beyaz atına binmiş,ordusunun önünde giren fatih sultan mehmet, yanında onu yetiştiren akşemsettin, mola hüsrev ve molla gürani ile istanbula giriyor. türk ordusunu karşılıyan şehir halkı yol boyunca dizilmiş, ellerindeki çiçek demetlerini padişaha sunmak için yaklaşıyor.
şehir ahalisi beyaz sakalıyla, ağır duruşuyla akşemseddini padişah sanıp çiçekleri ona sunmaya çalışıyorlar. akşemsettin atını geri çekip göz ucuyla fatihi göstererek:
"sultan mehmet odur, çiçekleri ona veriniz", demek istiyor.
fatih sultan mehmet, çiçeklerle kendisine doğru yürüyenlere hocası akşemsettini göstererek:
"gidiniz, çiçekleri gene ona veriniz. sultan mehmet benim, ama o, benim hocamdır", der.
eserleri
risalet-ül-nuriyye (nur risalesi)
def’ü metain
risale-i zikrullah
risale-i şerh-i ahval-i hacı bayram-ı veli
makamat-ı evliya (velilerin makamları)
maddet-ül-hayat (hayat maddesi)
nasihatname-i akşemseddin (akşemseddin nasihatnamesi)
kitab-ül-tıp (tıp kitabı)
hall-i müşkülat (güçlüklerin halli)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?