türkçesini de yazayım tam olsun:
ne kadar da aç (açgözlü) olmaya başladık
geride düzeni bozulmuş dünyaları
dörtnala terk eden kıyametin ayakları
üzerinde beslenen haysiyetsiz çıplak hayvanlar gibi!
sözcükten sözcüğe, bir sözcüğe ulaşıyorum
ihtiras (tutku, öfke, hırs) içindeki kültürlere yayılan.
tutkulu güneşe dillerini uzatan
çöküşün (yıkımın) içine işlediği
kıpkırmızı kitleler.
peki, gelecek hala belli mi?
sonra, eşekarısı, arı kovanı gibi karanlık kalplerimize girsin
içerdeki sonu dışarı çıkarmak için.
lanetli (güvenilmez) ve siğilli kalplerimizden
yayılan uyarılara (sonu haber veren borulara)
ihtiyacımız yok.
# nihilist? hedon?
yaşamlarının paha biçilmez sanatı (olan) ıstırap,
onların kafalarına yerleştirilmiş bir kanat.
derinin derinliklerine in; sonsuz acımızı
senin titreyen kollarındaki çukura gömdük. #
hedon!
senin çocukların vahşi ve ölümle dolu.
# acımasız gözlerimizdeki jüpiter:
vücutlardan ve altından oluşmuş bir cehennem. #
açgözlülük,
senin yüzünün bir parçası ve
(taşına) derine yerleştirilmiş bir hastalık gibi;
acının kapaklarını açmak (sebest bırakmak) için
çift eşeyli döl yatağından yüklenen
şarap zerresi gibi.
hedon!
insan sonrası (ölüm-ötesi) gölgelerde durulanmış
zamanın dişleriyle küçük gördüğü bir başyapıt.
yalvartıcı ateşle yüklenmiş
sırların bitkin yüzlü koruyucusu.
havariyi devlerin mezarlarının üzerindeki
çiftleşme noktasına taşıyan orospu.
sana bakıyoruz ve korkuyoruz
aslında ne olduğumuzu görmekten.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?