cevap verilmeyen aramalar, çeşitli nedenleri olabilir.
ama bir de şöyle bir şey var.
******************
-koz ver,
-abi koz çıkmadan koz çekilmez.
-çekilir kardeşim sen ver kozunu.
-götünden kural uyduruyorsun lan.
-lan ver işte ne götümden uydur...murat!lan murat. noluyo lan.
koz isteyen muhittin in murat adlı ortağına korku dolu seslenişiyle yankılanıyordu oda. kendisinden koz istendiği halde koz atmayan alper de oyunu bir kenara bırakmış ve murat ın başını elleri arasına almıştı. dördüncü kişi ve alper in ortağı mahmut da kartları elinden bırakmış ambulans çağırmak için telefonunu eline almıştı.
murat baygındı, sinir krizi geçiriyor gibiydi.hem baygın olup hem nasıl sinir krizi geçiriyordu? demek ki hastalığı o kadar garipti. kolanyalı mendiller, limonlar, tokatlardan sonra murat kendine geldi.
etrafına hiçkimseyi tanımıyor gibi baktı. az önce ihaleli batak oynadıkları masaya bir göz gezdirdi, yerdeki maça asını (muhittin in kozu) eline aldı, evirdi çevirdi, ayağa kalktı, kartı fırlattı. üç gence korkunç gelen bir bakıştan sonra konuşmaya başladı.
-biz, dört genciz, hayatının baharında dört genç... ümitleri, hayalleri olan dört insan... üniveristeyi kazanmadan önce hayallerimiz vardı. ama şu halimize bakın, bütün mizah dünyası bizim üzerimizden geçiniyor, hayal ettiği şeyleri bulamamış, eline kız eli değmemiş, batak, tavla, king oynayıp duran, menemen, tavada yumurtadan başka gıda tüketmeyen zavallılarız. ve bununla alay ediliyor, insanlar bize gülüyor dostlarım. benim adım murat, seninki muhittin, seninki alper seninki mahmut... insanız lan biz insan, movie maker da matrak bir müzikle harmanlanan fotolardaki evini bok götüren, bira şişeleriyle vize aq, final aq yazan tipler değiliz sadece, bizim duygularımız var, hayır dostlarım bu düzene bir dur diyeceğiz artık, artık insanları güldürmek uğruna geceleri sabaha kadar bataktır, kingtir oynayıp finallerden çakmayacağız, verin lan telefonumu benim....
************************************************
-batu, serpil gelmeyecek mi?
-aradım şimdi, on dakikaya kadar geliyormuş,
-ha tamam.
*aşkım maç başlamadan ben size biralarınızı da getireyim, daha başlamadı değil mi?
-aşkım, bir tanem benim.
serpil on dakikaya gelecekti, markette aşkı ve arkadaşı türkiye kupası finalini izlerken tüüketmeleri için patates cipsi ve türevi şeyler alıyordu. telefonu çaldı. batu muydu acaba yine arayan? heyecanla aldı telefonu eline, "murat(açma)" yazısını görünce yüz ifadesi bozuldu, telefonu sessize alıp çantasına attı.
**************************************************
-cevab vermedi.....
-....
-....
-.....
murat çökmüştü, bütün dünyası yıkılmıştı, telefonunu yavaşça yere bıraktı tam gözleri dolmak üzereyken alper bağırdı: "amına koyim maç var ya lan unuttuk amına koyim."
dördü birden 37 ekran televizyonun başına toplandılar, mizah dünyasına malzeme veren dört sap olarak türkiye kupası finalini seyretmeye başladılar.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?