ayrılıklara alışmak

wereyda
mesele tek bir ayrılıkla sınırlı değil. ayrılıklardan bahsediyoruz evet; kendinizi bilmediğiniz zamanlardakiler, kendinizi bilmeye ba$ladığınız zamandakiler, kendinizi bildiğiniz zamandakiler ve -herkese olur- kendinizi kaybettiğiniz zamanlardakiler. haklısınız çok geni$ bir analiz yapılabilir bu konuda, uzun uzadıya konu$malara sigara ve alkol de katılabilir.

neyse..

insanoğlunun binlerce tanımından biri de onun `unutan` olması. sevinçlerin de, üzüntülerin de, tepkisizliklerin de unutuluyor olması ise; dünyanın temel çalı$ma prensibi olan `tezat`ların özlerinde birbirleriyle benze$meleriyle mümkünlük kazanıyor. acıyı da tatlıyı da unutuyoruz: insanız!

velhasıl;

ayrılanların hâlâ sevgili olduğunu iddia eden attila ilhan ile ayrılıkların da sonu olduğunu öne süren ilhan irem`e kulak veriyorum. derin dü$üncelere dalıyorum bazen gerçekten ve her seferinde tek bir noktada bulu$uyor ba$ ağrılarım: alı$mak!
kaderin kaç sayfaya yazıldığı, kaç sayfaya sığdırıldığı, o sayfalar için kaç ağacın kesildiğini falan dü$ünüyorum arada; `alı$mak` diyorum sonra da, alı$tığımı anlıyorum; alı$madan olmayacağını anladığım gibi tıpkı.
bir tarafınızın zaman tarafından hissizle$tirilmesi, trepanasyon kanalıyla hastalıklı hücrelerinizin itlaf edilmesi belki de bu; takvimsel bir narkoz.

tek bir dü$ünce hâlâ etkisini sürdürüyor ama:
ba$layan bir $ey bitecekse, neden ba$lıyoruz?

(alı$mak da bir yere kadar değil mi..)


neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol