büyük iskender, adı doğu efsanelerinde yaşayan, o zamanki dünyanın yarısını 13 yılda fethetmiş, pers imparatorluğunun güçlü ordularını yenmiş, m.ö. 336-323 yılları arasında makedonya kralı ve tarihteki en büyük komutanlardan biri.
tarihin gelmiş geçmiş en ünlü atı sayılan busefalus, satılmak üzere kral filipe getirildiğinde, en usta biniciler bile hayvanı yatıştırmak için boşuna uğraştılar, genç prens iskender, bunun üzerine hayvanı yularından tutarak güneşe çevirerek gölgesinden ürkmesini önleyerek sakinleştirdi ve azgın ata egemen oldu. kral filip bunu görünce "oğul" diye seslendi; "sen kendine layık bir krallık kurmaya bak , çünkü makedonya senin için pek ufak." kralın sözleri adeta bir kehanet niteliğindeydi, çünkü azgın ata hakim olamayı beceren genç prens, aradan yirmi yıl bile geçmeden, iranı da fethedecek ve doğuda çok büyük bir imparatorluk kuracaktı.
kral filip, m.ö. 356da, parlak bir askeri başarı kazandığı sırada, üç ayrı haberciden, üç ayrı haber almıştı. ünlü kumandanlarından parmeinon, savaşta illiryalıları altetmişti; atlarından biri olimpiyat oyunlarında zafer kazanmıştı ve karısı olempia, oğlu iskenderi dünyaya getirmişti. kahinler krala, yeni doğan oğlunun savaşlarda yenilmek nedir bilmeyen bir komutan olacağını söylediler.
genç iskenderin öğretmenleri arasında ünlü düşünür aristo da vardı. aristoda aldığı eğitimin, iskenderin kişiliğinin oluşmasında büyük etkisi oldu. genç prens, savaş sanatını iyice öğrenmişti. ilyadanın bir kopyasını başucundan hiç eksik etmezdi.
savaş alanlarında ilk başarılarını kazandığında henüz 16 blocks yaşında bir delikanlıydı. babası seferdeyken ayaklanan medyalıların üstüne yürümüş, şehirlerini yerle bir etmişti. m.ö. 338 yılında eski yunanın en kuvvetli iki devleti olan atina ve onun müttefiki thebese karşı kazanılan keronea savaşında da makedonya ordusuna iskender komuta ediyordu.
kral filip, suikaste kurban gidip öldükten sonra kral olduğunda iskender, henüz yirmi yaşına bile varmamıştı. filip, yetenekli bir yönetici ve usta bir askerdi. fakat sarayında dönen entrikalara engel olamamıştı. eşi olimpiayı saraydan uzaklaştırmış, kleopatra adında makedonyalı bir kızla evlenmişti. düğün sırasında, gelinin amcası attalos içkiyi fazla kaçırıp sarhoş olunca, soyluları, tahta meşru bir veliaht kazandırmaları için tanrılara dua etmeye çağırdı. iskender, bunun üzerine annesine hakaret eden adamın suratına öfkeyle şarap kadehini atmış, kendisini kaybeden filip de oğluna hançer çekmişti. ancak sendeleyip düştü ve bir şey yapamadı.
babasının öldürülmesinde iskenderin parmağı olduğunu ileri süren tarihçi ve yazarlar da vardır; fakat bu suçlamayı doğrulayacak sağlam ipuçları yoktur. annesinin komploya karışmış olması daha akla yakın gelmektedir. ayrıca olempianın, kleopatraya, intihar etmesi için emir verdiği bilinmektedir. kleopatranın dünyaya getirdiği çocuk da tanrılara kurban edilmiştir.
tahta geçtiği zaman henüz yirmi yaşında bile olmayan iskender, öldüğü zaman da daha otuz üç yaşındaydı. fakat aradaki on üç yıl boyunca öylesine parlak ve büyük fetihler gerçekleştirdi ki, ihtişamı yirmi üç yüzyıl boyunca dilden dile dolaştı.
