şüphesiz ki türk tarihi diyince aklımıza şıkır şıkır bir imparatorluk olan osmanlı imparatorluğu geliyor. 500 sene tahta kalmış, batı’nın korkulu rüyası olmuş, özgün kültürünü oluşturmuş bir imparatorluk. ve osmanlı diyince de herkesin aklına bir padişah gelir. iz bırakmıştır. unutulmaz. idol olmuştur. hayallerinin kahramanı(herkesin) olmuştur. (herkes)kendini padişah hissetmiştir. okul sıralarında, o, anlatılırken kendini savaş meydanına bırakmıştır. hareme bırakan uyanıklar da oluyor. o ayrı. o kısma girmeyeceğim... benim hayallerimi süsleyen padişahta fatih idi. ismi bile gümbür gümbür geliyor insanın kulağına. fatih sultan mehmet... bir çağ kapatmıştır. yepyeni bir çağ açmıştır.
12 yaşında padişah olmuştur. hayat onu 12’sinde bulmuştur. batı dünyası deneyimsiz birinin bir çocuğun tahta geçtiğini, hiçbir şey yapamayacağını düşünerek, ağızlarının suyu akarak gözlerini anadolu’ya çevirmişlerdir. nerden bilsinler ki daha sonra bu çocuğa topraklarımızı alma diye yalvaracaklarını. sonra bu ileri görüşlü, zeki padişah – o zamanların çocuğu – bu savaş planlarını öğrenince ve iç sorunlar nedeniyle babasına – 2. murat – ilahi cümleleri kurmuştur:
“ eğer padişah sizseniz ordularınızın başına geçin, eğer padişah bensem emrediyorum, ordularınızın başına geçin! ”
zekası ne kadar pırıl pırıldır işte...
ülkesinin geleceği için kardeş katline izin vermiştir. caniye adı çıkmıştır. bencile adı çıkmıştır. tahta çıkmak için bunu yaptığı düşünülmüştür. halbuki amacı ülkeyi korumak ve taht kavgalarını önlemektir. bence yaptığı mükemmel bir harekettir. buna en büyük örnek ankara savaşının sonucudur. kardeşler ülkeyi böler. sonunda 11 senelik bir devir olan fetret devri yaşanır. bir musubet bin nasihattan iyidir, lafı tam yerine oturuyor ama nedense hala insanlar fatih’i karalamayı bırakmıyorlar.
21 yaşına geliyor devrin padişahı. istanbul, istanbul. medeniyetlerin beşiği. taşı, toprağı altın şehir... gelir kuşatır, istanbul’ un kapılarını ateşe verir, kapılar açılır ve istanbul osmanlı’nın kanatları altındadır. yine karalanan fatih olur. çünkü roma fatih’e yalvarmıştır. senin emrindeyiz, bizim topraklarımıza dokunma diye. yani esiriz biz ve bize esir muamelesi yap diye. fakat fatih o kadar hırslıdır ki köle muamelesi yapmaz, yakar, yıkar. sadece istanbul’u alırsam ismim pırlanta olarak tarihte kalır diye düşünür. bir takım kitleye göre tabi...(bu kesinlikle ben değilim.) düşman özür diledi diye geri çekilmek ne demektir? kaçıncı yüzyıl aklıdır bu anlamış değilim. sanki roma esiriz dediğinde alttan kuyu kazmayacak mıydı? boşuna dememişler:
us ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir...
bütün bu karalamalara ek olarak fatih üzerine yazılmış objektif, eleştirel ama bir o kadar mantıksız yazılar daha çok vardır ve hala yazılmaktadır. fatih istanbul’a girerken kendi askerlerini öldürdüğü gibi ermenileri de sıraya dizip tek tek kafalarını kopartmış rivayeti şimdilerde dolaşır. bu nasıl denilebilir hiç anlamıyorum. fatih o kadar zeki bir padişahtı ki istanbul’a girdiğinde özellikle kıyım yapmadı, iskan politikası yoluna gitti. onları yerlerinde bıraktı, dinlerinde özgürlük tanıdı, ibadetlerine devam ettirdi. şimdi niye zengin semtlerimizde rumlar, ermeniler vardır? ta bu zamandan kalmıştır işte. sonra da astı kesti fatih olur. savaşta, isyanda, karışıklıkta mantık aranmaz. kim vurduya gelen çok kişi olur. menemen olayında kubilay’ın kafası kesilince kim vurduya gelmedi mi kaç kişi? 80’e kadar olan yıllarda sağcı solcu davalarının olduğu dönemlerde kim vurduya gelmedi mi olaylar ya da osmanlı devleti yıkılınca çanakkale’de onca insan ölmedi mi? atatürk de mi kıyım yaptı diyeceğiz? insan öldüremeyiz diyerek dursaydık çanakkale’yi de alsalardı o zaman. istanbul’un alınmaması için fatih’e yalvaranlar yine fatih’i zehirleyenlerdi, sonra osmanlıyı yıkanlardı. niye osmanlı hanedanlığı sallanırken bize nereden saldıracaklarını şaşırdılar? büyük balık küçük balığı her zaman yer. dün osmanlı’ya güçlüyken yalananlar bu gün zayıfken hiç düşünmeyip lime lime edenlerdi... (fatih istanbul’u feth etmiştir ve feth esnasında ölen kişiler olmuştur. bu gayet doğaldır.)
istanbul kaç kere kuşatıldı niye alınmadı? zeki davranılmadı. beyazıt kuşattı, moğol tehlikesi vardı da çekildi. tehlike her zaman vardır fatih zamanında da vardı. niye viyana o kadar kuşatıldı da alınamadı. kanuni alsaydı viyana’yı. iş kuşatmakla bitmiyor. isterse 1000 kere kuşatılsın istanbul, feth eden yine zekasıyla fatih olurdu...
herkes hatalar tabii ki yapabilir. koskocaman bir imparatorluğu yönetmek çocuk oyuncağı değil. siyaset, strateji; bunları her yiğidin kafası basmaz. insanlar zaten hep atıp, tutmayı severler, kimsenin başarısıyla gurur duymazlar, hep ben, hep ben...
fazla söze gerek yok. fatih cani değildir. hitler’le, stalin’le hele ki george bush ile kıyaslanacak insan değildir. tabi bunlar benim düşüncelerim. ne kadar objektif olabilirim bilinmez çünkü fatih sultan mehmet benim hayallerimin padişahıdır. bence insanlar milletin başarılarının altında yatan hataları aramaktansa şuan ki durumlarıyla ilgilensinler. geçmişe bakıp ders alsınlar ve bu günde harmanlasınlar...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?