izmir kelimesi eski ion lehçesinde smurne, attika (atina) lehçesinde ise smryna diye yazılırdı. bugünkü hellenler bu kentin adını smirni biçiminde telaffuz etmekte, gerçi son yıllarda antik efes kenti civarında da bu adla anılan bir köy yerleşimi izlerine rastlanmıştır. olasılıkla izmirden efese giden bir kısım amazon kraliçelerinin adını yerleştikleri köye de koydukları düşünülmektedir ki bununla ilgili bilgilere eski yunanistandaki kaynaklarda da rastlanmaktadır. ancak smyrna sözcüğü yunanca değildir, ege bölgesindeki birçok yerleşim adı gibi anadolu kökenlidir. m.ö. 2. binin başlarına ait kayseri kültece yerleşiminde ele geçen bazı tablet metinlerinde tismurna adına rastlanmaktadır. tismurnadaki `ti bir ön ek olup büyük olasılıkla bir kişi ya da bir yer adını belirtmektedir. bundan da hellenler ya da bayraklı höyüğünü mesken tutanların bu ön eki atıp kente smyrna demişlerdir. kentin adı olasılıkla m.ö. 300 ile m.ö. 1800 yılları arasında smurnu olarak anılıyordu..
eski izmir kenti (smyrna) körfezin kuzeydoğusunda yer alan ve yüzölçümü yaklaşık yüz dönüm olan bir adacık üzerinde kurulmuştu. son yüzyıllar boyunca meles çayının ve sipylos dağı (yamanlar dağı)ndan gelen sellerin getirdikleri mil ile bugünkü bornova ovası oluştu ve yarım adacık bir tepe haline dönüştü.
şimdi tepekule adını taşıyan bu höyüğün üzerinde tekel müdürlüğünün izmir şarap ve bira fabrikasına ait numune bağı bulunmaktadır. 1955ten beri yoğun gecekondu bölgesi olan bu çevrede izmirdeki ilk yerleşim yeri olarak tespit edilen izmir höyüğü bulunur. buradaki ilk kazılarda türk tarih kurumu ile eski eserler ve müzeler genel müdürlüğü"nün katkıları büyük olmuştur.
batı anadolu kıyılarındaki ilk yerleşimler -ki bunlar troya savaşlarından sonra kurulan aiol, ion ve dor kökenlidir- genelde küçük yarımadalar üzerinde kurulmuştur. bunlar, çandarlı (pitanes), foça (phokaia), izmir (smyrna), kilizman (klazomenai), milet ve iasos gibi yerleşimlerdir. bunun nedeni yerleşim yerlerini kuran ve oturan insanların daha çok hellenli ve den olmalarıdır. böylece yarımada yerleşikleri hem iki limana sahiptiler, hem de kara denizden gelecek saldırılara karşı güvence içindeydiler. elverişsiz havalarda limanlardan biri uygun olmadığı takdirde gemiciler diğer limanı kullanma şansına sahiplerdi. bayraklı höyüğü körfezin kuzeydoğu köşesinde, kuzeyine sarp kayalı yamanlar dağını da alarak karadan gelecek saldırılara karşı rahat bir konumdaydı. güneyi imbata açıktı. eski izmir yerleşimi yaklaşık 3000 yıl boyunca bu yarımada üzerinde ver aldı. m.ö. 4. yüzyılın ikinci yarısında büyük nüfus artışı yüzünden bugünkü kadifekale (pagos) eteklerine taşındı..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?