yalovadaki deprem anıtı anı defterinden;
canim öğretmenim özlem çakiroğlu
17 ağustos günü bir sallantıyla uyandı şehrimiz.
7.4 şiddetindeki depremle açtık gözlerimizi.
böyle olacağını bilsek açmak ister miydik gözlerimizi.
sallantı durdu binaları sağlam olanlar çıktı dışarı.
ya diğerleri..
daha sonra öğrendik ki, oturduğunuz bina yıkılmış ve
sizi kurtaramamışlar.oysa ne hayallerimiz vardı geçen
yıldan..
ama siz sözünüzü tutamadan ayrılmak zorunda kaldınız
aramızdan.biliyorum sizde daha hayatınızın baharında
öğrencilerinizden ve sevdiklerinizden ayrılmak istemezdiniz.
bizlerde sizi aramızda bu kadar erken yolcu etmek istemezdik.tam birbirimize alıştık derken 17 ağustos girdi aramıza.bazen isyan eder gibi sormak geliyor içimden depremde bunca insan ölüyor?
şuanda yanımızda olmaya bilirsiniz ama biz sizi hiç unutmuyoruz.her beden dersinde bizlerde öldük, ölüyoruz.
inşallah siz bizi görüyorsunuzdur ama, bizlerin sizi görmemesi varya işte bu en kötü kader olsa gerek..
bilmiyorum size o kefeni nasıl giydirdiler, üzerinize nasıl toprak döktüler sizi yalnız bıraktılar.
ama biliyorum ki, bir gün ellerimiz öyle birleşecek ki,
enkazları kaldıran binaları yerinden oynatan iş makinaları bile bizleri ayırmaya gücü yetmeyecek...
tüm öğrencileriniz sizi öyle özlüyor ki, bazen resminize bakıp bazen de hatıra defterimize yazdığınız o birkaç sözle yetinmeye çalışıyoruz.
yetinmeyeceğimizi biliyoruz ama gene de bir çözüm.hani bana yazdığınız hatırada "adaşım olarak sen hiç özlem çekme olur mu" demiştiniz ama bana o özlemi siz çektiriyorsunuz..
huzur içinde yatın öğretmenim.
öğrencin özlem iymen
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?