“insanlar beni tanımıyor. tanıdıklarını sanıyorlar ama, tanımıyorlar”
31 ağustos 1969’da doğdu. california san diego’da zenginlerin yaşadığı bir semtte büyüdü. dört kardeşin en küçüğüydü. iyi bir eğitim aldı. zeki bir beyin üstün bir hafıza, rahat sevimli tavırlar ve temiz bir görünüşü vardı. eski bir donanma mensubu olup sonradan borsa simsarlığı yapmaya başlayan babası, oğlunu bir kilise mensubu olarak tanımlıyor, annesi mary ann ise onun 6 yaşındayken incil okumaya başladığından söz ediyordu. alçak gönüllü ve iyi bir öğrenciydi. ama ilgi çekmeye meraklıydı. unutulmayacak bir insan olmak istiyordu.
1990’ların başında san francisco’da ortaya çıktığında eşcinsel bir kimliğe sahipti. ünlü kişilerle birlikte görülüyordu sürekli. iyi giyiniyor ve kaliteli bir yaşam sürüyordu. aslında cunanan işsizdi ve bir çeşit jigolo olarak güç sahibi kişilerden faydalanıyordu. onu asıl cazip yapan fiziği değildi, kişiliği, zekası ve sosyal becerileriyle çevre ediniyordu. tabi buna sıradışı seks deneyimleri de katkı sağlıyordu. annesi onu “paralı erkek orospu” olarak tanımlıyordu.
ancak bir süre sonra ona hamilik eden yaşlı sanatsever sevgilisi onu terketti ve bu onun sonunun başlangıcı oldu. uyuşturucu satmaya ve kullanmaya başladı. kilo aldı, şehrin sokaklarında pejmürde bir şekilde dolaşmaya başladı ve yalnız kaldı.
şehirden ayrılıp mineapolis’e gitti. burada sevgilisi dave madson vardı. bir kaç gün birlikte takıldılar. madson’ın jeffrey trail adında bir arkadaşı vardı. muhtemelen sevgilisiydi. 27 nisan 1997 gecesi, madson’ın dairesinden çığlıklar ve gürültüler yükseliyordu. ertesi gün polis, jeffrey’in cesedini madson’ın dairesinde bir halıya sarılmış halde buldu. başına aldığı sayısız çekiç darbesiyle öldürülmüştü.
bu olaydan bir kaç gün sonra 1 mayıs günü cunanan ve madson, şehrin 80 km uzağındaki bir göl kenarına gittiler. cunanan burada jeffrey’in tabancasıyla madson’ın kafasına bir kaç el ateş etti ve onun kırmızı jipiyle güneye doğru hareket etti.
bir süre sonra chicago’da ortaya çıktı. lee miglin adında 72 yaşındaki emlak kralının evine kabul edilmeyi başarmıştı. onu vahşice öldürdü. kafasını koli bandıyla sardıktan sonra vücudunu defalarca budama makasıyla bıçakladı ve bahçe testeresiyle boğazını kesti. buradan mingin’in arabasıyla doğuya doğru hareket etti.
pensiyvanya new jersey’de 45 yaşındaki bir mezarlık bekçisi olan william reese’i aynı tabancayla öldürdü. takvimler 9 mayısı gösteriyordu ve cunanan reese’in kamyonetiyle oradan uzaklaşıyordu. iki haftada 4 kişiyi öldürmüştü.
kısa sürede amerika’da en çok arananlar listesine girmiş, gazetelere ve televizyolara konu olmuştu. yani önemli olmayı başarmıştı. ama bir suçlu olarak.
miami’ye giderek bir otele yerleşti. bir süre burada kaldı.gündüzleri uyuyor ve geceleri ise gay barlara takılıyordu. bu sıralarda otelin bulunduğu south beach’te iki blok ötede ünlü modacı versace’in malikanesi vardı. 14 temmuz sabahı versace alış verişten eve döndüğünde cunanan onu kapının önünde bekliyordu. ve 50 yaşındaki modacının başına iki el ateş etti.
polis müfettişleri mezarlık bekçisinin arabasını bulduklarında içinde cunanan’ın kanlı kıyafetleri ve pasaportu vardı.
versace cinayeti dünya çapında bir şok etkisi yarattı. tüm dünya basınında fotoğrafları ve haberleri yayılırken o, kadın kılığında serbestçe dolaşıyor ve polisle kedi fare oyunu oynuyordu.
25 temmuz 1997 tarihinde versace’nin öldürüldüğü yerin yalnızca kırk blok ötesinde demirli bir teknenin bakıcısı tekneye girdiğinde bir yabancıyla karşılaştı. polise haber vermek için telişla dışarı çıktığı sırada bir el silah sesi duyuldu. kısa süre sonra polis büyük bir operasyon başlatmıştı. ve gaz bombası eşliğinde tekneye giren özel tim, cunananı şortla yatağa uzanmış ve kendini ağzından vurmuş olduğunu gördüler.
andrew phillip cunanan
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?