lubnan`in en taninmi$ $ehri ayni zamanda ba$kenti.taninmi$ligi dur durak bilmeyen ic savaslarindan kaynaklanmaktadir.
beyrut
23 sene sonra israilin saldirisina ugramı$ $ehir.
osmanlı devletinin ermeni tehciri politikası sebebiyle bugün çok sayıda ermeninin yaşadığı şehir iç çatışmaların öncesinde ortadoğunun çekim merkezi olan şehirdir iç çatışmalar sonucu yüz binden fazla insan ölmüştür.
lübnanın başkentidir. nüfusu 1,5 milyonun üzerinde olan beyrut, deniz etkisinden biraz korunan bir körfezin kıyısındadır.
beyrutta tipik bir akdeniz iklimi görülür. uzun yıllar ortadoğunun ekonomik, fikri ve kültürel merkezi olan beyrut, 1970lerden sonra başlayan toplumsal ve siyasal karışıklıklar ve bu yüzden patlayan lübnan iç savaşı (1975-1991) sonucu bu özelliğini kaybetmiştir.
beyrut, osmanlı döneminde planlı bir gelişme göstermişti. 1943te lübnanın bağımsızlığını kazanmasından sonra gelişigüzel ve hızlı bir büyüme dönemine girmiştir.
iç savaştan önce beyrut nüfusu içinde hıristiyan ve müslümanların sayısı hemen hemen eşitti. şimdi müslümanlar çoğunlukta. halkın büyük çoğunluğunu meydana getiren araplar, lübnanlıları, filistinli mültecileri, suriyelileri ve başka göçmen arap cemiyetleri de içine alır. en büyük ve tek etnik azınlık hıristiyan ermenilerdir. ama hırıstiyan araplar gibi iç savaş yüzünden ve sonrasında sayıları göçle azaldı ve azalmaya devam etmektedir.
beyrutun doğusu hıristiyan, batısı ise müslüman çoğunluktadır. eskiden müslüman topluluğun çoğunluğu sünni iken 1960lardan sonra göçler sonucu şiilerin sayısı giderek artmıştır. batı beyrutun bazı bölümlerinde küçük dürzi toplulukları da yaşar.
beyrut, 1950-70 yılları arasında ortadoğunun gözbebeği idi. lübnanın serbest ekonomi ve döviz sistemi, altın esasına dayalı istikrarlı ve konvertibl parası, banka hesaplarının gizliliğini sağlayan kanunları, çekici banka faizleri beyrutu arap zenginlerinin bankacılık merkezi haline getirdi. ayrıca deniz ve hava yoluyla dünyaya açılması ve yabancı firma ve bankalar içinde ortadoğuya girmek açısından ideal bir üs olan beyrut, serbest liman bölgesiyle ortadoğunun en büyük antreposu oldu. şehirdeki beyrut amerikan üniversitesi, saint joseph üniversitesi, lübnan üniversitesi ve beyrut arap üniversitesi arap ülkelerinden pekçok talebeyi beyruta çeken bir faktördü. ancak 1970lerden sonra başlayan iç karışıklıklar ve arap-israil savaşından sonra filistin kurtuluş örgötünün (fkö) karargahını buraya taşıması ve devlet otoritesinin ve düzeninin zayıflaması beyrutun cazibesini kaybettirdi. bu toplumsal ve siyasal karışıklıklar gittikçe artarak 13 nisan, 1975de iç savaşa yol açtı. iç savaş beyrutun çok ağır maddi hasarına ve can kaybına yolaçtı. savaş 1991 yılında sona erdiğinde beyrut bir harabeye dönüşmüştü ve 150.000 lübnalı can vermişti. kentin merkezi onarlımasına ve maddi olarak biraz toparlanmasına rağmen geleceği hala belirsizdir. 12 temmuz 2006 tarihinde başlayan 2006 israil-lübnan krizinde israil’in hava saldırıları sırasında beyrut kenti, özellikle güney kısmı ağır hasar görmüştür.
beyrutta tipik bir akdeniz iklimi görülür. uzun yıllar ortadoğunun ekonomik, fikri ve kültürel merkezi olan beyrut, 1970lerden sonra başlayan toplumsal ve siyasal karışıklıklar ve bu yüzden patlayan lübnan iç savaşı (1975-1991) sonucu bu özelliğini kaybetmiştir.
beyrut, osmanlı döneminde planlı bir gelişme göstermişti. 1943te lübnanın bağımsızlığını kazanmasından sonra gelişigüzel ve hızlı bir büyüme dönemine girmiştir.
iç savaştan önce beyrut nüfusu içinde hıristiyan ve müslümanların sayısı hemen hemen eşitti. şimdi müslümanlar çoğunlukta. halkın büyük çoğunluğunu meydana getiren araplar, lübnanlıları, filistinli mültecileri, suriyelileri ve başka göçmen arap cemiyetleri de içine alır. en büyük ve tek etnik azınlık hıristiyan ermenilerdir. ama hırıstiyan araplar gibi iç savaş yüzünden ve sonrasında sayıları göçle azaldı ve azalmaya devam etmektedir.
