fenerbahçenin ne durumda olursa olsun galatasarayı rahat yendiğini bir kez daha gözler önüne seren maçtır.
2002-2003 sezonunu hatırlayalım hep beraber...
fenerbahçe son maçında diyarbakıra da kendi evinde 3 puan bırakıp 6. olmuş ve gelecek sezon avrupaya gidememişti. 20li yaşlarının başında bir fenerbahçeli olarak hatırladığım en kötü sezonuydu bu fenerbahçenin. ama o sene bile galasatarayı kadıköyde tarihi bir farkla yenmeyi başarmıştı.
bunun üzerine, son olarak, galatasaray taraftarları "yok topuğunu çarptı gol girdi, yok rüzgar esti, iğne deliğinden geçti" diyeceklerine...
buram buram gol olacağı belli olan 3. gol öncesinde defanslarının aldığı konuma, ceza sahaları içinde kaç futbolcuları olduğuna, carlos topa vurduktan sonra bu oyuncuların ne yaptığına ve seken topa kaç tane fenerbahçelinin koştuğuna baksınlar. zira ben baktım ve galatasaray gibi büyük bir klübün halı sahada bile yenmeyecek böyle bir golü yemesine can-ı gönülden üzüldüm. ceza sahası içinde 4 futbolcu, roberto carlosun önü bozok yaylası gibi, kaleciye koşan 4 fenerbahçeli futbolcu da zaten dikkat ettiyseniz koşularını kesmeden gol turlarına devam ettiler.
ondan sonra da yok şanstı anacım, rüzgar tersten esti kalecinin gözüne toz kaçtı falan gibi bahanelerin altına sığınmayın.
takımınızı gerçekten seviyorsanız, başarısızlığın ardında şanssızlık, talihsizlik gibi mazeretler göstermeyin; yanlışlarını görün ve bunları belli edin. suçu kadere, rakibin şansına değil, kendi takımınız oyuncularına, taraftarına ve hatta yönetim ve teknik ekibe atın, takımınız düzelsin. siz de "10 senedır bi galatasaraylı olarak bu dongu kırılacak dıye" izlemeyin maçları, bir şeylerin yapın, değiştirin. yoksa zaten kendinizin dediği gibi "değişmiyor, değişmeyecek". değişmez de.
zira boku şansa atarak şansınızı değiştiremeyeceğinizi aklı mantığı olan herkes biliyor.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?