cinayetin ertesi günü hatayda bir yerel gazete için yazdığım köşe yazısının başlığıdır.
” hepimiz grant dink’iz
hepimiz ermeniyiz”
agos gazetesi genel yayın müdürü hrant dink istanbul’da gazete bürosunun önünde silahlı saldırıya uğradı. bu saldırı neticesinde “ tek silahım samimiyetimdir” diyen, çok özel sevgileri ve değerleri yaşama geçiren ‘iyi’ bir insan yaşamını yitirdi. önce güvercin tedirginliğinde yaşamaya mahkûm edildi ve sonra alçakça bir saldırıyla öldürüldü. türkiye, en cesur ve özgür sesini, dağ gibi kararlı ve büyük sevgisini barındıran yüreğini kaybetti. son yazısında güvercin tedirginliğinde yaşamak zorunda bırakıldığını anlatmıştı yürek yakan cümlelerle.
-yürek yakan seslere kulak tıkıyor bu ülkeyi yönetenler.
- koltuklarını korumak uğruna kan ve ölüm tacirliği yapıyorlar.
- kasaları dolsun diye kardeşlerimize kurşun sıkıyorlar.
- demokratik ve özgür yaşamı engellemek için yasaklar koyuyorlar.
- köşeye sıkıştıklarında da yasağı korumak uğruna ‘bedel’ istiyorlar.
işte size bedel
“bir insanı güvercin tedirginliğine hapsetmenin nasıl bir bedel olduğunu bilir misiniz? ölüm-kalım dedikleri bu olsa gerek. onun kadar sağıma soluma, önüme arkama göz takmış durumdayım. başım onunki kadar işte size bedel…işte size bedel… işte size bedel… diye haykırıyordu son yazısında hrant dink. ama bu ülkeyi yönetenlere ve muhalefet postu giymiş şaşkınlara bu bedel yetmiyordu. çünkü;
- insanın yüreğinin derinliklerinden gelen haykırışları duyamıyor bu ülkeyi yönetenler.
- abd icazetli siyasi kimlikleri, kulaklarını ve yüreklerini sağır etmişti.
- her dakika yaşanan acıları göremeyecek kadar kör.
umurlarında da değildi. anlayamazlardı zaten, bu ülkede özgür fikirli olmanın, akıntıya karşı kürek çekmenin ve bir hayatı insan kalarak tamamlamanın onurunu. sonunda ırmak olup aktı hrant dink. dünyalar iyisi bir onurlu insan su misali kanını akıtıp aktı toprağındaki çatlağa.
işte size bedel... işte size kan... işte size ölüm... işte sizin eseriniz...
işte bu ülkede yaşayanlara yaşatmakta olduğunuz büyük utanç... hani sizde eseri kalmamış olan....
türkiyeyi vurdular
bu ülkeyi yönetenlerin, ekranda boy gösterip üzgün rolü oynamalarına kanmayın. döktükleri timsah gözyaşlarıdır. yetmeyecek hrant dink’in dökülen kanı. yetmeyecek iyi insanların ödediği bedel. yine iktidarları uğruna, bu ülkenin özgür düşünen cesur aydınlarını ve bir hayatı insan gibi tamamlamaya çalışanları, açık hedef haline getirmeye ve yalnızlaştırmaya çalışacaklar.
çünkü bedrettin cömert’in, kemal türkler’in, abdi ipekçi’nin uğur mumcu’nun ve daha nicelerinin öldürülmesinin yetmediği gibi; hrant dink’in dökülen kanı da yetmeyecek. bir süre sonra karanlık bir perde daha sahneye konulacak. oysa bu değerli bedenlere değil türkiye’ye sıkılmıştı kurşunlar. yetmesi için akan kanın, bu kurşunları kendisine sıkılmış gibi hissetmek ve bir kez daha böyle acıların olmamasını sağlamaları gerekirdi. kan ve gözyaşı üzerinden siyasi çıkar gözeterek ve abd gibi eli kanlı bir devletin uşaklığı yapılarak bu ülkenin kanayan yaraları sarılamaz.
suçüstü yakalandılar
hrant dink’in ölüm haberinin hemen ardından akp genel başkanı ve başbakan tayyip erdoğan ile chp genel başkanı deniz baykal’a gazetecilerin “cenazeye katılacak mısınız?” sorusuna verdikleri yanıtları “ programımıza bakalım” diye geçiştirdiler. kurşunu kendisine veya ülkesine sıkılmış hissetseydiler, en azından cenazeye katılmak niyetlerinin olduğunu, ama yine de programlarına bakacaklarını söyleyebilirlerdi.
onbinlerce insanın “hepimiz hrant dink’iz hepimiz ermeniyiz” pankartlarıyla yürümesi ve manşetlerin etkisiyle bu saatten sonra belki cenazeye katılırlar. ama iş işten geçti. suçüstü yakalandılar. bunların ruhlarında insanlık adına bir şey bulmak için mikroskobik inceleme yapılsa dahi, sonucun menfi çıkması büyük olasılıktır. lanet olsun ki, birileri bizleri 30 yıldır siyasi cinayetlerle birlikte yaşamaya zorluyor. topuna lanet olsun. 20/01/2007
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?