abdullah ziya kozanoglu
eserleri
hepsi de roman olmak üzere çok sayida kitabi olan kozanoglunun basilmis eserlerinden bazilari;
kiziltug,1923
atli han,1923
türk korsanlari,1926
seyit ali reis,1927
gültekin,1928
kozanoglu,1929
kolsuz kahraman,1930
savci bey,1931
saribenizli adam,1932
malkoçoglu,1933
patronalilar,1934
tavsanbasi,1935
tokat,1936
battal gazi destani,1937
sencivanoglu,1938
fatih feneri,1949
karakoldaki ayna,1950
daglar delisi,1951
hilal ve haç,1958
kizil kadirga,1962
arena kraliçesi,1964
kubilay hanin gelini,1966 kizil tug
yayinevinin üç ayri kaynaktan derledigi biografisi; 1321 yilinin ocak ayinin 3.günü besiktasta dogdu. bu tarih, bugün 1906 ocak ayinin 16. gününe ve zodiak takvimine göre oglak burcuna uyar diye basliyor (bu ilginç biografiyi, her eski edebiyat meraklisina ayrica tavsiye ederim) . kabatas erkek lisesini(1922) , gsa mimarlik ve teknik üniversitesi mühendislik bölümünü (1929) bitirdi.1932de milli egitim bakanligi basmimari oldu. daha sonra, bagimsiz olarak mimarlik ve müteahhitlik yapti. spora da merakli olan kozanoglu, bir süre besiktas kulübü baskanligini üstlendi. yazar 1966 yilinda vefat etti.
belki eski kitapçilarda, veya kelepirlerden birisinde karsilasmis, ama dikkat etmemissinizdir, cumhuriyet döneminin ilk tarihi macera romani olan kizil tuga (1923) . hiç bir zaman yüksek edebiyat içinde degerlendirilmeyen, elestirmenlerin, tarihçilerin ilgisini çekmeyen kozanoglu külliyati, türkiyede en çok baski yapan ve okunan romanlardan olusuyor. üstelik onun, açtigi yoldan ilerleyenlere, sinemaya ve çizgi romana yaptigi etkileri de gözönüne alirsak, ne kadar önemli oldugu hemen anlasilacaktir. iddia ediyorum ki, bugün 35 yasin üzerindeki her türk vatandasi, onun kurgusuna dayanan birden fazla kitap, çizgi roman veya film ile karsilasmistir. özel kanallar nedeniyle de, yeni nesil bile karsilasmaya devam ediyor. mesela, suat yalazin karaoglani, kizil tugdaki otsukarci tiplemesinin bir uyarlamasidir sadece. asil efsanevi karakteri ise, cüneyt arkini sinemada bir külte dönüstüren malkoçogludurl.
romana yansiyan türkçülük
kozanoglu romanlarini edebi anlamda tartismak bize pek birsey kazandiracak gibi görünmüyor. önemli olan, yazarin yazma amaci, dönemin tarihi ve o tarihteki egemen ideoloji ile iliskileri. kitaplarini yayinlayan t.demiray, onu 1920lerde kesfedisini söyle anlatiyor; türkiyeye, türk ülküsüne, türk davasina olan sicak imanindan a.ziyanin ressam oldugu kadar verimli bir yazar olacagina karar verdim. sonra da bu ilk romaninin yerini belirliyor; kizil tug bütün bir gençligin içinden duydugu devrimin ilk öncüsüdür. konusunu büyük türk tarihinden alan ve öz türk kelimelerinden birkaçina her sayfada cümleleri içinde yer veren kizil tug, dogan neslin ruhundaki gizli arzu ve heyecanlari üste çikaran bir darbedir. anlasilacagi gibi, bu roman ve yazma amaci, o dönemdeki milli düsünce akiminin temsilciligini üstlenmisti. bu düsünce akimi; büyük türk ulusunu birlestirecek o tek dile, tek siveye ve tek ülküye dogru, kizil tugda baslayan, (...) , yedi yil sonra atatürkün komutasinda tempolasan türkçülük, turancilikti.
