ben
senden once olmek isterim.
gidenin arkasindan gelen
gideni bulacak mi zannediyorsun?
ben zannetmiyorum bunu.
iyisi mi,
beni yaktirirsin,
odanda ocagin
ustune korsun
icinde bir kavanozun.
kavanoz camdan olsun,
seffaf,
beyaz camdan olsun
ki icinde beni gorebilesin
fedakârligimi anliyorsun :
vazgectim toprak olmaktan,
vazgectim cicek olmaktan
senin yaninda kalabilmek icin.
ve toz oluyorum
yasiyorum yaninda senin.
sonra, sen de olunce
kavanozuma gelirsin.
ve orada beraber yasariz
kulumun icinde kulun
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasiz bir torun
bizi ordan atana kadar...
ama
biz
o zamana kadar
o kadar karisacagiz ki birbirimize,
atildigimiz coplukte bile
zerrelerimiz
yan yana dusecek.
topraga beraber dalacagiz.
ve bir gun yabani bir cicek
bu toprak parcasindan nemlenip filizlenirse
sapinda muhakkak iki cicek acacak :
biri
sen
biri de
ben.
ben
daha olumlu dusunuyorum
ben daha bir cocuk doguracagim
hayat tasiyor icimden.
kayniyor kanim.
yasayacagim, ama cok, pek cok,
ama sen de beraber.
ama olum de korkutmuyor beni.
yalniz pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze seklini.
ben olunceye kadar da
bu duzelir herhalde.
hapisten cikmak ihtimalin var mi bugunlerde?
icimden bir sey :
belki diyor.
(bkz: nazim hikmet ran)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?