tahta çıktığında, trakyada, thebeste, iliryada ve teselyada kargaşa vardı. iskender, duruma hemen el koydu. teselyalıların üzerine yürüdü ve kansız bir zafer kazandı. yalnız teselyayı almakla kalmadı aynı zamnda diğer yunan devletlerinin de arasını buldu. bunun üzerine korentte toplanan kongre, babası zamanında tasarlanan asyanın fethini gerçekleştirmek için yunan ordularının baş kunamdanlığına iskenderi getirdi.
iskender, korentte bulunduğu sırada ünlü düşünür diogenesle tarihe geçen konuşmasını yaptı. genç kral, düşünüre kendisinden bir şey istemesini söyleyince, diogenes, "gölge etme başka ihsan istemem" karşılığını verdi. iskenderin bunun üzerine dostlarına, " iskender olmasaydım diogenes olmak isterdim" dediği rivayet edilir.
iskenderin, pers imparatorluğu üzerine sefere çıkmasından önce başkaldıran trakyalılara bir ders vermesi gerekiyordu. trakyalılar, şipka diye bilinen geçitte savunmaya geçmişlerdi. makedonyalıların ise buradan geçmeleri gerekiyordu. trakyalılar, savaş arabalarını istilacıların üzerine yuvarlamak için doruklarda toplanmışlardı. fakat iskenderin kullandığı taktik, bu tehlikeyi kolayca ortadan kaldırdı; piyadelerine safları iyice açarak ilerlemeleri emrini verdi. böylece arabalar yuvarlanarak bu boşluktan geçip gitti. taktik başarılı oldu ve geçit ele geçirildi. böylece, o zamanlar ister diye anılan tunaya kadar ilerledi ve kuzey kıyısını aştı.
asyanın fethi
pers kralı darius, thebes halkını makedonyalılara karşı ayaklanmaları için kışkırttı. iskender şehre yürüdü ve 6.000 kişilik nüfuzu kılıçtan geçirdi. korent birliği, şehrin yerle bir edilmesi ve kadınlarla çocukların köle olarak satılması kararını aldı. böylece isyancılar, oldukça ağır bir cezaya çarptırılmış oldu. thebes ile yunan devletleri arasında barışın sağlanmasıyla, iskenderin avrupadaki işi bitti ve gözünü asyaya çevirdi.
iskender hayatının büyük bir bölümünü asyada geçirdi. askerleriyle birlikte konakladığı yerlerde yalnız bir ordugah değil, aynı zamanda yunan uygarlığını buralara taşıyarak kültür ve sanat merkezleri de kuruyordu.
iskender, 30.000 piyade ve 5.000 süvariden oluşan ordusuyla m.ö. 334te helesponu ( bugunkü adıyla çanakkale boğazı) aştı. granikos nehrinde büyük bir pers ordusuyla karşılaştılar. iskender, savaş arabasının içinde, miğferinin iki yanındaki beyaz tüyler nedeniyle kolayca tanınıyordu. bu yüzden ani bir saldırıya uğradı. ama arkadaşı kleitus, komutanının imdadına koştu ve kılıcını ustaca kullanarak iskenderin hayatını kurtardı. daha sonra iskender kleitosu kılıçla vurarak öldürecekti. yolu üzerinde geçtiği bütün şehirler ve kaleler düşüyordu. frigya topraklarından geçerken, gordiyonda (bugünkü sakarya nehri civarlarında olduğu sanılan frigya kenti) ünlü kördüğümü kılıcıyla keserek çözdü. eski bir inanca göre, bu düğümü çözen, asyaya egemen olacaktı.
iskender, mola verdikleri bir sırada serinlemek için sindus ırmağına girdi fakat üşüterek ateşlendi. hayatından umudun kesildiği bir sırada, akarnanialı filip adında biri ortaya çıktı ve kralı iyi edecek ilacı hazırlayabileceğini söyledi. ilaç hazırlanırken çıkagelen bir haberci, dariusun, iskenderi zehirlemek için filipi gonderdiğini söyledi. kral mektubu okuduğu sırada şifacı filip de yanına girdi. iskender, uzatılan kupayı alırken mektubu da filipe uzatarak "oku!" dedi ve kupanın içindeki ilacı bir dikişte içti. iskender, gösterdiği güvenin karşılığında kısa sürede iyileşip ayağa kalktı.
