bekleme odası

hazimsizlikla izledigim bir zeki demirkubuz filmi. kendi yonetmis, kendi oynamistir. surekli bir seylerin eksik oldugunu dusundum durdum. bir de yonetmen olmayi gelisimsiz bir entellektuelizmle bagdastirdim.

doktor muayenehanelerinde hep bulunan, genelde can sikici olan, yeni dergilerin biraz olsun gerginligi alsin diye birakildigi, ne olursa olsun hic huzur verici olup "ben burada kalsam hic kalkmasam" dedirtenine rastlamadigim mekan.

2003 yapimi zeki demirkubuz filmi.
oyuncular
nilufer acikalin, zeki demirkubuz, nurhayat kavrak
konu
disaridan bakilinca idealist, ilkeleri icin yasayan biri gibi gorunse de, kendisini inancsiz ve kibirli bir insan olarak goren yonetmen ahmet, dostoyevski’nin “suc ve ceza”sini filme cekmek istemektedir. ama hem filmine, hem de sevgilisi serap’a ve yasadigi hayata karsi icinde bulundugu nedensiz kayitsizliktan kurtulamamaktadir.
kendini evine kapatmis, adeta bir yabanci gibi yasamini surdurmektedir. sevgilisi sonunda onun bu yikici ruh halini, yasaminda baska bir kadin oldugu seklinde yorumlar. uzun ve sancili bir sorgu gecesinin ardindan ahmet sikilip hayatinda biri oldugu yalanini soyleyince serap evi terkeder.

butun bunlar olurken, ahmet’in asistani elif filmle ilgili hazirliklarini surdurmekte, romanin kahramani roskolnikof’u canlandiracak oyuncuyu aramaktadir. ama ahmet deneme cekimlerine gelenlerin hicbirisinden memnun kalmaz. sonucta rolu, bir sure once evine girerken yakaladigi, ama polise teslim etmeden saliverdigi genc hirsiza vermeye karar verir. ama hirsizi nasil bulacagini bilmemektedir...

(bkz: karanlik ustune oykuler">[gbkz]karanlik ustune oykuler)

kader ve masumiyet ikilisini saymazsak zeki demirkubuz un en iyi filmi olduğunu bugün izleyince bi kez daha anladığım film olmuştur kendisi.yalnız için için zeki demirkubuz sadece yönetmenlik yapsın demek istiyorum;düz mantıkla bakılınca bi nevi belki karakterimiz bağımsız ve populer olmayan filmlerin yönetmeni olarak demirkubuz un ahanda benim bu imajını pekiştirme işlevini başarıyla yerine getirmiş olsa da,demirkubuz kendi bindiği dalı kesmiş bu filmde ve güzel yönetmenlik ama berbat bi oyunculukla inceden şahsi tepkimi çekmiştir.kendi keşfi olan güzel oyuncu ufuk bayraktar ın olduğu sahneler;filmin her ne kadar canlı,iyimser olmanın aksinde bi amacı olmasına rağmen,filmi hareketlendiren sahneler olmuştur zaten ufuk bayraktar bu yüzden güzel bi oyuncudur zannımca.sonuçta klişe olarak iyidir,güzeldir diyeyim ben ki izlensin bu demirkubuz filmi ...

dostoyevski’ ye ithaf edilmiş, zeki demirkubuz’a ait bir günah çıkarma filmidir.

23.istanbul uluslar arası film festivali’nde en iyi yönetmen ödülünü zeki demirkubuz’a kazandıran filmdir.