lise çağındaki hemen her gencin gerek fastfood restoranlarında, gerek butik’vari yerlerde çalıştığı ülkedir. ancak şu anki ekonomik kriz yüzünden gençler bile iş bulamaz çünkü asıl işlerinden çıkartılan yetişkinler bu tür yerlerde işe girmeye başlamışlardır, gençlerin önlerini kesmektedirler. ama suç kimsenin değildir bence, suç sistemin suçudur.
üniversite orta ve alt sınıf kişiler için gerçekleştirilmesi pek kolay olmayan bir hayaldir, ya da "dandik" olarak nitelenrilebilen 2 yıllık üniversitelere giderler, hemşire, kuaför, teknik eleman vs olurlar . aynı zamanda mühendis sayısı çok azdır, doktorluk önemli bir mevkidir vb. ama hemen herkesin müstakil evi vardır, bahçeli falan. büyük/küçük, orası değişir.
apartmanda yaşayanlar hakikaten fakir kimselerdir, bu kimseler genelde kendi çamaşırlarını bile kendileri yıkayamaz, özel mülkiyetlerdeki çamaşırhanelere giderler, demir paralarla çalışan çamaşır makinelerini kullanırlar.
çoğu aileler oldukça pistir. temizlik yapmazlar, yani yaparlar ama, bir türk evinin temizlendiği gibi temizlenmez bu insanların evleri.
yerleşim merkezleri, bizdekinin aksine, büyük şehirlere nazaran etrafında kurulmuş köy ve kasabalarda yaygındır. ancak buradaki köy ve kasabalar yine bizimkilere benzemez.
zıkkım tekelcilik yüzünden böyle yerlerde genelde bir manav bile yoktur, hatta geneli boşverin, hiç yoktur. wallmart, wallgreens, target ve niceleri gibi süpermarketler vardır. hepsi aynı şeyleri aynı fiyata satar ama aralarında inanılmaz bir rekabet vardır; bazı kimseler katiyen birinden birine gitmeyebilir, sebepleri yeterli açıklamalara sahip değildir . tüketim konusunda çıldırmışlardır adeta. eczaneler bile süpermarketlerin içindedir. doktora gitmek çok pahalı olduğu için yine süpermaketteki hemşirelere giderler, orada kontrollerini yaptırtıp marketin eczanesine ilaç siparişi verirler, 15 dakika kadar bir süre alışveriş yapıp ilacı almak üzere sağlık bölümüne geri dönerler. hemşire kontrolü illinois eyaletinde genelde 45-50 dolar arasıdır. doktor kontrolleri 300 doları bulabilir, ameliyatlar acayip pahalıdır.
kasabalar bizim şehir merkezinin etrafında kurulmuş ilçeler gibidir; bunlar büyük şehrlerin çevresindesindedirler genelde ve kimileri çok zengin, kimileri oldukça fakirdir. üstelik toplu taşıma denen kavram büyük şehirler hariç neredeyse yok gibidir, sadece kasabadan kasabaya tren sistemi vardır, o da her yer için geçerli değildir.
insanların bu yüzden arabaya ihtiyaçları vardır, ve yine bu yüzden araba kullanma yaşı 16tır. 15 yaşına giren bir çocuk, lisede araba sürmeyi öğrenmeye başlar, 1 yıl boyunca yanında bir yetişkin olması suretiyle sürer, 16sına geldi mi ehliyetini alır ve legal olarak trafiğe çıkabilir.
aynı zamanda işe giden bu lise çocuğu, genelde benzininden, tamirinden ya da başka akla gelen her şeyinden kendi sorumludur. telefon faturasını eğer ailesinden biri karşılıyorsa, "şanslı" denir bu kimseye, çoğunlukla. milyon dolarlar kazanmak kolaydır bir bakıma, kapitalizm ince ayarlar gerektirir, bunu anlayabilecek kapasitedeyse bir insan -ki bu insan genelde eyalet üniversitesi mezunudur-, bolluk içine yaşar, çocuğu da bu sıkıntıları çekmez.
taze yemek pişirenlerin sayısı da azdır. hemen herkes donuk yemek alır bunu çözdürür, kızartır-fırınlar ve yer. çok fenadır beslenme alışkanlıkları.
hepimizin de bildiği gibi, kendi rekor kitapları olan guinness rekorlarına dünyanın en şişman popülasyonuna sahip ülke olarak imza atmışlardır. durum ironiktir.
1920-30lardan beri vardır bu fastfoot restoranlarının çoğu.
kitap gazete okuyan azınlığa gelirsek, doğru düzgün okuyan, yani popüler kültürün haricinde (de) okuyan kitle ancak %2 lik bir orandır . öğretmenler dahi doğru düzgün tarih , felsefe bilmez, bilen antik çağ felsefesi bilir, sosyoloji ya da psikoloji öğretmenleri daha fazlasını bilir ama sadece bilirler, yorumlayamazlar , ve okullarda da ağırlıklı olarak bu felsefe öğretilir, o da sosyoloji derslerinde. yani, mesela bir edebiyat hocasına gidip tarih, felsefe tartışamazsınız. bir de felsefe dersi yoktur çoğu okullarda.
