çok öncelerden duyduğum bir cümleydi bu " eğer birini seviyorsan onu serbest bırak, dönerse senindir, dönemezse zaten hiç senin olmamıştır."
bir gün deniz kenarında bir kedi buldum. çok güzeldi, bembeyaz, renkli gözlü, pamuk gibi bir şeydi. tasması vardı ama yerleşim yerlerinden çok uzaktaydı ve etrafta da kimsecikler yoktu. hayvanları uzaktan seven biri olarak enteresandır ki o an içim ısındı, dokundum hayvana. alıyım ben bunu beslerim dedim. ilk defa tüylü bir hayvanı evime sokma girişimimdi bu ve ne yapmam gerektiği hakkında hiç bir bilgim yoktu.
sevimliydi, sevmesende zorla, yılışa sırnaşa sevdiriyordu kendini. her ne kadar dilinden anlamıyor olsam da çabalıyordum en azından. mesela kedilerin de çiş yapabilen yaratıklar olduğu, kedicik odanın bir köşesine işeyinceye kadar hiç aklıma gelmemişti. uzun süre kıyıda köşede dolanmıştı, kum gibi bir şey aramış demek bulamayınca da salıvermiş bir kenara. öyle olurmuş sonradan öğrendim. yani o benden daha evcil kalmıştı yanımda.
lakin fazla vakit geçiremedik kendisiyle ne yazık ki. bu çiş sorunu aramızda büyümeye başladı. ben ona lazımlık falan aldım fakat onu da beğenmedi zannımca.
sonra bir sabah ben uyurken kediciğin sesine uyandım, bağırıyordu. aynı zamanda da dış kapıyı tırmıklıyordu. gittim yanına nooldu dedim. hiç aldırmadan devam etti. yine çiş sorunuydu büyük ihtimal. ya da sıkılmıştı benden. ben de uyku sersemiyidim ve bir anda aklıma bu söz geldi
"eğer birini seviyorsan onu serbest bırak, dönerse senindir, dönemezse zaten hiç senin olmamıştır"
belki de bana olan sevgisini ölçmek istedim açtım kapıyı. hayır. uyku sersemiydim ne yaptığımı bilmiyordum ondan açtım kapıyı. koşa koşa gitti kedicik. bir daha da dönmedi. ve eğer bırakmasam o hala benimdi.
çiş sorununu bile çözebilirdik aramızda, gitmeseydi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?