kayseri ağzı

ankakusu
bir ornek:

gardaşım hacı hasan,

evelâ selam ider, gözlerinden öperim. iyisin inşallah. bizi sorarsan iyiyik.
geçen bazar günü, sabahınan, bağın dabanında hassüyüngilinen otururken, aşşağı gonşu bağdan, bi lüllülüm goptu. goptuk vardık hacanımınan gelin, birbirine düşmüş; eğsik artık söylüyorlar birbirlerine. hacemmi, arada galmış yazık. gelin gaynanaya bağırıyor, gaynana da geline cüvap viriyor...”çişitsiniz, çişit!..” diyor.

gelin, hacanıma, anası evinde öğrendiklerini sıralıyor:

gaynanayı nitmeli
medimandan yitmeli
tangal mangal olurken
geçip keyfine bakmalı.

gaynanayı nitmeli
gaynar gazana atmalı
yandım gelin dedikçe
altına odun atmalı.

gaynanalar arsız olur
eli yüzü nursuz olur
hergün ağşam hırsız olur.
gaynanan gazan garası
görümce allah belası
altı ayda bir gör
iki gözünü kör gör

gaynananın adı hörü
kör ossun gözünün biri
hotlak garı benden diri
hayna hayna
galk goca garı sen de oyna
ilane başlım sen de oyna
sarımsak dişlim den de oyna...

gelin bööle çemkiriyor; idiş idiş idişiyor. gaynana da ona cüvap verdi:

penceresi demir gelin
ne buyundun emir gelin
oğlanı ben doğurdum
gel g.tümü kemir gelin...

bunları duyunca ateşlerin hacemmiyinen vardık. gaynatayı aldık, geldik. hacanımı da gadınlar götürdüler. gızın babasına haber savıldı, o da geldi. “oğlan askerden gelene kadar bizde dursun.” didi. aldı gızını gitti.

işin aslını aradık ki gelin, bebiyi severkenez:

“bu ne soy, bu ne huy
tay gibi anası, fidan gibi babası
efendi efendi dayıları
cici cici teyzeleri
dingil gazık amıcaları
yamru yumru ameleri
ay yüzlü annennesi
dümbek g.tlü babannesi.”

diyesiymiş. gaynana da bunları duyunca, cini depesine toplanmış. zaten bu gelini ezelebet sevmezdi gaynana...

bebiykenez geline şööle dirdi hacanım:

“yarın büyünce kimin evini yikacağan aceba?”

oğlan eskerden gelince ayrıldılar. hacanım temelli hacemmiye, şiveyi şiveyi söylüyerek, adamı doldurdu. hacemmi, oğlunun evine ipiyce zaman basmadı.

bayramda oğlanı aldık, vardık. anası elini vermiyor. hacemmi, bi şey dimedi, elini öptürdü. aşağıdan hacanım muhal muhal geldi. zorunan, oğlana elini virdi, tekrar aşağı indi. aşağıdan hacanımın sesi geldi:

garşıdan gelir güveem
gıf gıf eder eğem
elli dene oğlum olsa
ille güveem ille güveem

oğlan gızdı, kalkdı: “biz gidek ağa, güvesi olanın oğlu olmazmış!” didi, gitti.

oğlan tüken açacak, parası yok; hacemmiye vardım: “ıcık gidor vir; oğlanın durumu malum” didik. hacemmi daha ben dimeden: “o, yileğenin yingesi geline, bir şey virmem” didi. “ilalem ne dir?” dirkene, hacemmi: “viriyim ama, hacanım duymasın!” didi. neyse, işi biçimine dıhdık, oğlan hırıdını çevirmeye başladı.

zaten hep bööle olur. oktada var yayda da. düzelir baağh!..

işte bööle gardaşım. tekrar selam eder gözlerinden öperim.

gardaşın şavkı


* bu metin, kayseri büyükşehir belediyesi kültür yayınları arasında çıkan “kayseri ağzı lll – kâzım yedekçioğlu” isimli eserin “erkeklerin kayseri ağzına örnekler” başlıklı kısmından (sayfa 163 – 164) iktibas edilmiştir.

http://www.sayhadergi.com/?mod=content&act=topicshow&id=199
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol