kedi

0 /
nickten yana sansim yok
dünyadaki en sinsi hayvanlardan birisi.

bugün beyazıt meydanı’nda başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum:

"hava hafif sisli ve yağmur ha yağdı ha yağacak gibiydi. hattâ ufak ufak değdiriyordu. bir arkadaşımı beklemek için meydanın ortasındaki taşlara oturup bekleyeyim dediydim. tam benim oturmamıynan birlikte bir kedi sezdim on metre kadar ilerimde. kedinin göbek yere yapışmış, ileriye doğru bir kartal bakışı atıyordu. dedim, "yeri mi şaapıyor bu?" yok öyle değilmiş. götünü insanlara dönmüş, dünyayla tüm ilişkilerini kesmiş bir güvercin su içiyordu o sırada. ama güvercin götünü insanlara dönerken kediye de dönmüştü. bunu duyan kedi durur mu? yapıştırır cevabı... yok yanlış oldu bu. bunu gören kedi durur mu? tüm gücünü topladı, topladı, topladı veeee... hızlıca koşup hart diye güvercini ağzına aldı. evet hart diye... evet evet güvercini... o sırada bir cengâver edâsıyla 50-60 yaşlarında, götünü tüm dünyaya vermiş, pardon dönmüş bir amca bir anda dünyada olduğunun farkına vardı ve kediyi kovalamaya başladı. kedinin ağzında da güvercin ve amca kediyi kovalıyor...amca-kedi-güvercin üçgeninin arasında sıkışıp kalmıştım. neden sıkışıp kalmıştım bilmiyorum, olayı sadece izliyordum çünkü. neyse amcanın çabalarıyla kedi güvercini ağzından attı. polisi-jandarması, itfaiyesi, ambulansı hepsi orada hazırdı. bir yanda kediyi sakinleştiren kolluk kuvvetleri, bir yanda ambulansta tedavi altına alınan kanadı yaralı güvercin... neyse olay biraz yatıştı karşıma aldım bunları. kedi dedim, bak benim de senin yaşlarında bir kedim var dedim, bu sene yeni başladı okula... sen de okusan, büyük adam olsan n’olurdu? çalışsan evine ekmek götürsen ne vardı? tabi zamane kedisi... bir kulağından girip götünden çıkıyordu... topallayarak tepemizde sorti atan güvercine iniş talimatı verdim, indi. dedim, bi’ daha sana karışan olursa bana gel, bakarız icâbına...

sonra yolladım ikisini de..."

kıssadan hisse: ne hissesi lan okudun bitti işte.


meekma
yımışak burunlu hayvan



şimdi gerçek bir hikaye anlatıyorum. üniversitedeyken bir bağyan arkadaşım var bunun da evde bir kedisi var.. kendi kedisi de değil aslında ona da bir arkadaşı bırakmış bir süreliğine baksın diye.. ismi barbaros sanırım.. ya da baybars... böyle tumturaklı bir erkek ismi iste..

neyse bu kızın bir de başka bir kız arkadaşı daha var. o da bir süre onun evinde kalıyor..

şimdi bu kedilerin burnu yumuşak, nemli, eti puf kıvamında ya .. bu barbaros geceleri geliyor burnunu kızların burnuna yapıştırıyor öyle uyuyor. kızlar da bayılıyor bu harekete. mır mır mır gur gur gur sabaha kadar öyle huzur içinde uyulloar filan.. kediyi paylaşamıyorlar ama o derece yani.

neyse bir cuma akşamı bunlar okuldan erken çıkmışlar. taksi tutmuşlar.. akşam da naparız nederiz filan konuşuyorlar.. işte balık yaparız bilmem ne filan.. kızların biri öbürüne diyor ki "bu gece baybarsla ben yatıcam".. öbürü de diyor ki hayır "baybarsla dün gece sen yattın, esas bu gece ben yatıcam" filan.. derken dikiz aynasından taksiciyle göz göze geliyorlar...