üstelik lise, hatta ortaokulda ot oldukça yaygındır. hatta öyle ki, ot bulmak alkol bulmaktan daha kolaydır. okulda bile bir kimseden alınabilirken, süpermarketlerde 40 yaşında görünmeyene kimlik sorarlar içki satışı esnasında, özellikle bazı yerlerde zorunludur. içki içme yaşı 21dir.
devlet okulları anormal kalabalıktır, misal illinois eyaletindeki oswego high school 2500 kişiliktir ve bu rakam her yıl artmaktadır. bu nedenden ötürü her yıl okula ekleme yaparlar.
her öğrenci kendi derlserini kendi seçer, bir dersi spesifik bir yıl içinde almak zorunda değildirler bizdeki gibi. yani kimya dersi alınmak zorundadır mesela ama bunu öğrenci dilerse 9. sınıfta dilerse 12. sınıfta alır, kendine kalmıştır, mezun olması için gereken şey o dersin alınmış olmasıdır bir şekilde.
üstelik dersler acayip kolaydır. ders çalışma üşengeçliğim yüzünden matematiğim hep 1-2 arasında gezer dururdu türkiye’de, ancak burada kitabın kapağını açmamama rağmen 90-100 arası gezinmektedir.
not sistemi a-,a,a+,b-,b,b+,c-,c,c+,d-,d,d+ ve f şeklindedir.
f kalır, diğerleri geçer. sınıfta kalınmaz, kalmak için sene içinde alınan bütün 8 dersin f olması gerekir. blok sistemli okullarda, geçer not alan ders geçer, alamayan ders sonraki sene ya da dönem tekrar okunur . ayrıca dersler genelde 1 2 3 4 olarak gider. yani, 9. sınıfta alınan ingilizce dersi english 1 dır. ikinci döneme bu ders eğer geçmişse english 2 olur ve bu böyle gider. ancak bazı eyaletlerde 8. sınıfta lise 1 konuları görebilen öğrenciler de vardır, bunlar genelde honor class alan kişilerdir.
gpa denen bir şey vardır, üniversiteler için önemlidir bu. dönem içinde karnelerdeki notların ortalaması alınır ve 4 üzerinden hesaplanır. 4.00 alan bir öğrencinin bütün notları 100 demektir. ancak bazı durumlarda bu 4ten yukarı da çıkabilir, sebebi ekstra kredi sahibi olmasıdır.
eğitim sistemi, yasalar vs eyaletten eyalete değişir. her eyaletin kendi yönetimi ve yönetim biçimi vardır. misal; minnesota da 18 yaşından küçükler gece 12de evde olmak zorundadırlar ancak illinois da böyle bir şey yoktur . ya da kentucky de arka koltukta kemer bağlamak zorunluyken illinois da böyle bir zorunluluk söz konusu değildir . ya da illinois da okulların bir çoğunda spor dersi almak zorunluyken pek çok eyalette böyle bir yönerge verilememiştir. eğitim sisteminin zorluğu da eyaletten eyalete değişir. kentucky en kolay 2. eyalettir, güneydeki eyaletler genelde kuzeye göre daha cahil kitlelere sahiptir.
üstelik demokrasi anlayışları çok saçmadır. isteyen herkes seçim günü oy verir, her eyalette verilen oylar toplanır, çoğunluk kiminse eyaleti o alır ve toplamda hangi aday daha fazla eyaleti aldıysa seçimleri o kazanır. mesela obama kuzeydeki eyaletleri, mccain de güneydeki eyaletleri almıştır geçtiğimiz seçimlerde ancak obamanın aldığı eyaletler daha fazla olduğu için o kazanmıştır seçimleri.
bu bana göre haksız bir demokrasidir. bir önceki seçimlerde, bush aynı sebeple kazanmıştır, yani daha fazla eyalet almıştır ancak oy oranına, ülke çapında bakıldığında bushun rakibinin daha fazla oy aldığı görülür.
eyaletin kime oy verdiğinin kararını sağlayan en büyük etken, o eyaletteki büyük şehir(ler)dir. kasabalarda genelde binlerce insan yaşarken büyük şehirlerde bu sayı milyonları bulur. obama mesela chicago’lu olduğundan, bütün chicago neredeyse ona vermiştir, ve illinois un obama tarafında olmasına çok büyük katkı sağlamıştır.
insanları, obama’yı solcu, mccain’i sağcı olarak nitelendirirler. ancak hataları vardır ve bu hata beni çileden çıkarır.
amerika, seçimlerden önce de obamadan korkmaktaydı, kimi medya araçlarının söylediğine göre; yani obama ile birlikte amerikanın solcu bir ülke olacağı konusunda endişeler vardı, fakat obama solcu değildir, aşırı sağın solu; sosyal liberaldir, ve ülkeyi de o yöne çekmektedir. zaten amerika gibi bir ülkenin tek bir başkanla pat diye sola geçmesi kadar ütopik başka bir şey olamaz, acayip saçmadır.
şimdiye kadar yaptığı en büyük girişimlerden biri, vergi oranını orta ve alt sınıflarda düşürüp, üst sınıflarda yükseltmesi olmuştur, bir nevi robin hoodculuk yani. bunu ekonomiyi düzeltmek için yaptığını ileri sürer kendisi, ancak bana kalırsa genel olarak yaptıkları bir takım şeyleri değiştirip düzeltmektense üstünü örtmektir.
amerika en az ve öz şekliyle böyledir.
ps: tabii ki bu kadar değil.
ps2: başka aklınıza gelen soru olursa houstonuma beklerim.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?