uzun zamandir undergroundda calismalar ureten ve konserler veren bir grup zardanadam. bu onlarin ilk ulusal dagitima gecen albumleri ama daha oncesinde cikardiklari iki "korsan" album var, isimleri de "korsan" ve "tamambocegi". "sureyya" ve "sevgililer gunu" isimli iki tane de singlelari var. ozellikle sarisinlar boktur ve "dibini gor"e dahil ettikleri tamambocegi isimli sarkilariyla belli bir kitleye de sahipler. sessiz ve derinden ilerleyen grubun nami simdi yeraltindan cikip ana akimda yerini bulacak gibi gorunuyor. grubun her sozunden her notasindan samimiyet akiyor. severek caldikari ve calmadan yasayamayacaklari o kadar belli ki, sempatiyle yaklasmadan duramiyorsunuz. ama diger yandan son zamanlarda cikan turk rock albumerine gore o kadar "eskiye ait" duruyor ki albumun yzerinde yazan 2005 tarihini kontrol ederken buluyorsunuz kendinizi. grubun muzigi "acaba turkce rock yapilabilir mi" diye kendi kendimize sordugumuz ve mavi sakali, objektifi, bulutsuzluk ozlemini, hardali, kesmesekeri ve benzerlerini teybimizden eksik etmedigimiz zamanlari animsatiyor. nostalji yasamak isteyenler ve halen daha bu tarza gonul verenler icin bulunmaz bir firsat diyebiliriz. albumun produksiyonu mavi sakalin -bence- efsanevi solisti tibet agirtan tarafindan yapilmis. one cikan parcalar; gucetapanlar, dibini gor ve tamambocegi. keske sarisinlar bokturu da koysalarmis. (grubun eski albumlerini komple indirebileceginiz websitesi: www.zardanadam.com).
dibini gör
sözleri de aynen şöyledir:
bir dipnot bile olamadan, koca şehrin hikayesinde, yıllarca sürüklendik durduk.
kalın bir kitaptı hayat, altını çizdiğimiz yerleri oldu, bazen okumaktan yorulduk.
dibe vurduk yine, çok pis vurduk;
canı yandı dibin bile, mahcup olduk.
dibini bulduk şişenin yine, dipte kendimizi bulduk.
aşık olduk fena halde, dibin tadına vurulduk.
bir dipses bile olamadan, şehrin gümbürtüsünde, yıllarca sürüklendik durduk.
kavanoz dipliydi dünya, onu zaplayanlarımız oldu, bazen fena vurulduk.
dibe vurduk yine, çok pis vurduk;
canı yandı dibin bile, mahcup olduk.
dibini bulduk şişenin yine, dipte kendimizi bulduk.
aşık olduk fena halde, dibin tadına vurulduk.
kaç kez ıskaladık hayatı, direğin dibinden gitti şutlar...
aşağıladık ütopyaları, dipte bekliyordu umutlar...
dibini gör, dibini gör, dibini gör, dibini gör...
bir dipnot bile olamadan, koca şehrin hikayesinde, yıllarca sürüklendik durduk.
kalın bir kitaptı hayat, altını çizdiğimiz yerleri oldu, bazen okumaktan yorulduk.
dibe vurduk yine, çok pis vurduk;
canı yandı dibin bile, mahcup olduk.
dibini bulduk şişenin yine, dipte kendimizi bulduk.
aşık olduk fena halde, dibin tadına vurulduk.
bir dipses bile olamadan, şehrin gümbürtüsünde, yıllarca sürüklendik durduk.
kavanoz dipliydi dünya, onu zaplayanlarımız oldu, bazen fena vurulduk.
dibe vurduk yine, çok pis vurduk;
canı yandı dibin bile, mahcup olduk.
dibini bulduk şişenin yine, dipte kendimizi bulduk.
aşık olduk fena halde, dibin tadına vurulduk.
kaç kez ıskaladık hayatı, direğin dibinden gitti şutlar...
aşağıladık ütopyaları, dipte bekliyordu umutlar...
dibini gör, dibini gör, dibini gör, dibini gör...
dibini görmeyen sikimi görsün diye bir laf vardır bir de içki alemlerinde.
(bkz: ölümü gör)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?