kendisine "büyük" lakabı takan darius, kendisini dünyanın en büyük hakimi sayıyordu. bütün batı asya ve mısır onun egemenliği altındaydı. dariusun ordusu iskenderinkinden beş kat daha güçlüydü. ne var ki sayıca üstün olmanın, ustalık ve disiplin karşısında pek anlamı olmadığı çabuk anlaşıldı. iki ordu bugünkü iskenderun yakınlarındaki issos yaylasında karşı karşıya geldiler. iskenderin ordusu kesin bir zafer kazandı. darius ise ailesini bile savaş alanında bırakarak kaçtı.
iskender, tutsak kadınlara, toplumsal durumlarına uygun davranılması emrini verdi.
darius, iskenderin teslim olma teklifini reddetti ve bunun üzerine iskender, irana ilerleyip dariusun işini bitirmeye karar verdi. fakat daha önce suriyenin üzerine yürüdü. en çetin direnişle, bir liman şehri olan tirede karşılaştı. kanlı bir kuşatma sonucunda tire kalesi de düştü.
daha önce filistin ve mısır da işgal edilmiş, iskender adını ölümsüzleştiren ve kendi adını taşıyan büyük iskenderiye şehrini kurmuştu. mısır ve suriyenin yeni efendisi, m.ö. 331de tireye geri dödü ve irana yapılacak olan seferin hazırlıklarına başladı. darius, bir milyon olduğu söylenen ordusuyla iskenderi karşıladı. makedonyalıların ordusu ise 50.000 kadardı. ninova yakınlarındaki arbelada başlayan savaş, iskenderin zaferiyle sonuçlandı. darius, bu sefer de savaş alanından kaçmayı becerdi. fakat o zamana kadar tarihin en büyük imparatorluğu olarak bilinen pers imparatorluğunun kaderi çizilmiş oldu. babil ve susa şehirlerinin kapıları büyük iskendere açıldı. daha sonra, dünyanın en zengin şehri olarak bilinen başkent persepolis de iskenderin egemenliği altına girdi.
iskender, dariusu yakalamaya çalışsa da, darius hainler tarafından yaralandı ve hastalanarak öldü. ölmeden önce iskendere, ailesine cömert davrandığı için teşekkür etti.
birkaç ay sonraki, sogdian kayalığının fethinden sonra, o zamana kadar kadınlarla pek ilgilenmemiş olan iskender, buranın kralı oksiyartesin kızına aşık oldu ve ülke geleneklerine uygun olarak evlendiler.
hindistanın fethi
iskender, o zamanlar pek az tanınan hindistanı fethetmeyi düşlemeye başladı. ele geçirdiği topraklardan topladığı askerlerle gelişmiş bir ordu kuran iskender, m.ö. 327 yazında bak-trianeden ayrıldı. indus nehrini aşınca, porus adlı racanın ordusuyla savaştı ve sonunda düşmanını esir aldı. tutsağa nasıl davranılacağı sorulduğunda iskender, "kral gibi" karşılığını verdi. porusa topraklarını geri vererek, devleti makedonyanın egemenliğine aldı.
iskenderin, hindistanda daha fazla ilerlemesini engelleyen şey, makedonyalı savaşçılarının artık kılıç sallamaktan yorulmaları ve ana vatanlarına geri dömek istemeleri oldu.
büyük iskender, m.ö. 323te, büyük bir şölenden sonra hastalandı ve birkaç gün içinde de babil sarayında 33 yaşındayken öldü.
iskenderin, dünyanın en büyük askeri dehaları arasında sayılmasının yanı sıra, yunan medeniyetinin yayılmasında ve helenistik uygarlığın yükselmesinde de büyük payı vardır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?