!" der -ve o (şey hemen) oluverir.-"
ali imran suresi 59. ayet: "allah katında isanın durumu âdemin durumu gibidir ki, allah onu topraktan yarattı ve sonra "ol!" dedi; insanoğlu böylece oluverdi."
enam suresi 73. ayet: "odur gökleri ve yeri derunî bir hakikate göre yaratmış olan. o ne zaman "ol!" dese emri derhal yerine gelir ve mahşer borusu çalındığı gün hükümranlık yine onun olacaktır. o, yaratılmışların idraklerini aşan şeyleri de, onların duyuları veya akılları ile kavrayabileceklerini de bilir. yalnızca odur gerçek hikmet sahibi, her şeyden haberdar olan."
nahl suresi 40. ayet: "biz, ne zaman bir şeyin olmasını istesek, ona sadece "ol!" deriz -ve o şey hemen oluverir."
meryem suresi 35. ayet: "bir oğul edinmek allaha asla yakıştırılamaz; sınırsız yüceliğiyle o böyle bir şeyin üstünde, ötesindedir! o bir şeyin olmasına hükmettiği zaman, ona yalnızca "ol!" der -ve o şey hemen oluverir!"
yasin suresi 82. ayet: "bir şeyi dilediğinde onun buyruğu, sadece "ol!" demektir, hemen oluverir..."
mümin suresi 68. ayet: "hayat veren ve ölüm dağıtan odur; bir şeyin olmasını istediğinde ona sadece "ol!" der -ve o şey hemen oluverir."
kün feyekün
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?