şöyle açıklayayım;
kendi duygularına bir isim aramadığın, arasan da bulamayacağından emin olduğun zamanlar vardır. sevdiğin adama söylenenleri konduramadığın, gördüğünü görmezden gelebildiğin zamanlar..hatırladıklarını unutmak, kendinden bile gizlemek istediğin zamanlar..
bu yol demiştim, bu yola geleceğim yeniden. bu yolda başlayacak bu hikayenin sonu, belki de bitmiş bir hikayenin yazılması gecikmiş sonu bu sadece. şimdi elime kalemi alınca kelimeler uçuşup gidiyor. ben miyim sebebi bilmiyorum..
tanıdığım yüzün yabancılaşıyor, sen uzaklaşıyorsun. netliği kayboluyor sesinin, seni istemeden unutuyorum yanında otururken.
hikayenin başını unutuyorum sanırım, oysa sonunu yazmalıydım.
neden olmadı?
kırpık kirpiklerinin gölgesinde bir parça huzur bulabildiğim kısacık "an"lar hatırlıyorum, anı olacak kadar bile uzun değiller. yorgunum, sana bakıyorum, "yorgunum" diyorum, "evet çok yorgunum" diyorsun. sana yorgunluğunun bir kısmını ver bana ben taşıyayım demiştim, içine battığın bu balçığın içerisinde unutarak başını dayayabileceğin bir omuz uzatmıştım ya da ben öyle sanmıştım..şimdi bu ellerimdeki kan lekeleri kim bilir hangi aşkın izleri..
o hikayenin sonu burada, peki başı nerede?
sonunu tenine kazıyorum da başlarken nereye yazmıştım, kahretsin bulamıyorum..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?