turanciliktan söz açilinca, dönem tarihine dönmek ve kozanoglunun türkçülügü ile atsizin, sepetçioglunun türkçülügünü ayirmak zorunlu oldu. türkçülügün ortaya çikmasi(1908) , asagi yukari abdullah ziyanin dogumuna tekabül eder(1906) . yetisme çagi boyunca, yükselen bu yeni degerin etkilerini hisseden abdullah ziyanin türkçülügü, yikilan imparatorlugun yerine kurulacak ulus devlet modelini savunan tarzdadir. bu tarz türkçülük, ii. dünya savasindan sonra etkisini kaybetti. onun yerini, daha irkçi-soven bir milliyetçiligin aldigini görüyoruz. atsizin romanlarini, bu yeni tarz içinde degerlendirmek uygun olur.
ercüment kalmik imzali ilüstrasyonlari, sikça tasvir edilen cenk sahneleri, at sirtinda yapilan bozkasi oyunlari, çin imparatorunun sarayina dek uzanan entrikalari ve tarihi sahsiyetlerin resmi geçidi ile, itiraf edeyim ki, ilgi çekici bir roman kizil tug. post-modern edebiyatin son yillardaki vazgeçilmez kahramanlarindan hasan sabbah, romanin bas aktörlerinden birtanesi. öykünün önemli bir bölümü ise alamut kalesinde geçiyor. roman, ard arda siralanmis öykülerden olusmus. öyküler o kadar bagimsiz ki, kendi hesabima ben, kizil tugdan esinlenmis iki, üç cüneyt arkin filmi izledigimi rahatlikla söyleyebilirim.
kizil tugda, döneme göre baska yenilikler de var; milli bir suur asilamak amaciyla yazilmasinin etkisiyle, sik sik dipnotlar verilmis. kimi zaman öztürkçe kelimelerin anlamlarini açikliyor, kimi zaman eski adetler, inançlar, kisiler hakkinda bilgiler veriyor. yazar, ilk romani olusu nedeni ile, fatih feneri, hilal ve haç romanlarinda üstesinden gelinen tutarsizliklardan kaçinamamis. bu metinde zaman ve mesafe mefhumu yok. mesela, timuçin, orta asyada karsilastigi otsukarcinin yola çikacagini ögrenince, sen horasandan geçecek misin diye soruyor. kahramanlarimiz, bugün motorlu tasitlarla asilmasi güç olan mesafeleri, kus olup geçiyorlar. bir bakiyorsunuz alamut kalesindeyiz, bir bakiyorsunuz çin sarayinda. anlati –bakis açisi teknigi- de ilginç. öykü,1000li yillarda sürerken aniden anlatici araya girip bugünlerden sözediyor. aslinda kozanoglu, tarihi metin ile yasanan zaman veya tarihi gerçek arasinda gidis gelislerin en güzel örnegini sencivanoglu romaninda yapmisti. yazar o kadar özgürdür ki, kendi hayali karakterinin osmanliyi elestirisine düstügü dipnotta; metinsel gerçeklik ile tarihi gerçekligi bakin, elin arabinin gördügünü, osmanli padisahlari farkedememis, imparatorlugu felakete sürüklemis diyecek kadar yer degistirtebilir.
timuçinin, hasan sabbahin, ömer hayyamin ve daha bir çok mogol, acem, iran, arap kökenli insanin, kisaca dogunun tamaminin türk oldugunu varsayan kozanoglu, geçmis ile bugün arasindaki iliskiyi beyin göçünü de kapsiyacak biçimde genisletir. bakin, kahramanimiz otsukarci, hayyami nasil elestiriyor; türk ulusu bunlara verdigi yaratma ve kafa dölüyle ögündügü kadar türklerden kazandiklari bu degerleri de el ülkesine, yabancilara sattiklarini da düsündükçe acinacaktir. kozanoglu karakterleri için son bir hatirlatma daha yapmak gerekir; kizil tug daki kahramanimiz otsukarci, her ne kadar hasan sabbahin kizi ile tutkulu bir ask yasasa da, bu askin duygusal yönü agir basar. yazarin sonraki romanlarindaysa, yazdigi dönemlerdeki bir baska popüler türün, avantür polisiyelerin, özellikle mayk hammerin etkileriyle, erkek karakterlerin daha çapkin, kadinlarin daha isveli oldugu erotik sahneleri hemen farkedersiniz.
alıntıdır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?