hellenistik dönemde ve roma imparatorluğu yönetiminde izmir (m.ö. 333-m.s. 395)
büyük iskenderin issosta (iskenderun) pers kralı dariusu yenmesinden (m.ö. 333) ve arkasından bütün doğuyu ele geçirmesinden sonra hellen dünyası büyük bir refah çağına erişti. kentler nüfus patlamalarına sahne oldu. hellenistik dönemde iskenderiye, rodos, bergama ve efes kentlerinden her biri 100 binin üstündeki bir nüfusa eriştiler. küçük bir tepeciğin üzerinde kurulmuş olan eski izmir kentinin duvarlarının içinde yalnız birkaç bin kişi yaşayabiliyordu. bu nedenle en geç m.ö. 300 sıralarında kadifekalenin eteklerinde, yeni ve büyük bir kent kuruldu.
m.ö. 323 yılında büyük iskenderin ölümü üzerine çıkan iç savaşta izmir (zamanın ismiyle symrna), önce lysimakhosun, sonra lysimakhosu m.ö. 281 yılında yapılan corupedion savaşında yenen selevkosların kralı 1. selevkosun eline geçti. selevkos egemenliği m.ö. 190 yılında yapılan magnesia (bugün manisa) savaşına kadar sürdü. selevkoslar, romalılara karşı kaybettiği bu savaştan 2 yıl sonra yapılan apameia (bugün dinar) savaşıyla bergama krallığına verildi. bergamanın egemenliği, kral 3. attalosun ölümüne dek sürdü ve bu tarihte romalıların eline geçti ve asya eyaletine bağlandı.
tarihçi strabon, smyrnanın kendi zamanında yani m.ö. 1. yüzyıla geçiş sırasında en güzel iyon kenti olduğunu belirtmektedir. o dönemde kentin küçük bir bölümü kadifekalenin pagosun üzerindeydi. büyük bölüm ise düz arazi üzerinde bulunan liman çevresine toplanmıştı. ana tanrıçanın tapınağı ile gymnasion da bu hat üzerinde yer alıyordu. caddeler düzdü ve tamamı büyük taşlarla düzgün bir biçimde kaplanmıştı. aristeides, kentin doğu-batı yönünde uzanan iki ana yolunun (kutsal yal ve altın yol) bulunduğunu ve bu yollarla kentin , denizden gelen esinti ile serinlediğini anlatmaktadır. strabon izmirde homereion olarak adlandırılan bir stoanın varlığından söz eder (belki de bir perystil ev). bu evin içinde homerosun bir heykeli bulunuyordu.
roma çağında izmirde inşa edilen yapılar arasında, kadifekalenin (pagos) kuzeybatı eteğindeki antik tiyatro ve batıdaki stadyumun her ikisinden de pek az iz kalmıştır. diğer taraftan smyrna agorası oldukça iyi korunmuş olup, bugün kısaca agora olarak bilinmektedir. agoranın ölçüsü 120x80 metre uzunluğunda geniş bir avlusu vardı. doğusunda ve batısında birer stoası vardı. her iki yapı 1 7,5 m. olup ikişer katlıydı. ayrıca 28 m. uzunlukta bir bazilika da mevcuttu. m.ö. 2. yüzyılda romalıların egemenliğine giren izmir ikinci kez altın dönemini yaşamaya başlar. m.ö. 88 yılında pontus kralı 6. mithridatesin eline geçtiyse de 2 yıl sonra romalılar şehri geri aldı.
incilde sözü edilen "yedi kilise"den bir tanesinin bulunduğu smyrna hıristiyanlığın gelişmesinde önemli bir rol oynar. izmirin ilk başpiskoposu olan aziz polikarp havari ve incil yazarı st. johnun ilk müridlerinden biridir. yaklaşık m.s. 70 yılında anadoluda doğmuş, inancından ötürü 23 şubat 155 tarihinde, izmir akropolü üzerinde bulunan stadyumda romalılar tarafından yakılarak ölüme mahkum edilmiştir. m.s. 395 yılında roma imparatorluğu ikiye bölününce, izmir, sonradan bizans imparatorluğu olarak tanınacak doğu roma imparatorluğunun bir parçası olur.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?