28 şubat

demokraside ki bad sector’lerinden sonuncusu.

(bkz: necmettin erbakan)

(bkz: cevik bir)

birilerinenin unutmamasi gereken bir tarih
mesela simdiki erbakan

turk siyasi tarihinde ordunun siyasete son mudahalesi olarak gorulmektedir,ancak bu mudahale oncekilerden cok farklidir..28 subata gelinen surecte,refah-yol hukumeti kurulduktan sonra necmettin erbakan’in arap ulkelerine surekli ziyarete gidip burada turkiye’nin asagalanamasina ses cikarmamasi,ayrica turgut ozal zamaninda baslayan tarikatlarin yuklesinin en ust seviyeye gelmesidir..her gun yeni bir tarikat ortaya cikmaktaydi,her bir tarikat sagda solda ortaya cikip zikr yapmaktaydi,hatta is oyle bir noktaya kadar geldiki tarikatlar ankara’da ki merkez camii’nin onunde bile genis katilimli bir zikr yaptilar ve seriat istediklerini belirttiler..tum bunlar orduyu karsi devrim olusmasina karsi tedirgin etti ve ordu tanklarini yuruterek refah-yol hukumetinin dusmesini sagladi..ileriki surecte refah partisi kapatildi,erbakana da siyasi yasaklar geldi..kimi cevreler 28 subat’i postmodern bir darbe olarak nitelemektedir...

demokrasimize balans ayarı yapılan gün

tarihimize kara harflerle kazınılacak, utanç duyulacak gün.

bir nevi postmodern darbe.

ipini koparmis erbakancilarin ayar yedigi gün. demokrasimizin güdük günleri gibi yaftalarda bulunan insanlarin pek de hosuna gitmemis gündür.

neydi buna sebep veren olgular:
- tarikatlarin pervazsizca seriat isteyen cizirtilari
- kaddafi önünde ignelemeleri kabul edip, rezil olunduktan sonra savunulmaya calisilmasi
- türban olaylarinin adam akilli hortlamasi
- basbakanlik konutuna ülkenin önde gelen tarikatlarina gezi düzenlenmesi
- ülkenin genel politikasindan sapmalar olmasi
- atatürk’e "veled-i zina" diyecek kadar ileri gitmis (insanin diyesi gelmiyor ya) milletvekillerinin bulunmasi
vs...

sonuclari acisindan bakildigi zaman su sonuclara ulasilabilir:
- demokrasimiz acisindan "ne yazik ki" sivillerin basarisizliginin ve pervazsizliginin ayyuka cikmasi
- demokrasimiz acisindan aslinda kesinlikle etkin durumda olmamasi gereken bir gücün gayr-i resmi alttan müdahele etmesi
- rte’nin yükselis ivmesinin artmasi
- yüzyillar boyunca bu ülkenin toplaklarina egemen olmus din düzlemli politikanin genc cumhuriyette nasil dipten geldiginin ortaya cikmasi

simdi bu yaziyi okuyanlar bendenizi darbe cigirtkani sanabilir. kesinlikle degilimdir. lakin etki-tepki ayrimina göre bir gücler dengesinin varligi tekrardan hissedilmistir ve ne yazik ki modern demokrasilerde kesinlikle mevcut olmamasi gereken ordunun terazideki boylamsal agirligi artmistir.

en doğru tepkiyi ödp’nin koyduğunu düşündüğüm kimisine göre post-modern darbe kimisine göre postal sesleri olmayan darbedir.ödp o günlerde kimisi asker kanadını kimisi irticacı kanadı tutarken emek, barış ve demokrasi yanlılarının üçüncü bir seçenekten yana tavır almaları gerektiğine vurgu yapmıştı.o güne has üretilen slogan ise demokrasi yanlıları için ’’ne refahyol ne hazır ol’’ idi.

(bkz: ne refahyol ne hazır ol)

sonuçları şizofren vatanseverlerin gerçek yüzünü ortaya çıkarmıştır 19 banka hortumlanmış, dış boç 84.9 milyar dolardan 119 milyar dolara yükselmiş, iç bor. 6.6 katrilyondan 117.3 katrilyona yükselmiş, milli gelir 3105 dolardan 2261 dolara inmiş, asgari ücret 143 dolardan 120 dolara düşmüştür.

amerika nın önlediği cevaz vermediği darbe girişimidir çünkü o şartlarda amerika nın işine gelmiyordu türkiye nin o konumda olması. demokrasiyle yönetilen bir ülkede bağnazlığın son damlası olacaktı bu hareket bereket ki olmadı. halen bunu islamcılıkla bağdaştırarak haklı görmeye çalışan kafası basmayan insan güruhu vardır. bu girişim bile türkiye yi geri götürdü türkiye nin milyarlarca doları bu kisve altında sömürüldü. o zamanki erbakanın iktidar hırsı maalesef birilerinin iştahını kabarttı. erbakanın kellesi alındı akabinde. ondan sonrası malum 2000 ve 2001 şubat kriz dönemleri koalisyon hükümeti derken fakirin sersefilin teki olduk türkiye modern görünümlü 3. dünya ülkesi konumunda yer perçinledi fiyatlar uçtu, bir gecede parası olanlar fakir oldu.

(bkz: ince ayar)

(bkz: demokrasiye balans ayarı)

türk ün bedevilerin başına inen yıldırımı...

bu ayarin devami olarak beklenen ve özlenen gün (bkz: 30 agustos)

dilimizle ikrar etmesek de...

(bkz: ordu göreve)

anti demokratik olaylardan biri daha ordunun acilen demokrasiyi kavraması gerektiği farkedilmiştir. bugün ise aynı ordu o zaman rezil ettiğini bugün vezir etmektedir. hangi orduyu hangi göreve çağırıyoruz!. üstelik imam hatiplilerin orduya atamaları yapıldığında da "ordu göreve" çığırtkanlığı yine böyle ateşli yapılabilecek mi merak konusudur.

merak ediyorum darbeyi destekleyen yazarlar o sıra kaç yaşında idi. ha yaşları küçüktüyse darbe istemi sallamasyondur. ha büyük idiyse daha vahim. kusura kalmayın ama darbe kalmadı. taze bitti!

şu anda bir darbe olsa bu memleket ne hale gelir haberiniz var mı sizin?
devlet malınıza mülkünüze herşeyinize el koysa ne olur?
kısıtlansanız ne olur?
bu arada siz öğrenci misiniz, askerlik yaptınız mı, çalışıyor musunuz?
bu kavramlar artık uzak bu millete. siz isteseniz de abd li abiler istemezler, işlerine gelmez.

hem özgürlük çığırtkanlığı yapıp hem de darbe sevdalısı olunmaz.

birini seçin artık sizde canım.

ama çok sevdim sizi bir muhtıra felan ayarlatabilirim belki.

edit:beyler yanlış anlamayın ama darbe sevdalısı olmanızı gerçekten anlamıyorum. heralde ironi olsun diye makara olsun diye yazıyorsunuz. anlamadıysam öküzlüğüme verin.