aldatılmayı kader sandırılmış bir kadın olabilir mesela söz konusu şahıs. aldatmayan erkek yoktur, erkek milleti değil mi alayının köküne kibrit suyu vecizlerini kendini bildiği andan itibaren annesinden, komşusundan, halasından, teyzesinden duymak zorunda kalmış bir küçücük kızın dimağında aldatılmanın bir ilişkinin getirilerinden olduğunun kalması da oldukça doğal karşılanabilir.
tek atraksiyonu saçını çekip tokanı çalıp kaçmak olan ilk aşkına bile güvenmemen gerektiğini düşünebiliyorsa bir dişi, o noktadan sonra hayat asla eskisi kadar masum ve kolay olmayacakır elbet.
aşkı savaş sandırılmış bünyelerin birbirini kapışma ve elden kaçırmama arzusu da anlaşılacak gibi değil.
sosyoekonomik düzeyi oldukça yüksek, hayata karşı sağlam bir duruşu var dediğimiz kadınlar değil mi zaten erkeğini eve bağlamanın binbir yolu diye yazı dizileri, dergiler basan? onları okuyan da onlardan başkası değil zaten.
sen bile bunu yaparsan hanım ablacım, bağlamak gibi bir tabiri seviyorum dediğin adam için kullanırsan, oo hoo..
güvenmeden aşk olmaz, e aşk olmadan güven olmaz, ama aşk savaş değil, kimse kimsenin esiri değil. istediği zaman ceketini alıp gidecek, aldatmak gibi bir atraksiyona girmeye ihtiyaç duymayacak birilerini seçmek gerek o zaman..biz bağlamazsak, onlar da kaçmaz, en fazla eyvallah deyip gider zaten..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?