sipsi
çok garip bir yaratık. benimki benimle birlikte bilgi sözlük okuyor mesela. yok eminim okuduğundan ciddi ciddi ekrana bakıp gözlerini yavaş yavaş hareket ettiriyor. yada epileptik kriz geçiriyor şu an, bilemedim.
isyankarmuhabir
bugün itibariyle anladım ki, bu canlılar için bir haymatlos olma durumu söz konusu. zira istiklalde nekadar konsolosluk varsa hemen hepsine kuyruklarını ve bilumum uzuvlarını sallayarak giris-çıkış yapabiliyorlar. köpekler içinde durum biraz aynı gibi ama kediler daha bi rahat tavırlarıyla dikkat çekiyorlar. sanırım köpekler durumun farkına çok varamamış yada kediler çok yüzsüz.
ahuramazda
aciz,hastalıklı,aşağılık kompleksli,muhtemelen çocukken şiddet görmüş,insanlık onurundan zerre kadar nasip alamamış, hatta sırf iki ayağı üzerinde gezdiğinden dolayı insan denilen , oysa insanlıkla uzaktan yakından alakası olmayan şerefsizlerin, her fırsatta nedensiz,sebepsiz yere --ve hiç bir zaman böyle bir şeyin nedeni ve sebebi olamaz--vahşi içgüdülerini tatmin etmek adına kullandıkları,eziyet ettikleri evcil küçük çaresiz yaratıklar.

bir adem evladı,ağzı dili olmayan ve kendisine karşılık dahi veremeyecek kadar küçük ve zararsız bir canlıya nasıl,neden,hangi dürtüyle eziyet eder,canını yakar,sonra da gidip başını yastığa koyup uyuyabilir?

bu ülkede,evcil hayvan ticareti yasaklanmadıkça,bu ülkede hayvanlara "hayvan" denilmeye,onlara eziyet edenlere insan denilmeye devam edildikçe,bu ülkede hala hayvanat bahçeleri,yunus gösteri merkezleri bilet kesip para kazanmaya devam ettikçe, bu millet daha çooook kedinin ayağını,kuyruğunu keser,canlı canlı ateşe atar,tekmeler,gözünü oyar.





agresifmis
buradan dışarıda cilveleşen kedilere sesleniyorum: yavrularım mart ayı geçti.birbirinize anırarak cilveleşemezsiniz.ailelerin yaşadığı muhittesiniz ve burda herkesin kuralları,yaşamanın bir raconu vardır.ya bu kurallara uyun ya da gidin burdan.hatta siz gidin burdan.kimse sizi sevmiyor işte.selamsıza falan gidin ya da ne biliyim iskeleye inin.martı,vapur falan görürsünüz kafanız dağılır.azıcık kendinize vakit ayırın.
atacamadesert
evde birden fazla barındırmadığım zaman rahat edemediğim dört ayaklı gövdesinde fermuar varmış da kedi kılığı çıkınca içinden minik cinler çıkacakmış sanki imajı veren ısırılası koparılası heyvan.
bigcoder


yukaridaki kedinin oyle masum durusuna bakmayin, bu sabah balkona konan serçelere dalmis ve bitanesini yakalamis salona getirmis, elinden zor aldim kusu, maalesef ölmüştü, balkona geri koydum. simdi kapi kapali, camdan gorunuyor kus, bizim kedi cami kirip balkona cikma pesinde.
independence
evrenin en serefsiz hayvanidir kendisi, tanistirayim.

guzeller guzeli bir kedim var benim, henuz bebek bir yasinda bile degil, ismi pudra.

bu haysiyeti kirik hayvan, ne bulursa oynuyor, ne bulursa bir yerlere sakliyor, gomuyor. misal daha once oturdugum evden tasinirken sagdaki soldaki halilarin altindan toplamda 28tl demir para cikmisti. hepsini halilarin kilimlerin altina gommus serefsiz.

az once de topunu vereyim de oynasin diye topunu ararken koltuklarin altinda 2 paket hic acilmamis sigara paketi buldum.

lan evladim, gecenin bir yarisi sigarasiz kaldigimda ta benzinlige gittim lan ben sigarasizliktan? neden aliyorsun benim sigaralarimi da koltuk altlarina gomuyorsun?

pislik iste.
salome
surtunen bir yaratik kedi; kapiya ve pencere pervazlarina, buzdolabinin kosesine eger dalginliginiza gelip yaninizdayken buzdolabini acti iseniz ilk atladigi rafin tabanina, bilgisayar ekranina ve klavyesine, koltuga, koltukta oturan size, boynunuza, bacaginiza, kolunuza en onemlisi ayaginiza, terliklere ve ayakkabilara, mutfak robotuna, tencereye eger tabi kapagini acik bulup icine girmedi ise, utu masasina sicak degilse utuye, sokak kapisinin acilmasi ile isterse balkonda kuslari seyrediyor olsun farketmez kosarak disari firlayip yan komsunun kapinin onune biraktigi coplere vazgecerse asansore, yorgana, yastiga, kuvete- hem disaridan hem iceriden-, televizyona, yumusak-sert farketmeden boyundan buyuk-allahtan ki oyle- canli cansiz her turlu obje ve varliga surtunen bir yaratik, evet yaratik zira biz onu kalorifer peteginin onunde uyusun, kucagimiza gelsin yine uyusun, yun yumaklari verelim kazaklarimizi degil oynasin, sonra ciksin koltuga hepten uyusun diye almistik cunku bizim bildigimiz kedi bunlari yapardi.ya biz kandirildik bunca yil ya da bu kedi, kedi degil yaratik.

