marka takıntısı

utopiano
"ayakkabim bu marka olsun", "pelerinim $u olsun" "saatim bu olsun" diyen, bununla da kalmayip "perdem $u marka", "kulak temizleme pamugum bu marka" filan diye israr eden, reklam panosuna donen anlamsiz insan modeli
blackpresser
para bok olunca pek de problem olmayacak bir takıntı ancak marka giyinmek adına giysilere tonlarca para bayılmak akıl karı iş değil.
ilseyim
kişiliği zayıf, kendilerine güvenden yoksun insanların kendilerini kanıtlamak için ihtiyaç duydukları şeye olan takıntısı.
salome
sadece belirli markalarin satildigi bir magazada ic camasirlarina bakarken gozunuze mavi penyeden alelade bir don takilir uzerinde kocaman kirmizi kiraz baskisi,"ayy ne cikin sey" der elinizle kenara itmeye kalkarsiniz ki askiyi, o etiketi gorur pirildayan gozleriniz "d&g"; "aaa aslinda hic de fena degilmis yakisir be" hemen akabinde "ay vallahi cok tarz bayildim" diyerek kasaya kosarsiniz ve o penye ,ilk yikamada ipleri parcalanacak dona 45 euro bayilir cikarsiniz. iste buna biz halk arasinda marka takintisi diyoruz bir diger adi ile "angut"luk.
john maynard keynes
dunya ekonomisinde en onemli seylerin basinda gelir marka takintisi.mikro bazda her firmanin markalasmak istemesinin yani sira makro bazda da her ulke kendi markalarini yaratmak ister,katma deger koyabilmek icin olmazsa olmazlardandir,buyumek gelismek adina marka onemlidir.

kisisel bazda ele aldigimizda da markalarin onemini goruyoruz aslinda,bu elbetteki sirketlerin sahip oldugu monopolden kaynaklanmaktadir.sahsen bugune kadar butun basket ayakkabilarim adidas marka olmustur cunku alinacak kac tane mal vardir ki,and 1,nike,fila ve belki reebok ama gordugumuz gibi hepsi birer markadir ve de egri oturup dogru konusalim dayaniklidirlarda.

monopoliye devam edelim mesela armani code un kokusunu baska hangi parfum saglayabilir,hic biri.oyleyse biz yine bu markaya bagimliyiz.sahsen marka bagimliligim vardir ve de gocunacagim bir sey de degildir,bir ingiliz atasozunun dedigi gibi;

(bkz: ucuza alacak kadar zengin degilim).
with all my love
böyle bi şey olsa gerek...
> > ’türk osman’ in bir günü:osman bey, sabah saat 7.00’de casio masa
> >saatinin alarmıyla gözlerini açtı.puffy yorganını kaldırdı.
> >
> >
> >
> >
> >hugo boss pijamalarını çıkarıp adidas terliklerini giydi.wc ’ye uğradıktan
> >sonra banyoya geçti.clear şampuan ve protex sabunuyla duşunu aldı.colgate
> >ile dişlerini fırçaladı.
> >rowenta ile saçlarını kuruttu. bill s gömleğini ve pierre cardin takimini
> >giydi.lipton çayını içti.sony televizyonda medya özetlerini ve flash
> >haberleri izledi.citizen kol saatine baktı. aile fertlerine ’ çav’
> >deyip hyundai otomobiline bindi.blaupunkt radyosunu açarak, rock müziği
> >buldu.ağzina bir polo seker attı .şehrin göbeğindeki mega center’daki
> >ofisine varınca, fujitsu siemens bilgisayarını çalıştırdı.microsoft excel’e
> >girdi.ofis boy’dan neskafe’sini istedi.saat 10.00’a doğru açlığını
> >yatıştırmak için gressini yedi.öğlen wimpy s fast food kafeteryaya gitti.
> >ayaküstü,coca cola ve hamburgeri mideye indirdi.camel sigarasını
> >yakıp,daily mirror gazetesini karıştırdı.aksam-üzeri is çıkısı image bar’a
> >uğrayıp jb’sini yudumladı,sonra kösedeki shopping center’a ugradi ...eşinin
> >siparis ettigi persil supra deterjan, ace çamasirsuyu, palmolive sampuan,
> >gala tuvalet kagidi , sprite gazoz ve johnson kolonyayi alarak kasaya
> >yanasti.visa kartiyla faturayi ödedi.hafta sonu esi münevver’le galleria’ya
> >giden osman bey,showroom’lar dolasip kinetix ayakkabi,lee cooper blue jean
> >satin aldi. aksam evde bir gazetenin verdigi tv guide’a göz atanosman
> >bey,kanallar arasinda zapping yaparak, first class, topsecret, paparazzi
> >gibi programlar izledi. ayni anda outdoor dergisini karistirdi.saat
> >22.00’ye dogru show’da türk dili üzerine panel basladi. uykusu gelen osman
> >bey,televizyonu kapatip yatak odasina geçerken, kendini mutlu hissetti.
’ne mutlu türk’üm diyene!’ diye gerindi ve uyudu.
> >hala da uyuyor. ne zaman uyanacagi belli değil..?(alıntı)


blinn
türk halkının, ülkelerinin bir tekstil cenneti olduğunu kabul ettikleri andan itibaran kurtuldukları takıntı.
fasa fiso
cok paranin getirmis oldugu bir takintidir.arkadas arasinda asagilik duygusuna kapilmamak icin ozenti sonucu olusuyor diye dusunuyorum.ne de olsa cogu tikky insaninin beyni gucci ye programli.kalbi prada diye atiyor, chanel gozluklerin ardindan bakiyor, diesel pantalonun icindeki bacaklar onu surukluyor,nike ayakkabilar da eslik ediyor.bu gencler zamani rolex marka kol saatine bakarak porsche ile yakaliyor.

fasa fiso bagdat caddesi ’den bildirdi.
valequentill
bazı kesime dahil insanlar etrafındakileri elbiselerine , ayakkabılarına göre yargılamaya devam ettiği sürece kurtulayamayacağımız virüs. ’’-ben adamın önce ayakkabısına bakarım’’ tarzında bir söylemi hepiniz duymuşsunuzdur... işte bu ayakkabısına bakılan tipler bu göz hareketini sezerse nikedan , adidastan başka birşey giymezler. eskiden teyze oğlunun eskileri , almanyadan amcaların gönderdikleri ile yetinirken ergenlik çağı imaj yaratma dönemi ile iyice içine düşülen durumdur. ha şimdi bunda benim bu entry i yazarken adidastan aldığım şortumu giymiş , onun üstüne de lacoste t-shirt ümü giymiş olmamın etkisi var mı? yok.
mmkurabiye
bilir misin cay ocaklarinda vardir markalar cay almak icin para karsiligi once marka alirsin sonra cayi da marka karsiliginda..
heh bildin mi yegenim
iste ben onun takintilisiyim
+
hastasiyim

p.s cay ocagi ornegini sallamis olabilirm emin degilim
yine de ozendigimden cumle icinde kullanmak istedim
hepsi bu

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol