bizim zamanımızda küçük bir çocuk için şudur, özellikle evi camiye yakınsa, çocuk kahkahaları, yemyeşil bahçesinde oynanan oyunlar, su sesleridir, bir de bizim orda kuzu kulağı demektir (camide bol yetişen, ekşi bir ot) kısacası yaz aylarının eğlencesi !en azından bizim zamanımızda öyleydi ! ama bizim için eğlenceyle başlayıp, merakla ilerleyip, kokuyla biten bir kabusa dönmüştü.
anneme yalvardık bizi göndersin diye, kadın da şaşırdı zira aile büyük büyük dedelerinde ileri seviyede hafızlar olmasına rağmen, çocuğun kuran kursuna gönderilmesi, pek alışılmış bir şey değildi. kadın da bildiği için bizi ve geldiğimiz ekolü, yapamazsını siz dese de yaramazlık yapmayacağımız sözünü alıp, tamam dedi, öğle arası işten çıkıp bize kitaplar filan aldı. sonra mı ne oldu? hoca çok soru soruyoruz diye bizi ilk haftanın sonunda camiden kovdu, biz de kavga ettik, burası allah’ın evi, sen bizi kovamazsın diye, caminin içinde koştuğumuzu, hoplayıp, zıpladığımızı hatırlıyorum deli gibi, çıkaramazsın bizi burdan diye, ama "allah’ın evinde bize yer olmadığı söylenince" eee çıktık tabi. ama işin kötüsü lanetlenmiş gibi, korkuyorduk. benim için kuran kursu buydu. küçücük çocuklara, anlamadıkları şeyler öğretip, korkutup, soru sorunca kızılan, hatta aforoz edildiğiniz bir yer. sesini çıkarmadan sadece anlamadığın şeyleri ezberleten bir yer.
ha, benim başıma bu geldi diye herkesin anıları böyle midir? tabi ki değildir, kuran öğrenmek de kötü bir şey değildir ama belirli bir bilinç seviyesi, anlama ve sorgulama kapasitesi ve kimin öğrettiği ile ilgili ciddi sorunlar da yaratabilir. dikkat edilmesi ve önemsenmesi gereken yerlerdir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?