sevmek

artemisia
yapıldığında yapılmadığı zamanlardan daha çok acı veren mastarlardan. keşke ben de diyebilseydim şairinki gibi "hayat sevince güzel" diye, ne zamandır diyemedim. acıfobik olmaktan mıdır nedir kendimi bildim bileli -ki bu bilme işi de çok eskilere dayanmıyor- bir kaybetme korkusu gelir yapışır üzerime sevme işiyle, oluşuyla senkron çalışan. dedeni, aileni seversin; kaçınılmaz fena şey olur onlara bir daha göremez, acının en alasını çekersin; ya da birini seversin, hem de çok, bırakır gider seni sonra kalbine fena şey olur, bir daha göremez, üzüntünün en derinini hissedersin. oysaki tüm bu acıların sebebi sevmek değil midir, halbuki sevmeseydim o küçük kediciği her gün eve giderken, ayağıma dolanınca bassaydım tekmeyi, geçen gün asfalt üzerinde kıpırdayamayışını görünce bu denli acır mıydı kalbim?
en süslüsünden ne küfürler ettim bana sevmeyi öğretenlere, bırakmaya çalıştım çokça ama yanında insanlığını da bırakmadan kurtulamıyormuşsun, öyle dediler.. yani yine severek yine üzülerek yine acı çekerek yaşamak insan olmanın en büyük lanetiymiş...
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol