ister flamenco ister arabesk diyelim, ister roman havası ister türkü diyelim, bu toprakların müziğini yapan ikiz kardeşler kismet’lerini aramak için yola koyuldu: öykü ve berk.
aynı hayatın kendisi gibi, kah hüzünlü kah coşkulu müzikleriyle dinleyiciyi sımsıkı saran öykü ve berk’in başarılarında, olağandışı uyumlarının büyük bir etkisi var. akdeniz ve arap müziğinin etkilerini taşıyan ilk albümleri kismet, we play etiketiyle 2007 aralık ayında raflarda yerini aldı. albümde kendi bestelerinin yanı sıra, dört tane türkü uyarlaması bulunuyor. kısmet’in çıkış parçası “evlerinin önü boyalı direk”, daha albüm çıkmadan internet üzerinden 2.000.000 dinleyiciye ulaştı.
öykü ve berk, paco de lucia dinleyen bir babanın ve türk sanat müziği icra eden bir annenin çocukları olarak 4 ağustos 1982’de dünyaya geldi. ailede performans olarak müzik her zaman vardı. ama teorik müzik eğitimleri pera güzel sanatlar lisesi’nde başladı.
pera’da okudukları yıllarda, öykü, keman ve şan dersleri aldı. okul konserlerinde aktif olarak yer alıyordu, bu sayede akm ve cemal reşit rey sahnelerinde konser verme şansı buldu.
yaklaşık yedi yıl, işıl ve manuel reina’nın da içinde olduğu flamenco alaturka grubuyla mkm, akm ve ckm’de konserler verdi. flamenco dansçısı marco de ana ile şişli kültür merkezi’nde, ckm’de de nükhet duru ile aynı sahneyi paylaştı.
berk ise gitar bölümünde okudu. 10 yaşında flamenco gitara ilgaz benekay ile başlamıştı. melih gürel, muzaffer çorlu ve kemal belevi’den klasik gitar dersi aldı.
üniversitede, iki kardeşin yolları bir süreliğine ayrıldı.
öykü, istanbul teknik üniversitesi devlet konservatuarı şan bölümü’ne girdi. alaaddin yavaşça ile repertuar, erol uras ile şan ve faris akarsu ile müzikal çalıştı.
berk, bilgi üniversitesi’nde ses mühendisliği eğitimine başladı, amacı kendi müziğini kendi kaydedebilmekti. çünkü türkiye’de insanların flamencoya dair fazla bir fikirlerinin olduğunu düşünmüyordu. ikinci sınıfın sonunda çiğdem borucu, berk’e ispanya’ya gitmesi gerektiğini söyledi. berk, bunun üzerine ispanya’ya kayıtlarını yolladı ve iki akademiden burs kazandı. hayali, ispanya’daki hayatın içine girmek, çingenelerle tanışmak, flamenco’yu deneysel ve kişisel bir süreç olarak yaşamaktı.
berk, ispanya’da hayal ettiklerine kavuştu. hem önemli hocalardan ders aldı hem de, duquende, potito, la tana, miguel parada, guadiana, montse cortes gibi ünlü flamenco ustalarıyla ‘fiesta’larda ve ‘juerga’larda canlı performans yapma imkanı buldu.
öykü, türk sanat müziği ile flamenco’yu birleştirmeyi düşünüyordu. okulda öğrendiği vokal teknikleriyle flamenco’yu birleştirerek harika bir sentez yarattı.
ikiz kardeşler yeniden bir araya geldiklerinde aralarındaki müthiş uyumu müziklerine yansıtmaya başladılar.
öykü ve berk için flamenco mutluluk, hasret, keder, heyecan, tutku, kısacası hayatın ta kendisi…
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?