salome
kediler sevilir hayati da bir guzel degistirir. bir gun bir kedi yavrusu gorursunuz mavi mavi tebessumle al beni der ki oksuz bile degildir arsiz; anasi bi yanda, babasi olcak hayirsiz bi yanda kardesleri kicinda, basinda, agzinda; ama yok o sizi ister. alirsiniz eve getirirsiniz anneniz once istemez lakin siz bir sekilde kandirimayi basarirsiniz ve o andan itibaren hayatiniz- hem sizin hem ev ahalisinin- degisiverir, kardesinizin varliginin 16 sene once hayatinizi travmatik bir sekilde degisime ugratmis olmasi, ki siz yeni yeni izlerini silerken, yetmezmis gibi aradan onca arinma seanslari ile gecen sureden sonra kut diye kafaya yeni bir darbe iner bu defa teflon degil celik tava, bayilirsiniz. ayilinca bir de bakarsiniz ki -dayanilmaz bas agrilarini geciyorum bir cirpida- hayatiniz yeniden altust olmus, yeniden sekillenmis, sizin artik bir 2. kardesiniz var hani 16 yil once pabucunuz dama atilmisti ya hah iste simdi o pabucun saglam kalan topuk ve taban kismini da kargalar yemis- hic karga ayakkabi yer mi demeyin yer cunku benimkini yemisler en azindan- artik tam itilmis tam kakilmis bir evlatsinizdir siz evin en buyugu, en dislanmisi, en sahipsizi. kedi gelir samdanlar ve ciceklerle suslenmis menusunde pekin ordegi bulunan masanin en basindaki , en prestifli koltuga oturur yetmez gibi bir de cizme giyer ve tac takar. annenizin en sevgili, babanizin ise oksadigi tek evladi oluverir. pis kedi hayatinizi degistirir.

ps: copy-paste baska bir sozlukten lakin kendime ait.
hmmmmmtmmcnm
bizim bahçede var bir tane prenses. kendisini kanı bozuğun biri evden atmış. bir yaşından biraz daha büyük. çok mutsuz ve sokakta kalmayı asla kabullenemiyor. ne kadar mutsuz olduğuna gün ve gün ben şahit oldum. elimden geldiği kadar ben ilgileniyorum ama devamlı ilgiye ve sevgiye ihtiyacı var. ben ona gerçekten çok ama çok üzülüyorum. belki sahiplenmek isteyen tanıdığı olan vardır? olmaz mı sözlük bence şahane olur. kenarında kahverengi benegi olan. diğer şaşkın ördek benimki.

https://i.hizliresim.com/zBA7pg.jpg
hmmmmmtmmcnm
İnsanı utandırmada birebir. Bizim zilliyi aşağı bıraktım. Balkondan öylesine bakıyordum. Yan komşu napiyorsun dedi, kedime bakıyorum dedim. Geri geliyor mu? Evet. Aaaaaaa :o gibi muhabbetleri gecince kadıncağız ikna olmamış olacakki çağırsana bakayım gelecek mi dedi. Dedim olmaz. Çünkü kedim dışarıdayken beni tanımıyor gibi davranıyor. İçinden vah vah ederken kibarca ay ilahi dedi. Bir ümit kedime seslendim bakarsın sahibiymişim gibi davranır diye. Tabiki kafasını bile çevirmedi.
kendinekiymismaydanoz
bugün tekrar cesaretlendirdi beni bir arkadaşım. uzun yıllardır alerjik astım nedeniyle uzak durdum yeryüzünün bu en şahane yaratığından ama tekrar deniycem temmuz ayında doğacak bir bebek kediyle. heyecanlıyım, öyle böyle değil.
dante
bu kedilerin karakteristik hediye anlayışıdır. yuva olarak benimsedikleri, aile olarak gördükleri kişilere dışarıdan yakaladıkları fare, kuş gibi hayvanları ailenin bir arada bulunduğu ortak ve geniş yaşam alanına mümkünse henüz hayattayken getirmeleri onların dilinde "seni seviyorum" demektir.(bkz: #1144521)
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol