televizyon

yıllarca hiç işim olmadı kendisiyle. haberleri internetten okudum, dizileri internetten izledim, tartışmaları gene internetten takip ettim. sonra bir kaç hafta önce bir gün öylece basıverdim açma düğmesine. o gün bugündür kapatamıyorum ben bunu. bu nasıl bir şey anlamış değilim. hipnotize edici bir özelliği var sanki. eve girer girmez açıyorum, ağzım açık izliyorum. ne izlediğimi de bilmiyorum. bakıyorum öyle... gerçekten insanları esir edici bir şey kullanıyor bu kanallar bence. bu konuyu ilerleyen zamanlarda en ince detayına kadar araştırmaya çalışacağım. şu dizi bir bitsin de...

mushaf gibi yukarılara kaldırdık, ispirtoyla kenarlarını sildik falan parlattık... vs. fakat halen bir faydasını görmüş değiliz üstelik kendisine karşı fazla müsamahalıyız. müsamahayı da onan öğrendik zaten. beynimizi dondurup olaylara garip garip bakmayı da... inceldikçe kabalaşıyor üstelik..

selena, bez bebek ve kayıp prenses ile hayatıma renk katmış olan oluşumdur. öyle çok hastasıyım ki anlatmaya başlasam ömrüm yetmez sanırım. o derece.

aptal kutusu

bilgisayarin kuma olarak gelmesinden sonra tahti sallanmi$ cihaz.etme bulma dunyasi kendisi de vakti zamaninda radyonun canini yakmi$ti.

alper fidaner’in eski 45likler programında ara ara çaldığı bir şarkıdır. nakaratı şöyledir:

teeeeleeeviiizzzzyooon televizyontelevizyon ah senigidi televizyon!
teeeeleeeeeviiizzzyooonnn televizyontelevizyon ah seni gidi televizyon!

kitap okumanın önündeki en büyük ikinci engel. birincisi internet.

insanlarin kitap okumasini engelleyen bir hapishane..

(bkz: televizyon makinasi)
(bkz: aptal kutusu)

(bkz: yandim televizyon)

istenilen herseyin bulundugu bir kuyu...

sozluk acikken izlenildigi zaman entrylerinize yon veren arac,bir bakmissiniz diziler hakkinda entryler yazmissiniz.

ilk versiyonları katot ışın tüpüyle çalışan,son zamanlarda lcd(liquid crystal display) olanları da piyasaya sürülen,ülkemize ilk geldiğinde bir araba fiyatında olduğu büyüklerimiz tarafından anlatılan,son yüzyıla damgasını vuran,uzakları yakın eden,dünyayı evimize getiren beyaz cam,elektronik alet.

can sıkıntısı için, bazen, işe yarayan alet. bazen de insanın canını sıkan alet.

iletişimde bir devrim olmuştur,bilinçli kullanıldığında çok yararlı olabilir.canlı olanlar daha bi izlenilesidir,en çok izlenilen ülke kesin türkiyedir,televizyon sadece dizi değildir,bunu anlamak gerek artık.

televizyon kötü bir vizyon
ama bu işte para var çok milyooooon.

nasil bir mekanizmaya sahip oldugunu bir turlu cozemedigim adeta (bkz: fred flintstone) gibi baktigim nesne

yuzlerce kanalin 24 saat yayin yapabildigi,her turlu bilgi ve haberin dunya uzerine ulastirilabildigi,iletisim agi icerisinde en onemli medyatik guc.

izlemeye basladiginizda sizi esir eden ve hicbir zaman kitap okumaniza firsat vermeyen teknoloji aleti.

televizyondaki yasam zengin bir yasamdir
ona ozenen zavalli insandir
kendini kaptirma yalanlara
onlarin tek bir hedefi var, cok para!