27 eylül 2006 liverpool galatasaray maçı

bok bocegi
başlama düdüğünden birkaç dakika sonra benim takım isimlerini ve kanal logosunu kontrol etmemi sağlayan maç oldu.. noluyoruz lan diye izlemeye başladık hepimiz maçı.. bu galatasaray değildi ki.. avrupada esmiş, gürlemiş, futboluyla herkesi kendine hayran bırakmış galatasaray değildi bu.. ilk anlarda olur böyle geçer derken ilk gol geldi.. yine yitirmedik umudumuzu.. sonra ikinci gol.. moraller bozuldu ama umut ışığı gitmedi.. mehmet topala küfredildi, hakan allah belanı versinler havada uçuştu ve ilk yarı bitti.. arada geretsin beynine oksijen gitmiş olacak ki ümit karan ve hasan şaş girdi oyuna.. üçüncü gol geldi liverpooldan ama kimse üzülmedi çünkü galatasaray kim olduğunu hatırlamış, adına yaraşır biçimde oynamaya başlamıştı.. derken ümit karan beklenen golü attı.. hemen ardından golleri ikiledi.. gerideydik ama mutluyduk.. bildiğimiz galatasaraydı çünkü oyundaki.. umutlar arttı.. yapabilirdik çünkü.. bu oyunla değil beraberlik galibiyet bile işten değildi ama olmadı.. son anda hakan şükür faktörü devreye girerek beraberlik umutlarını söndürdü.. üzülmedik yine de.. ilk yarıyı görmezden gelirsek bizi utandırmayacak bir maç oldu.. her zaman olduğu gibi yenilse de gurur duyduk takımımızla.. daha bunun rövanşı var o zaman görüşürüz liverpool, o zaman..
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol