yorumlara açık, her zaman güç odaklarının işine gelen şekilde evirilip çevirilen, bukalemun misali bir maddedir. kanunda maddeler değişmez, değişmemeli, kastettikleri belli olmalıdır. ancak bu maddeyi incelediğimizde karşımızda tam muallak bir muhayyele oluşuyor. yani ne anlatmak istediği kesin sınırlarla belli değil, yorumlamalara göre şahsın ifadeleri aşağılama olabilir, yahut olmayabilir.
buyrun:
1) türklüğü, cumhuriyeti veya türkiye büyük millet meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) türkiye cumhuriyeti hükûmetini, devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
(4) eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.
kanunda bile ilk üç madde hazırlanmış, sonradan bunların gerçekten düşünce özgürlüğüne balta vurduğu anlaşılıp, "yav biz bunu yutturamayız türk halkına" deyip "bizde ifade özgürlüğü de var" demek için bi de 4. madde eklenmiş.
ilk üç madde ile 4. maddeyi bağdaştıracak olursak, hadi anlatın bana eleştiri ile aşağılamanın sınırları nelerdir? dozajını kim belirleyecek?
şimdi de gelip türkçü nidalarıyla, milliyetçilik damarıyla, faşistlik özlemiyle bu anlamsız ve gereksiz maddeyi savunmayın benim önümde...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?