ana rahmi zahir şu bizim koğuş;
karanlığında nur, yeniden doğuş...
sesler duymaktayım: davran ve boğuş!
sen bir devsin yükü ağırdır devin!
kalk ayağa dim dik doğrul ve sevin!
mehmed’im sevinin başlar yüksekte!
ölsekte sevinin, eve dönsek de!
sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!
necip fazıl için hep aynı konuları ölüm, karanlık gibi daha çok kasvetli konular işlediğini sananlar bu dizeleri bir okusun derim yarınlara nasıl baktığını ve davasını onun izinden gidenler için nasıl dile getirdiğini görsün derim...
üstadın daha çok kasvet dolu şiirleri gençliğinde yazmıştır yanı necip fazıl necip fazıl olmadan önce... hak yolu bulmadan önce bir inanca sarılmadan önce o psikoloji ile yazmıştır...
kalitesini her iki dönemdede göstermiştir...
misal: gençliğinde yazdığı
(bkz: kaldırımlar)
olumsuz bir hayat vardır. fransada boş sokaklarda içliliyken yazmıştır...
misal 2:dava ve inançı ile bütünleştiği zamanlar
zindandan mehmet’e mektup
inanç dolu gençlerle birlikte davası için savaşırken yazdığı şiir...
not:bu yüzden necip fazıl için tek karanlık ölüm temalarını işliyor demek yanlıştır... bunu diyenler misal 2 deki bölümden bi haber olup veya nefret edenlerdir bu yüzden ordaki şiirleri anlayamazlar...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?