bu konuyla ilgili okuduğmuz yazıların tamamına yakını bize tarih kitaplarında okutulan ve öğretmenlerin anlattığı hikayelerden beslenilmiş olduğu aşikardır.her zamanki gibi hiçbirimiz eleştiriler bir bakış açısından değerlendirmemişiz tarihsel kişiliği olan osmanlı padişahını.zaten aksini söylemek nerdeyse günah sayılacak bir despotik anlayışa sahiptir.oysa ki bu dinsel gücü insanları öldürerek ele geçirmişlerdir.hatta fatih osmanlı soyundan gelen tüm ailelerin yönetimdeki etkisini yitirtmek için öldürtmüştür.ve ilk kez saray dışından devşirme bir kadınla evlenmiştir.bu hareketle bir daha hiçbir osmanlı padişahı sarayın içinden evlenme geleneğini sürdürmemiştir.oysaki fatiha kadar osmanlı devletindeki her karar için kuruculardan olan esas alt yapıyı oluşturan köklü ailelerin önderlerine sorulur,bilgiler danışılır ve ortak bir karar tayin edilirdi.padişahın karaları tartışabilinirdi.
buraya kadar fatihin gelişi ile devletin yönetimin anlayışında değişen şeylerden bahsettk.gelelim istanbul’un fethi.istanbul’un fethini bir de ismini hatırlayamadığım yazarın ’boğazkesen’kitabından okuyun.binlerce kişinin nasıl katledildiği binlerce osmanlı gencinin nasıl feda edildiğini öğrenirsiniz.hatta tarihçilerin aktardığı kadarıyla fatih gemileri karadan yüzdürme efsanasinde karşısına çıkan zincirleri toplarla kırdırmaya çalışmış.ve zannaderim haliç önlerindeki zincir bilmem kaçını top atışında kırılamamış.askerin mukavameti düşmüş.son bir deneme daha istemiş fatih ve zinciri kıran topçuyu servete boğacağını söylemiş.top atışı yapılmış ama ardı ardına başarılı olamayanların tek tek kafaları kesilmiş.sonuncusunun sonucuna bakılmadan kafası vurulmuş topçunun ama zinciri kıran asker oymuş.şimdi bu da anti bir hikaye olarak nitelendirebilinir ama bilmekte fayda var.bu adamlar öyle dağlara çıkartacağmız kadar yüce insanlarda değillerdir.hepimiz biliyoruz ki şimdiler de devlet yöneticilerinin iktidar ve güç hırslarının tohumları bu dönemlerde ekilmiştir.kimilerine göre osmanlı padişahlarının içoğlanlarının olduğu,saray yaşayışlarının çok farklı olduğu söylenmektedir.zannederim bu lüksler ötesi yaşayışın başlangıcıda fatih döneminden sonra başlar.
fevkalade bir olay olarak gösterilen istanbul’un alınması fatih’in padişah olduğu döneme denk gelmesi tarihsel oluşumunu tamamlamasından kaynaklanır.bilindiği gibi yıldırım beyazıt’ta kuşatır istanbul’u ama doğudan gelen timur önderliğinde ki orduya karşı durabilmek için yarıda bırakır.yani istanbul zaten osmanlının olacaktı.zayıflamış bir bizans ve yükselen ve güçlenen bir osmanlı devleti vardı.zaten istanbul kuşatması da öyle hemencicik birkaç günde sonuca ulaştırılmış değildir.aylara sürmüştür.ve pek çok kez osmanlı geri püskürtülmüştür.
şimdi bir işaretiyle insanlarının kafalarını kesilemesine sebep olan,halkından kopuk bir saray hayatı yaşayan,istediğinde binlerce insanın ölümüne sebep olacak savaşların emrini veren insanların nedendir bu kadar yüceltildiğini anlamakta zorluk çekmiyorum.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?