eski günlerini fazlasıyla özleten adam. bazı şeyler yanlış ve saçma gidiyor, bunun kendisi de farkında ama garip şekilde elimden bir şey gelmez imajına bürünüyor. nasıl ya, okan bayülgen diyoruz oğlum, koskoca bir ülkedeki herkesin kendisi hakkında iyi ya da kötü bir fikri olan, yaptıklarıyla ve duruşuyla her daim zihinlerde uç fikirler oluşturan bir adamın nasıl fikriyle zikri ayrı olur anlamıyorum ben arkadaş.
tamam anladık, zaga band gitti; onların eksikliği hissediliyor ve fakat buna karşı okanın da yapacak bir şeyi yok. tamamdır bunu anlayabiliriz. ee peki programın diğer gidişatı?, gelen konuklar?. onları napıcaz. yahu ben bu adamın programlarını önceden gözlerimin yerlerinden pörtlemesi pahasına izliyordum, şimdi içimden gelmiyor istemeye istemeye. nedendir bu peki. okan bayülgen farkında o ekrana kendi programı süresince bomboş stüdyoyu koysa ve onu seyrettirmeye kalksa yine yeterli reytingi yapıcak, o halde nedir bu saçma salak konukları çıkarma ısrarı.
yapsa ya; ilke edinip, sadece ve sadece kaliteli adamları koysa ve onlarla sohbet etse ya. bakın sadece ciddi adamlar demiyorum, komik de olur, ama kaliteli olsun. bir diğer açıdan münaza kralı olucak dedi, yalan oldu. hakkı devrime orada doyarız dedik, unutuldu gitti. madem yapmayacak o programı; çağırsa ya yine hakkı devrimi.
burdan, bu tarz mecralardan ahkam kesmek kolaydır ya her zaman, çok da rahat akıl verilir ya millete, bu gerzekliğin farkında olsam bile rahatça söyleyebiliyorum bunları zira ben okan bayülgenden hiç yapılmamış, yeni bir fikri uygulamasını yahut tamamen farklı şeyler yapmasını beklemiyorum. sadece eski günleri talep ediyorum ve bunca yıllık sözünü dinleyeni olarak bu ufak hakkı da kendimde buluyorum. ve şimdilik en içten umudum; gün gelecek her şey eskisi gibi olacak. yani; yap bir şeyler artık okan...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?