beyrutun doğusu hıristiyan, batısı ise müslüman çoğunluktadır. eskiden müslüman topluluğun çoğunluğu sünni iken 1960lardan sonra göçler sonucu şiilerin sayısı giderek artmıştır. batı beyrutun bazı bölümlerinde küçük dürzi toplulukları da yaşar.
beyrut, 1950-70 yılları arasında ortadoğunun gözbebeği idi. lübnanın serbest ekonomi ve döviz sistemi, altın esasına dayalı istikrarlı ve konvertibl parası, banka hesaplarının gizliliğini sağlayan kanunları, çekici banka faizleri beyrutu arap zenginlerinin bankacılık merkezi haline getirdi. ayrıca deniz ve hava yoluyla dünyaya açılması ve yabancı firma ve bankalar içinde ortadoğuya girmek açısından ideal bir üs olan beyrut, serbest liman bölgesiyle ortadoğunun en büyük antreposu oldu. şehirdeki beyrut amerikan üniversitesi, saint joseph üniversitesi, lübnan üniversitesi ve beyrut arap üniversitesi arap ülkelerinden pekçok talebeyi beyruta çeken bir faktördü. ancak 1970lerden sonra başlayan iç karışıklıklar ve arap-israil savaşından sonra filistin kurtuluş örgötünün (fkö) karargahını buraya taşıması ve devlet otoritesinin ve düzeninin zayıflaması beyrutun cazibesini kaybettirdi. bu toplumsal ve siyasal karışıklıklar gittikçe artarak 13 nisan, 1975de iç savaşa yol açtı. iç savaş beyrutun çok ağır maddi hasarına ve can kaybına yolaçtı. savaş 1991 yılında sona erdiğinde beyrut bir harabeye dönüşmüştü ve 150.000 lübnalı can vermişti. kentin merkezi onarlımasına ve maddi olarak biraz toparlanmasına rağmen geleceği hala belirsizdir. 12 temmuz 2006 tarihinde başlayan 2006 israil-lübnan krizinde israil’in hava saldırıları sırasında beyrut kenti, özellikle güney kısmı ağır hasar görmüştür.
bir ezginin günlüğü şarkısıdır. istavrit albümünde yer alıyor. ezginin günlüğünden duyduğunuz, duyacağınız en güzel şarkılardan birisidir. beyrutu yaşıyormuş gibi oluyorsunuz. bir şehrin, kentin yok oluşunu bir şarkı ancak bu kadar güzel anlatabilir. asıl olarak müziğiyle etkileyen bir şarkıdır aslında. bir de hepsinin üzerine hüsnü arkan’ın o güzel sesi eklenince defalarca dinlenen bir şarkı olup çıkıveriyor.
işte sözleri;
bu yol bir şehre giderdi
güneşin tutuştuğu denize batmış güle
mavi ıslak gecelerde ne sevgiler açardı
dünya menekşe bahçesinde alev alev
ey şehir sen yoksun
uyudun uyandın büyü bozuldu
bir kapı kapandı geçmişe
toprak yok artık su yok
sevinç telaş yok
ey şehir sen yoksun
bu kıyıda bir ağaç yeşerdi
sedefin toprağında diz çöktü maya
bir masal vardı bu şehre dair
sütü bal koyuluğunda gözleri kara
ey şehir sen yoksun...
işte sözleri;
bu yol bir şehre giderdi
güneşin tutuştuğu denize batmış güle
mavi ıslak gecelerde ne sevgiler açardı
dünya menekşe bahçesinde alev alev
ey şehir sen yoksun
uyudun uyandın büyü bozuldu
bir kapı kapandı geçmişe
toprak yok artık su yok
sevinç telaş yok
ey şehir sen yoksun
bu kıyıda bir ağaç yeşerdi
sedefin toprağında diz çöktü maya
bir masal vardı bu şehre dair
sütü bal koyuluğunda gözleri kara
ey şehir sen yoksun...
2 sene önce gittiğimde binaların duvarlarında halen kurşun delikleri vardı,iç savaştan beri kendini kaldırabildiğine inanmak çok zor,bir de israil üzerinden geçti ki artık kalksın ayağa kalkabilirse...
zozinin en sevdigi ezginin gunlugu parcasidir.
bugun yani dun bombali saldiri sonucu 4 kisi oldu beyrutda.
(bkz: beirut airport)
1. türk film festivali başlamış.takva filminin senaristi önder çakar,oyuncu erkan can, settar tanrıöğen, tuna yılmaz orada bulunmuş.
bugun duzenlenen terorist eylemde 8 ki$i ya$amini yitirmi$ 78 ki$i de yaralanmi$;
http://www.haberturk.com/dunya/haber/786791-beyrut-kana-bulandi
http://www.haberturk.com/dunya/haber/786791-beyrut-kana-bulandi
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?