galatasaray’da liseli furyasuna yenik düşmüş, galatasaray için yapmayacağı şey olmayan adam gibi adam. yönetimde olduğu dönemlerde galatasaray menfaatleri içn birçok şeyden ödün vermiştir. pek çok transferde kendi cebinden para aktarmıştır gerçekleşmesi için ve kim bilir daha ne yardımları olmuştur gizli saklı galatasaray adına.
adnan polat ise yeni yönetim içinde yer alacağını söyleyip daha sonra hayır sen yoksun cevabını iletmiştir. bu aynı şey gibi sanırım; hani futbol maçı yapmak için yanıp tutuşan bir çocuk düşünün. "yarın maç yapıcaz ali kesin oynuyosun giyin gel" derler. çocuk yarını düşünür, topu düşünür, çalımlarını düşünür. giyeceği formasını, ayakkabısı düşünür. heyecan yapar yarın için kısacası. yarın olur sahaya gelir çocuk. "abi yedişerden yapıyoruz, sen bu maçta yoksun" denir. orada yıkılır çocuk. öyle üzülür ki sessiz kalır bir şey de diyemez. ama yine orda o maçı izler yanında olur onların.
işte abürrahim albayrak gibi galatasaray için canını verebilecek olan abimiz de o çocuk misali yaralanmıştır. fakat öyle bir erdem göstermiştir ki "galatasaray’a zarar vermemek için daha fazla konuşmayacağım" diyebilmiştir.
halbuki olsaydı kendisi yanımızda, her golden, her başarıdan sonra onun gibi çıldırabilseydik ne güzel olurdu. öyle yada böyle yine galatasaray’ın yanında olacaktır elbet fakat içinde olmak pek tabi daha güzel olurdu.
(bkz: büyüksün abi)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?