bana kapılarını aç. benden önce kimse gelmesin evine. sevişmeden önce sohbet edelim senle. zaten çok konuşurum ben. hele misafirlikte.
belli olmuyor mu misafirliğe niye geliyim konuşmasam. televizyonu kendi evimde de seyrederim. biliyorum öyle misafirlerin olacak. susun ve açın izlediğimiz dizi var bu gece kaçırmayalım diyen. sen onları bir daha eve almazsın.
beni de almazdın aslında. ne olduysa. bilmiyorum. belki de hiçbişi olmadı. herşey halen aynı.
bana kapılarını açmadıysan ben nerdeyim. hangi boşlukta sallanıyorum. kim sallandırdı beni. kim astı beni boynumdan. kim okudu fermanımı.
sevişmeden az önce koyu bir muhabbete girişmiştik. konusu neydi hatırlamıyorum. mesele zaten oydu. konu olsa da olmasa da hatırlasam da hatırlamasam da ben seninle ağız dalaşına girmeyi seviyordum. sonra ağzımız dolaşıyordu birbirine. dillerimiz diken gibi batıyordu birbirimize. ama acı yok. haz vardı.
acı yok. az vardı. belki de. sen acı çekerken ben haz almayı sen haz alırken ben acı çekmeyi sen az alırken ben çoğu gelmeyi ben az çekerken sen otuzbir çekmeyi yeğlemiş olmaktan dolayı suçlu değildik ikimiz de.
bu iki kişilik bir oyundan çok seyircili bir horoz dövüşü gibi. birinin elinde kamera var belki de. herhangi bir “close up amateur” sayfasına göndermek üzere içiçe geçmiş sulaklarımızı çekiyor. arada bir de fazla kaba olmayan bir el giriyor gö/z/t/ümüze. kameramanın eli bu.
katılsana bize dediğimizde böyle daha güzel diyor. iyi sen bilirsin diyip devam ediyoruz koyu muhabbetimize. şimdi hatırladım neden kuru fasülyenin hala pişmediği idi konu. piraye ile de ancak bu kadar ortak noktamız olabilirdi zaten. iki dünya bir araya gelse.
sevişmeden az önce koyu bir muhabbete girişmiştik. hani nasıl insanlar boğulurken sevişmekten ya da sikilme anında boğulmaktan ya da onun gibi bişi işte zevk alabiliyorlar ki diye incir çekirdeği boyutunda bir konu. kimbilir benim o incir çekirdeğine çıkıp boynuma ilmiği geçirerek intihar edeceğimi.
sevişme süsü verilmiş intihar. yerde de katilin adı vücut sıvıları ile yazılmış. nasıl bir fışkırma ise. baş harfi ile son harfi arasında tam onüç harf var. uğursuz bir sayı. uğurlu bir güne tekabül etmiş.
bana perdelerini aç. sen de misafirlikte gibi konuş. ya da bana da uğra. perdeleri taktım. fena olmadı. beğendiler. ama açıkken daha çok beğeniyorlardı. sen gelirsen kapamam zaten.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?