hasan sabbah, düşmanlarının iddia ettiği gibi kale devletinde, ne katiller (assasins) ve suikastçılar yetiştirmiş ne de uyuşturucu cenneti yaratmıştı. hasan sabbah esasen tarihi belgelerde savaştan kaçınan bir kişilik olarak karşımıza çıkmaktadır. fakat düşmanlarının (sünnî bağdat halifeleri, selçuklu sultanları, haçlılar, moğollar) sayıca üstün oluşları, onu alamut’ta savunma amaçlı bir gerilla yaratma fikrine götürmüştür. hasan sabbah’ın seçkin savaşçılarından oluşan bir silahlı birlik (fedain) yetiştirdiği anlaşılıyor. bu “fedailer” iddiaların aksine, yalnızca bölge halklarına zulmeden baskıcı yöneticilere suikastlar düzenlemişlerdi.
ismaililer hakkındaki çok çeşitli iddialar vardır bunlardan en ünlü olanı; kendini kurban eden savaşçılar olan fedailerin özelliğidir. onların hançerleriyle terörizmi yaydıkları ileri sürülmektedir ve haçlılar döneminin batılı otoriteleri tarafından “suikastçılar / katiller (assassins)” diye adlandırılmışlardır. ismaililer üzerine ciddi araştırmaları bulunan tarihçi w. ivanow fedailer için şöyle diyor; “doğru bir görüş açısıyla fedailik, savaş gerillasının yerel bir biçimiydi..., bazı bilgisiz, fakat iddalı bilim adamları tarafından yapıldığı gibi, fedailik (kavramı) içinde nizari ismaili öğretisinin en tanınmış organik özelliğini görmek, kesinlikle namussuzca bir aptallık olacaktır.” bernard lewis ise “katiller (the assassins)” adlı eserinde fedailer için şunları yazmaktadır: “hasan, yeni bir yöntemle disipline edimiş ve kendini adamış; karşı konulmaz derecede üstün orduyla etkili biçimde çarpışabilen bir küçük kuvvet kurdu.”
sabbah’ın fedaileri, bir düzensiz savaşçılar (gerilla) birliğidir . o günlerde böyle bir yöntem tanınmadığı için, batılı kaynaklarda verilen kötü isim “assassins” (suikastçılar, katiller) ile ismailliler herkese yanlış tanıtıldı. bununla birlikte çağımızda gerillacılık, kimilerince terörizm, kimileri içinse özgürlük savaşının bir yöntemi olarak görülüyorsa da sıradan sayılabilecek bir yol olarak kendini kabul ettirmiştir.
bir ölüm makinesi yaratan kişi olarak tanıtılan hasan sabbah savaştan hep nefret etti ve kendisini barıştan uzaklaştıracak ve sakin-münzevi yaşamını bozacak karışıklıklardan kaçındı. gereksiz yere kan dökülmesine her zaman karşıydı. fakat düşmanları onu hep savaşın içine çektiler; ancak böyle onu öldürüp kalesini ele geçirip ve kendi güçlerini göstereceklerini ve sultanlıklarını yeniden zalimce sürdürebileceklerini düşünüyorlardı. hasan sabbah, ismaili inanışına ve görüşünü benimseyenleri ortadan kaldırmaya çalışan ve bunun için zalimce saldıran yöneticileri öldürtüp kendi insanlarını öldürülmekten kurtardı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?